"İstikrar, kısa vadeli güvenlik önlemlerine değil, insanların katıl

DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

"Otoriter bir sistemde kurumlar değil, yasalar hüküm sürer. Koyun gibi mezbahaya giderseniz, kesildiğiniz için şikayet edemezsiniz" diyor El Baradey ve şöyle devam ediyor:"Tek bir temel talebimiz var: Rejimin sona ermesi ve yeni bir Mısır'ın başlaması. Batı, istikrarın kısa vadeli güvenlik önlemlerine dayanmadığını anlamıyor. İstikrar sağlanmasının tek yolu, insanların yetki sahibi ve katılımcı olmaları."

"Haklarınızı geri aldınız. Başlattığımız şeyin geri dönüşü yok. Tek bir temel talebimiz var; rejimin sona ermesi ve yeni bir dönemin, yeni bir Mısır'ın başlaması."

Bu sözler Mısır'ın muhalif lideri Muhammed El Baradey'a ait.

Kasım 2009'da BM'in nükleer silah gözlemcisi görevini tamamlayan 68 yaşındaki El Baradey, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nda geçen 12 yıl boyunca, 11 Eylül'den, Irak savaşına, İran, Pakistan ve Kuzey Kore'nin nükleer silahlanma sürecine kadar çok sayıda küresel krizin merkezinde yer aldı. Ve tüm bu süreç boyunca oldukça fazla sayıda düşman edindi.

Nükleer silahsızlanmanın her zaman yanında, George W. Bush'un  Irak savaşının ise her zaman karşısında duran El Baradey, sürekli olarak ABD yönetiminin tepkisini çeken bir isim oldu. Tüm bu tepkilere rağmen, 2005 yılında Nobel Barış Ödülü'ne layık görülen El Baradey, ödülü alırken yaptığı konuşmada, "Eğer intihardan kaçmayı umut edebilirsek, o zaman nükleer silahların ortak bilincimizde ve güvenlik sistemimizde yeri olmaz" demişti. Buna rağmen birçok kişi El Baradey'yi, tüm kanıtlara karşı İran'daki askeri amaçlı nükleer programın varlığını kabul etmemekle ve bu yöndeki uluslararası girişimleri engellemeye çalışmakta eleştirdi.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'ndaki görevinin tamamlanmasının ardından ise, El Baradey için kendi ülkesinde yeni bir mücadele başladı. Şubat 2010'da Kahire havaalanında binlerce Mısırlı tarafından karşılanan El Baradey'den halkın talebi, Mübarek rejimini sona erdirmesiydi. El Baradey hemen harekete geçti ve ülkedeki muhalefet güçlerini bir araya getiren bir koalisyon oluşturdu. Fakat bu girişim, hükümetin saldırıları, tüm muhalif sesleri susturması ile ilk heyecanını kaybetti. Taa ki, Mısır halkı sokaklara dökülene kadar.

Muhammed El Baradey, Mısır'da yaşanan olayların hemen öncesinde, Hüsnü Mübarek'i uyarmış ve yakın zamanda gösterilerin sokaklara fırlayacağını söylemişti. Bugün sesini daha fazla duyuran El Baradey, değişim için çok az kaldığını söylüyor.

El Baradey, İngiliz Monocle dergisinde yer alan söyleşisinde, Mısır'a dair umutlarını ve korkularını şöyle dile getiriyor:

. Mısır, birçok açıdan iflas etmiş bir ülke

İyi yönetim eksikliği ile fakirlik, şiddet vesosyal çöküntü arasında bağlantı var. 1940-50 yılları arasında Mısır bölgenin lideri konumundaydı. Diğer ülkeler bize tolerans, kültür ve ılımlılık timsali olarak bakardı. Mısır, bir çok açıdan, iflas etmiş bir ülkedir. Şeffaflığın, insani kalkınmanın en dipte, yolsuzluğun en tepede olduğu bir ülke. Nüfusun yüzde 40'ı günde 2 dolardan daha az bir parayla yaşamaya çalışıyor.

. Koyun gibi mezbahaya giderseniz, kesildiğiniz için şikayet edemezsiniz

Son seçimler sırasında, insanlara bu oyuna dahil olmamaları çağrısında bulundum, çünkü seçimler şeffaf bir şekilde gerçekleşmiş bile olsaydı, kaçınılmaz olarak genel yapı, halkı temsil etmeyen bir parlamentonun oluşmasına neden olacaktı. Bu yapının demokrasi ile hiç bir ilgisi yok. Koyun gibi mezbahaya giderseniz, kesildiğiniz için şikayet edemezsiniz.

