"Keşke" diye diye bir hal olduk

Can KANTAR SEKTÖRÜN İÇİNDEN cankantar@gmail.com

Sigorta ne yazık ki hâlâ ülkemizde zorla pazarlanan bir şey. Kurumlara, bireysel müşteriye gidiliyor, "Sigorta yaptırmak ister misiniz?" diye soruluyor. Alınan cevap "Şimdi sigortaya verilecek param yok", Allah korur, Allah'a emanet ediyorum", gerekli önlemimi ben alıyorum bir şey olmaz."  Allah'a inancımız sonsuz ama, o kadar kaza, yangın, deprem oluyor, başına bu felaketler gelenlerin hiçbirinin Allah'a inancı yok mu? Bu nedenle bu dünyada önce biz önlemimizi alalım sonrasında işimizi Allah'a bırakalım. Param yok diyenlere ise söylenecek iki çift lafım var, "Mesela evini sigortalatmak için yılda 200 lira verecek paran yok ama, Allah korusun evinde bir felaket yaşandığında en az 5.000-10.000 TL'yi nasıl bulacaksın" diye de ben soruyorum. Önlemimi ben alıyorum bir şey olmaz diyenlere, "Dünyanın en iyi korunan ve önlem alınan yerlerinde birçok kazalar meydana geliyor ve hiç beklenmeyen taraftan gelişiyor kazalar.

İşte bu nedenle sigorta var. Hiç beklemediğiniz bir olay nedeniyle mağduriyetiniz engellensin diye.  Ama bunu zenginleşme aracı olarak görüp bu konuda suistimallere başvuranlar yok değil. Bu konuya daha sonraki haftalarda tekrar değineceğim.

Eksik sigorta ile kâr edilir mi?

Geçtiğimiz gün İstanbul Gösteri ve Kongre Merkezi'ndeki yangını içim sızlayarak izledim. Ben de orada birkaç gösteri izlemiştim. Gerçekten İstanbul gibi kalabalık bir şehir için bunlardan daha birkaç tane daha olması gerekirken elimizdeki yandı gitti. İstanbul Gösteri ve Kongre Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Özbey'i televizyonda izlerken gerçekten içim sızladı. Sigortası yok mu? diye sorulmuş "3 milyona sigortalıydı, ama buranın değeri 20 milyon dolar" dedi. Sektör buna "eksik sigorta" diyor. Sayın Özbey'e buradan geçmiş olsun diyorum. Ve soruyorum; 3 milyon dolara sigorta ettirdiniz de şimdi kâr etmiş mi oldunuz, şimdi ne oldu? Bunu gerçekten içim sızlayarak soruyorum ve herkese örnek olsun diye de yazıyorum. Sigortasını tam yaptırmış olsaydı şimdi sigortadan gidip parasını alacak ve İstanbul Gösteri ve Kongre Merkezi'ni çok kısa bir sürede tekrar inşa edebilecekti.

Geçenlerde TRT'deki programım için bir işletmede röportaj yaptım. Orada da fabrikadaki yedek parçaların ve hurdaların olduğu kısmı poliçede kapsam dışı bırakmışlar ama ne yazık ki olmaz denilen olmuş ve yangın ter tarafa doğru ilerlemiş ve yedek parçalar ve hurdalar bölümüne sıçramış en büyük zarar da oraya olmuş ve o taraf poliçede kapsam dışı. Ne oldu şimdi 2000 lira vermeyerek kâr ettiğini zannetti işletme sahibi zarar gören eşyalarının maliyeti 25.000 TL'ye yakınmış.

Ön ekspertiz şart

Gelişmiş ülkelerde ve istendiğinde bizde de sigorta işleri şöyle yürüyor. Bir sigorta şirketine müracaat ediyorsunuz, size öncelikle ön ekspertiz hizmeti veriliyor, sigorta şirketi riskinizi tanımlıyor ve ölçüyor. Sonrasında işletmenizde almanız gereken önlemler söyleniyor. Riski azalttığınız sürece çok daha az prim ödüyorsunuz bunu unutmamak gerekir.

Risk ölçümlemesi yapıldıktan ve ön ekspertiz hizmeti ile değer tespit edildikten sonra İstanbul Gösteri ve Kongre Merkezi yangınındaki gibi eksik sigorta yaptırmamalıyız. Bu da yetmez her poliçeyi yenilediğinizde değer tespitini yaptırmalısınız. Eksik sigorta yaptırarak ya da hiç sigorta yaptırmayarak kendini kârda zannetmesin vatandaşlarımız…Çünkü ne zaman ne olacağı belli olmuyor.

Tüm yazılarını göster