"Çin'ler" Kimin İçin Çalıyor?

Şant MANUKYAN Ekofobi dunyaweb@dunya.com
 
Önceki hafta  Çin Ulusal Istatistik kurumu 2012 genelinde 15-59 yaş arası çalışan nufusun YoY 3.45 milyon kişi gerilediğini açıkladı. Bu verilerin tutulduğu tarihten bu güne ilk net gerileme. Bu açıklama ile beraber piyasada "Lewis noktası" tartışmalarının alevlendiğini görüyoruz. Prof. Lewis tarım sektöründe bulunan ve geleneksel olarak tabir ettiği iş güçünün modern endüstri (kapitalist olarak tabir ediyor) tarafından talep göreceğini ancak iş güçün yüksek miktarlarda olduğundan maliyetin artmayacağını söylüyor. Artan karla beraber endüstri daha fazla yatırım yapacak ve daha fazla işciyi transfer edecek. Bu denklem fazla iş güçünün tükenmesi ile sonuçlanacak ve reel ücretler artışa geçecek. Çin'in artık bu aşamaya ulaştığı anlaşılıyor. 
 
Ülkenin köy ve kasabalarından deniz kenarına ve şehirlere doğru yaşanan büyük hareketlilik artık momentum kaybedecek. İmalat sanayinin bir numaralı ülkesi artan maliyetlerle rekabette zorlanacak. Ticaret fazlası dengelenecek, enflasyonda artış görülecek. Bunlar negatif veya pozitif gelişmelerden ziyade daha dengeli büyüyecek olan bir ekonominin ayak sesleri olarak değerlendirilmeli. Ancak bizim açımızdan da iki noktayı öne çıkartıyor. Birinci nokta global olarak demografik gelişmelerin giderek daha fazla önem kazandığı gerçeğini kabullenmemiz gerekiği. Zira Çin,Japonya, Rusya ve hatta ABD (bu günlerde göçmenlik yasası yoğun tartışılıyor zira göçmenler olmasa ABD'nin de durumu kötüleşiyor) Avrupa ile beraber tehlikeli bir döneme girmiş durumdalar. Ekonomilerin yavaşladığı bir ortamda yaşlı nufus artıyor, sosyal güvenlik sistemleri çatırdıyor. İkinci nokta ise bir süredir altını çizdiğim gibi Çin'in hızla yeni bir büyüme modeline geçme gerekliliği. Bir yandan ihracat fırsatları azalırken diğer yandan da yatırımla büyüme giderek daha tehlikeli bir hal alıyor.
 
Sermayenin verimsiz alanlara kaydırılması ve aşırı kapasite oluşumu bugün yaşanması gereken yavaşlamanın ötelenmesi ve gelecekte kriz yaratılması demek. Çin bir an önce iç tüketimin GDP içindeki payını arttırmak zorunda. Bu da sosyal güvenlik sisteminin düzeltilmesinden, yukarıda bahsettiğim ücret artışına, faizler-enflasyon ilişkisinin düzenlenmesine kadar pek çok zor konuyu gündeme getirecek. Çin'in ABD'yi geçerek dünyanın bir numaralı ekonomisi olup olmayacağı da Türkiye için de sık sık gündeme getirilen orta gelir tuzağını aşıp aşamayacağına bağlı. Çin hükümeti ileri teknoloji ve katma değeri yüksek alanlara büyük önem veriyor olsa da eğitim, a&g, hukuki alt yapı, ülkeye giriş bariyerleri gibi noktalarda büyük eksiklikler olduğu da biliniyor. 
 
Tüm yazılarını göster