. Otoriter bir sistemde kurumlar değil, yasalar vardır

Mısır bir polis ülkesi. Mevcut kurumların işlemediğini anlamak için roket mühendisi olmaya gerek yok. Otoriter bir sistemde, kurumlar değil, yasalar vardır. Diğer ülkelerin yaşadıkları deneyimlere bakacak olursanız, Doğu Avrupa ve Sovyetler Birliği'nde de benzer sistemlerin değişimi dışardan, geleneksel olmayan yöntemlerle gerçekleşti. Birleşmiş bir muhalefete ihtiyacımız var. Değişim zaman alacak, çünkü üç farklı yönetim altında, tam 58 senedir baskı ve diktatörlükle yönetildik.

. ABD ve AB inandırıcılığını kaybetti

ABD ve AB'nin Mübarek hükümetini bugüne kadar desteklemiş olmaları, bende hayal kırıklığı yaşatıyor. Batı bu davranışları yüzünden, temel değerleri olarak savunduğu demokrasi, özgürlük, adaletin üstünlüğü gibi konularda inandırıcılığını kaybediyor. Bu tavır aşırılıkları güçlendiriyor. Batı, istikrarın kısa vadeli güvenlik önlemlerine dayanmadığını anlamıyor. İstikrar sağlanmasının tek yolu, insanların yetki sahibi ve katılımcı olabilmelerinden geçiyor.

. Misyonum Mısır'ı yeniden hoşgörülü ve açık bir topluma dönüştürmek

Mısır halkı, değişimin mantıklı düşünerek olacağını biliyor. Anlam taşıyan iki konuda doğru hareket ettiğimi düşünüyorum. Bunlardan birincisi, herkesin değişime ihtiyaç olduğunu anladığı bir ortam oluşturmuş olmak. İkincisi ise, alternatif yaratmış olmak. Mevcut rejim her zaman ikili bir kavram etrafında hareket etmişti: Askeri baskı veya El Kaide modeli din devleti. Oysa Mısır, alternatiflerle dolu bir ülke. Ülke, modern yönetim teknikleri ve kabul edilmiş insani değerlerle yönetilebilir. Benim misyonum Mısır'ı yeniden kosmopolit, hoşgörülü ve açık bir toluma dönüştürmek.

IRIS Ortadoğu Uzmanı Barah Mikhail: Mübarek'in gitmesi Batı'nın işine gelmez

IRIS (Uluslararası Stratejik İlişkiler Enstitüsü) Ortadoğu ve Kuzey Afrika uzmanı Barah Mikhail, Hüsnü Mübarek'in gücü kolay kolay bırakmayacağını söylüyor. Mübarek'in iktidarı bırakmasının Batı'nın da işine gelmeyeceğini söyleyen Mikhail, bunun bölgesel bir kaos yaratabileceğine dikkat çekiyor.

Mikhail'e göre bugün Mısır'da yaşananlar, özellikle internet ve sosyal ağları kullanan gençlerin siyasi taleplerinden kaynaklanan ve daha sonra ekonomik zorluk yaşayan halkı da kapsayan bir hareket. Mikhail'in dikkat çektiği önemli bir nokta ise, tepkilerin Mübarek rejiminden çok, Mübarek'in kişiliğine yönelik olması. "Bu gelişmeler, Mübarek iktidarını sonlandırmayabilir, fakat ülke geleceğine yönelik önemli etkiler bırakacaktır" diyen Barah Mikhail'in yorumları şu yönde: "Mübarek'in kolay kolay iktidardan vazgeçeceğini sanmıyorum. Bu, Batı'nın de işine gelmez, çünkü Mübarek'in gitmesi bölgesel bir kaosa neden olur. Mısır sadece İsrailli-Filistin ilişkilerinde değil, Filistin'in iç ilişkilerinde de önemli bir rol üstleniyor. Mısır, Ortadoğu için önemli bir istikrar unsuru. Öte yandan Sudan'daki durum da Mısır'ın güçlü konumunu korumasını gerektiriyor. Mısır'da yaşanacak istikrarsızlık, Etiyopya'nın Nil nehrine yönelik taleplerini artırmasına neden olabilir. Bu da tüm bölgeyi olumsuz etkiler."

Tüm yazılarını göster