Profesyonel, yılda bir kez iş görüşmesi yapmalıdır

Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ tandogan2007@gmail.com

Bir anı

Yıllar önce bir şirkete kariyer yönetimi eğitimi veriyordum.

Şirketin kurucusu baba da şirketin çalışanları ile birlikte eğitimde idi. Bir ara hep savunduğum bir fikri dile getirdim. “Bir profesyonel, işinden ne kadar memnun olursa olsun, yılda bir kez iş görüşmesi yapmalıdır” dedim. Daha sözümün devamını getirmeden şirketin kurucusu baba hemen topa girdi. “Hocam, ben açık konuşmayı severim. Şu ana kadar her şeyi güzel güzel anlatıyordun. Ama bu son söylediğin hoşuma gitmedi” dedi. Ben de “Hoşunuza gitmedi. Çünkü sonunu dinlemediniz. Eğer sonunu da dinlerseniz bana hak vereceğinizi umuyorum” dedikten sonra neden böyle bir söz söylediğimi anlattım. Patron “Şimdi oldu Hocam” dedi.

Pazarda neredeyim?

“Bir profesyonel, işinden ne kadar memnun olursa olsun, yılda bir kez iş görüşmesi yapmalıdır” dedik.Ama neden? Bunun iki nedeni vardır. Birincisi, profesyonelin kendisini pazarda denemesi içindir. Profesyonele çalıştığı kurumda bir değer verilir. Kişi iş görüşmesi yaptığında iş pazarındaki değerini öğrenir. Bu öğrendiği değere göre de eylemini seçer.

İş görüşmesi yaparak pazardaki değerini öğrenen profesyonel için üç olası durum söz konusudur. Bir olasılık, kişiye çalıştığı kurumda verilen değer, pazardaki değerinden fazladır. İşe girerken kişinin aküleri doludur. Yetkinlikleri belli bir seviyedir. Bundan dolayıdır ki iş bulmuştur. Ancak çalışırken bu yetkinliklerinden bazılarını yitirebilir. Neden mi? Bunun değişik nedenleri olabilir. Örneğin, zaman içinde yenilikler olmuş, bu yenilikler kişinin elindeki bazı yetkinliklerin pazar değerini sıfırlamıştır. Veya kullanmaya kullanmaya elindeki bazı yetkinlikleri kaybetmiştir. Ama kişi bunun farkında değildir. Bu durumda kişinin yapacağı, akülerini tekrar doldurmak için harekete geçmektir. Çünkü belli bir süre sonra işveren de durumun farkına varacaktır.

İş görüşmesi yaparak pazardaki değerini öğrenen profesyonel için ikinci durum, pazardaki değerinin ona işletmede verilen değerden yüksek olmasıdır. Bu durumda kişi ucuza gitmektedir, değerinin altında çalışmaktadır.

Profesyonelin yapacağı şey işletmede hak ettiği yere gelmesi için harekete geçmesidir. Eğer işletme bunu görmezse pazardaki hak ettiği yere gitmelidir.

Üçüncü olasılık, kişiye işletmede verilen değerle, pazar değerinin eşit olmasıdır. Bu, denge demektir; ideal durumdur. Kazan-kazan ilkesi geçerlidir.

Dışarda havalar nasıl?

“Bir profesyonel, işinden ne kadar memnun olursa olsun, yılda bir kez iş görüşmesi yapmalıdır.” konusunda ikinci gerekçe iş ortamı karşılaştırması içindir. İş ortamı karşılaştırmasında da yukardaki gibi üç olasılık söz konusudur. Birincisi, kişinin iş ortamı dışarıdan daha iyidir. Ancak çoğu kez insanlar ırmağın öbür yakasındaki çayırları daha yeşil görürler. Bu nedenle de hep ırmağın öte yakasına geçme hevesleri oluşur, havalanırlar. Örneğin işyerindeki bir yönetici ile sorunları olur. Sanırlar ki, iş dünyasındaki tek ters adam kendi yöneticisidir. Halbuki iş dünyasında da bir normal dağılım söz konusudur. İyiler de kötüler de pazara bu şekilde dağılmıştır. Kişi, dışarıdaki ortamı görünce kendi işyerinde büyüttüğü bazı olayların hiç de öyle olmadığını görür. Bu durum “Ev

gör, evine ısın” deyişinin yaşanmasıdır.

İkinci olasılıkta dış ortam, içeriden iyidir. Yaşam kısadır. İnsan, yaşamının büyük bölümünü işte geçirmektedir. Her günü, yaşamınızın son günü gibi yaşamalısınız derler. Apple kurucusu Steve Jobs’un söylediği gibi “bir gün haklı çıkabilirsiniz”. İnsan işe işkenceye gider gibi gitmemelidir. Bu durumda ortamını değiştirmelidir.

Üçüncü olasılık, iş ortamlarının içerde ve dışarıda aynı olmasıdır. Bu durumda yapacak bir şey yoktur.

Sonuç

Bir profesyonel işinden ne kadar memnun olursa olsun yılda bir kez iş görüşmesi yapmalıdır. Piyasaya göre nerede olduğunu belirlemeli, iş ortamını tartmalıdır ve ona göre harekete geçmelidir. Eğer kimse kişiye dünür gelmiyor, kişi iş görüşmesi yapamıyorsa durum vahimdir. Mevcut işveren durumun farkına varmadan kişi çok acil olarak kendine çeki düzen vermelidir.

Peki işveren açısından durum nedir? İşveren, çalışanına pazar değerinin altında bir imkan sağlamamalıdır. Çalışan ile işveren arasında, her iki tarafın da kazandığı, “kazan-kazan” ilkesine dayanan bir ilişki olmalıdır. Eğer işveren, çalışanına dışardan daha iyi koşullar sağlarsa, ilk bakışta kaybediyor gibi görünse de, uzun dönemde yine kazanan o olur.

Tüm yazılarını göster