PPK durdu mu, ara mı verdi?

UZMAN GÖRÜŞÜ dunyaweb@dunya.com

Serhan Yenigün-Finansinvest

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK), Aralık ayında başlattığı ve Ocak ayında sürdürdüğü faiz indirimi + zorunlu karşılık artırımı bileşiminden oluşan net parasal sıkılaşma uygulamalarını Şubat ayında sürdürmedi. Bu durumun, parasal sıkılaşma sürecinin sonu mu, yoksa sadece bir ara mı olduğunu 23 Mart ayında gerçekleşecek bir sonraki PPK toplantısına kadar göremeyeceğiz. Bu konuda PPK'nın da şu anda net bir kararı olmayabilir. 15 Şubat Salı günü PPK toplantısı sonrasında yapılan açıklamada, Kurul'un önceki aylarda aldığı kararların sonuçlarını izlemek istediğini görüyoruz. Özetle PPK, ithalat ve ihracat tarafındaki gelişmeleri ve kredi büyümesinin ne derece frenlendiğini gözlemleyecek.

Önceki aylardaki verilere baktığımızda, PPK'nın kararlarının istenen boyutlarda olmasa da olumlu sonuçlar veridğini görüyoruz. Aralık ayı dış ticaret rakamlarında ithalatta azalma ve ihracatta çift haneli büyüme yakalanması PPK'nın son uygulamalarının meyvelerini vermeye başladığının bir göstergesi olabilir. Kredi talebinde de ivme kaybı görüyoruz. Bu göstergelerin MB'nin istediği şekilde sürmesi halinde Mart ayında yeni sıkılaşma kararları alınmayabilir. Bununla beraber, hedeflenen performansın yakalanamaması halinde yeni bir faiz indirimi ve zorunlu karşılıklarda yeni bir artış görebiliriz. Zorunlu karşılıklarda artış kararlarının sonraki aylarda da gerekirse sürdürülebilecğeini düşünüyoruz. Ancak, eğer bir faiz indirimi yapılacaksa manşet enflasyon olarak takip edilen 12 aylık TÜFE'de düşüş sürecinin devam ettiği bu dönemde uygun ortamın değerlendirileceğini düşünüyoruz. Eğer Mart ayında faiz indirilmez ise, sonraki aylarda bu yönde bir karar alınması ihitmali çok daha zayıf olacaktır.

Bütün bu gelişmelerin ve olası senaryoların piyasalarımız üzerindeki etkilerine baktığımızda, MB'nin net parasal sıkılaşma sürecine şimdilik ara vermiş olması TL ve TL cinsi varlıklar üzerindeki baskının da kısmen hafiflemesine neden oluyor. Bu nedenle, 15 Şubat PPK toplantısının ardından TL'nin değer kazandığını, tahvil faizlerinin gevşediğini, İMKB'de ise yurtdışına da paralel bir yükseliş yaşandığını görüyoruz. Bütün bu varlıklarda olumlu bir trend oluşması ve son günlerdeki desteğin kalıcı olması ise MB'nin bundan sonra alacağı aksiyonlara bağlı olacaktır. Elbette, aynı dönemde yurtdışı piyasa gelişmeleri ve diğer ekonomi odaklı veri ve haber akışı da yakından izlenmeli. Ancak, bu çerçevede baktığımızda ABD ve Avrupa'da mevcut risk unsurlarının ötesinde yeni bir olumlu ya da olumsuz haber akışı şimdilik gözlemlenmiyor. Ekonomik göstergeler ise, ılımlı toparlanma eğiliminin ağır ağır da olsa yolunda gittiğine işaret ediyor. Bu nedenle, yurtiçinde MB etkisinin bir süre daha baskın kalacağını düşünüyoruz.

Tüm yazılarını göster