"Geldim, gördüm, yendim..."

Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ rustu.bozkurt@dunya.com

Roma'nın Sezar'ı iseniz, yolunuz da Anadolu'nun tam göbeğinde Zile'den geçmişse, uzun yolculuğun zaferlerle taçlanmış sevincini bir taşa kazdırıp zamana meydan okuyabilirsiniz: "Geldim, gördüm, yendim..."

Cengiz Han'dan Atilla'ya, Sezar'dan Timur'a, Fatih'ten Victoria'ya, Makedonyalı İskender 'den Muhteşem Süleyman'a Tarım Toplumu aşamasının bütün önderlerinin gücünün ve başarısının somut göstergesi, yendiği ordular, kazandığı topraklar ve ulaşabildiği uzaklıklardır.

Tarım Toplumu aşamasında topraklar zenginliğin tek değil ama, çok önemli kaynağıdır.
Düşük basınçlı buhar makinesinin hayatımıza girdiği günlerden bugünlere denebilir ki 300 yıl geçti. Her bir kuşağın ortalama 30 yıl olduğunu varsayarsak, büyük dedelerimizin 10'unu yana yana dizdiğimiz zaman başlangıç noktasına ulaşırız.

Farklılıkların zenginliği

Sanayi Toplumu kapısının aralamasından bugünlere yaklaşık 300 yıllık bir zaman geçti ama, köprülerin altından akan ırmakların hızı, debisi öylesine yükseldi ki, geride bırakılan 12 bin yılda akan sular kadar su aktı: Üretimin iç örgütlenmesi alabildiğine değişti. Endüstri-devlet ilişkileri yeni ölçeklere ulaştı, yeni yapı, işlev ve kültür sentezleri oluşturdu. Devletlerarası ilişkiler sınırları ortadan kaldıran bir yakınlaşma ve yarışmaya anlayışı ile küresel köyün yönetimi hepimizin ortak sorunu haline geldi.

Bugünün Sezarları " Farklılık yarattım, değer kattım, verimlilik artırdım, rekabet gücü kazandırdım " diyebiliyor; dediklerinde de su katılmamış nesnellik ve içtenlik varsa söylediklerinin bir değeri ve anlamı olabiliyor.

Zile'de Turizm Haftası etkinlikleri düzenlendi. Haftanın ana temaları arasında "Medya ve Turizm" konulu panel de vardı. Cemalettin ve Şerafettin Dinçerler aradı; aynı gün akşam Samsun Çarşamba'da toplantım olduğunu bildiklerini, Zile'de toplantıya katılmamı, Zile'den Çarşamba'ya geçmemi önerdiler.

Doğdukları topraklardaki insanların yaşamlarını kolaylaştırmak ve geleceklerini güven altına alabilmek için sağlık ocakları, ilköğretim okulları, liseler ve üniversiteler kazandıran, tarihi bir Zile evine yeniden hayat veren, katkılarını kesintisiz sürdüren, hepsinden önemlisi de Mevlana'nın " İki yol ver her insanın önünde/ Kolayını arar gelenekte dininde/ İçindeki sese kulak verirse eğer/ Farklı yollar bulacaktır derinde" uyarısına bütün içtenlikleri ile inanmış, inandıklarının bedelini de ödemiş olan bu iki örnek yurttaşın çağrısına hayır demek büyük ayıp olurdu.

Derinliklerde arama

Zile toplantısı, Anadolu derinliklerinde var olan ve ellerinin menzili altındaki değerleri maddi ve kültürel zenginliğe dönüştürerek refahı artırmak isteyen yeni ve güçlü eğilimin çok net bir kanıtı idi. Bütün insanlığın tarihin derinliklerinden bugünlere taşıdığı değerlere sahip çıkılması ve bu değerlerin zenginlik kaynağı haline getirilmesi isteniyor. Birlikte oluşturduğumuz kültürlerin çeşitliliği, renkliliği ve zenginliğini yaşamak ve yaşatmak iradesi ortaya konuyor. İnsanlık zenginleştikçe, coğrafyanın derinliklerinde saklı kalmış değerlerin herkesin zenginliği için sunulması arayışları giderek yükseliyor. Zenginlik toprakların büyüklüğünde değil, var olan bütün kaynakların yeni bir anlayışla değerlendirilmede aranıyor.

Coğrafya derinliklerinin iç dinamikleri harekete geçiyor.

Tarihi derinliklerin varlıklarına sahip çıkılıyor ve onların yaşam zenginliğine katkısını artırma düşüncesi güç kazanıyor.

Kültür derinliklerinin renklerini, çeşitliliklerini, çiçeklerini ve zenginliklerini koruyarak, geliştirerek sürdürebilme bilinci yükseliyor.

Zile'ye gittim, maddi ve kültürel zenginlik yaratma arayışını gördüm... Yoksulluğu yenmenin düşlerini kurdum.

Tüm yazılarını göster