"İyi 'damlama-sulama' hortumu satarım abii!"

Ferit Barış PARLAK AYRINTI ferit.parlak@dunya.com

Güneydoğu'daki verimli toprakların yüzde 5'ini 'vahşi sulama' nedeniyle kaybettik.

Şimdilik!

Azbuz değil…

90 bin hektar alan gitti…

 ***

Yüzde 5 de 'yanlış ilaçlama' ve 'yanlış gübreleme'nin kurbanı…

İkisini topla: 180 bin hektar…

Şimdilik!

 ***

180 bin hektar alan ne demek?

En az 1 milyon 100 bin ton 'incir' demek…

En az 300 bin ton 'ayçiçeği' demek…

En az 2 milyon ton 'elma' demek…

En az 900 bin ton 'mısır' demek…

En az…

İthalatın önünü kesmek demek…

İhracatın ve istihdamın önünü açmak demek…

Refah demek, kalkınma demek, büyüme demek…

 ***

Neyseki sadece Güneydoğu'da, bugüne kadar kaybettiğimizin 10 katı büyüklüğünde verimli tarım arazimiz var halâ…

İlgi bekleyen…

Belki de kaybetmemizi!

Bu arazilerimize ne ekildiğini, ne kadar ürün alındığını sor. Bilen yok. Bilenin bildiği de tahmini veri. En iyi tahmin ile en kötü tahmin arasında minimum 100 bin ton çıkmazsa bir şey bilmiyorum.

  ***

Vahşi sulamaya tekrar dönersek:

Yaklaşık 15 senedir konuşuyoruz vahşi sulamayı, tuzlanmayı, toprak kaybını…

Ne yaptık?

İşi bilen! söz sahibi büyüklerimiz toplandı, karar aldı ve emir buyurdu:

Damlama sulama modelini yaygınlaştırın!

Yaygınlaştırdık…

Parası olana 'damlama-sulama sistemi' pazarlayan dükkanlar açtırdık…

Verimli arazilerimizi/geleceğimizi mühendislik bilgisi gerektiren projeler yerine, parası olup dükkan açabilenlerin geliştirdiği projelere emanet ettik.

Ne mi oldu?

Bilgisiyle değil de parasıyla dükkan açıp, daha çok para kazanmak isteyenler 'damlama-sulama' modelini yaygınlaştırdı!

Önemli bir ziraat fakültemizin idealist hocaları ve öğrencilerinin yaptığı araştırma sonuçlarını, teknik ayrıntıya girmeden hepimizin anlayacağı şekilde aktarayım:

Genelde, bilimsel olarak verimliliğin artırılması için 1 birim kalınlıkta boru döşenmesi gereken araziye, parası olanların pazarlama gücüyle 1.5 birim kalınlıkta borular döşendi.

Bilimsel olarak verimliliğin artırılması için 1 birim uzunlukta boru döşenmesi gereken araziye, parası olanların pazarlama gücüyle 3 birim uzunlukta borular döşendi.

Bu nedenle, yine, ürünün ihtiyacı olan suyun en az 10 kat fazlası verildi güzelim arazilere.

Kısacası, "İyi 'damlama-sulama' hortumu satarım abii!" ciler sayesinde, 'vahşi sulama' gitti, 'vahşi sulamanın babası' geldi!

Ve yine kısacası, "Tuzlanmaya, toprak kaybına ve verimsizliğe devam…" denmiş oldu.

Bir Allah'ın kuluda koltuğundan kalkıp bunları denetlemedi, cezalandırmadı.

İşi bilen! söz sahibi büyüklerimiz, ülkeyi kurtaracak çok büyük mevzularla uğraştıkları için bu küçük mevzuları bilmemeleri doğaldır, hatırlatmak istedim.

 ***

Sadece mevcut hükümeti suçlamak yanlış olur.

Onlarca yıla yaydığımız ve kronikleştirdiğimiz sağlık problemimizin filmidir bu.

Ama bu problemimizi çözmek için yol çok…

O kadar çok ki: Kurumsal ve kişisel modernizasyona! önem verip, makam arabalarına televizyon, makam odalarına mobilya, eğitim tesislerine sauna odası yaptırmak için günlerce araştırma yapan büyüklerimiz, bu gerçek işlerine ayırdığı vaktin onda birini tarımın geleceğine ayırsa, bu yollardan birini ister istemez görüp, uygulayacak…

 ***

Aklıma gelen ilk yolu söyleyeyim:

50 metrekarelik 'baraka' yapımında dahi, inşaat mühendisleri odasından, belediyeden proje onayı alınıyor.

Sonra inşaat kontrol ediliyor.

Gerektiğinde inşaat durduruluyor, yıktırılıyor…

Bu örnek baz alınabilir.

En küçük tarım projesinde dahi, 'onay' alımı mecbur kılınabilir.

Ziraat mühendislerimize, denetleme izni ve bilimsel gerçeklerle bağdaşmayan projeleri durdurma yetkisi verilebilir.

Tarım Bakanlığı bu iş için bir birim kurabilir.

Bu birimin içini ve hizmet edeceği alanı, kişisel ve kurumsal modernizasyona değil de, idealleriyle geleceğimizin modernizasyonuna değer ve gönül veren mühendislerimizle aydınlatabilir… 

Tüm yazılarını göster