Potansiyel krizden kaçınabilmek

Adnan NAS ASLINA BAKARSANIZ adnan.nas@stfa.com

Uzun yıllar süren ve zaman zaman da örtülü bir finansman yönetimi olarak tercih edilen enflasyonun, güneyli ve Akdenizli genetik kodlarımızla da çakışarak pekiştirdiği kısa vade alışkanlığı, arada bir saman alevi gibi parlayan azalma belirtilerine rağmen, kolay kolay yakamızı bırakacağa benzemiyor. Bireysel hayatlarımızda olduğu gibi firma ölçeğinde ve kamu yönetiminde de birkaç yıl sonrasını kavrayan plan ve politikaları geçerli kılmakta zorlanıyoruz. 2001 krizinden bu yana geçen sürede, hiç değilse tasarım ve hukuksal üstyapı düzenlemeleri bağlamında, eskiye oranla çok daha olumlu adımlar atılmış olmakla birlikte iş uygulamaya geldiğinde kararlılığımızda ve odaklanmada ciddi bir azalma ve dağınıklık ortaya çıkıyor.

AB çapasının başarı şartı

Zaten büyük ölçüde bu nedenle dışsal çapaların varlığı, başarı düzeyimizi arttırıyor. 2004 yılı sonunda başlatılan AB müzakere sürecinin, sadece dış dünyaya karşı imajımızı kökten değiştirmekle kalmadığını, içeride de bir sorgulama ve silkinme çabasına yol açtığını inkar edemeyiz. Son üç yılda belirgin biçimde zayıflayan süreç performansını isabetli bir kararla Orta Vadeli Program ve Mali Kural gibi kendi çapalarımızla artırma niyetimiz, göz açıp kapayıncaya kadar geliveren seçim konjonktürünün gölgesinde tavsadı.

Aslında şimdilerde başta Yunanistan olmak üzere Güney Avrupa ülkelerinde ortaya çıkan mali bünye krizi, iç dinamiklerini uzun vadeli bir perspektifle geliştirmeyen ülkelerin AB üyesi olsalar bile kendi kendilerini tedavi eden bir ekonomik esnekliğe ulaşamadıklarını gösteriyor. Verimlilik ve yenilikçilik gibi külfetli hedeflerle uğraşmaktansa, AB kaynaklarına güvenerek zenginleşme yolunu seçen bu ülkeler, mevcut krizi ne yazık ki parasal birlikten çıkarak, çok yüksek oranlı bir devalüasyon ve fakirleşme maliyeti ile yönetebilecek gibi görünüyorlar. Göründüğü gibi günü kurtarmayı yani bizdeki tabirle idare-i maslahatı kolaylaştıran ama uzun vadeyi dışlayan politikalar, AB üyesi olsanız bile sizi kurtarmıyor.

Yeni bir kriz zorlar

Türkiye birçok açıdan, ama özellikle para politikası üzerinde söz sahibi olması nedeniyle Yunanistan'dan farklı. Ancak bu bir rehavete yol açmamalı. 2001 krizinden çok kısa sürede çıkmış olmamız belki bizi cesaretlendiriyor, ama bu sefer kazın ayağı öyle değil. Krizden çıkmamızı kolaylaştıran global mali ortam ters yüz olmuş durumda. Hele bir de ABD, krizin sonuna geldiğini ilan ederek, faiz artırımına başlarsa, bu yıl 65 milyar dolara ulaşacağı öngörülen cari açığı yönetmemiz mümkün olmaz.

Ne var ki sadece enerji ithalatı nedeniyle değil sanayi yapısı ve rekabetçilik nedeniyle kronik bir şekilde büyüyen cari açık, şimdilik sürdürülen bütçe dengesi sayesinde henüz patlamayan yeni bir kriz potansiyelini canlı tutuyor.

Geçen hafta da bir nebze değindiğimiz gibi, seçimin hemen ardından süratle hayata geçireceğimiz bir eylem programını şimdiden hazırlamazsak, gerçekleşme ihtimali yükselecek bir krizden kurtulmakta bu defa daha fazla zorluk  çekebiliriz.

Korkarım bu kez hem ödeyeceğimiz bedel 2001 krizindekinden daha ağır olur, hem de kısa sürede bu krizden çıkmamız mümkün olmaz.

Daha gerçekçi ve cesur olmalıyız

Bu nedenle hem kamu finansman dengesini daha da sağlamlaştırmak, hem de ihracata yönelik rekabet yeteneğini ve verimlilik düzeyini yükseltmek zorundayız. Bu da güçlü bir reform iradesini ve daha yaratıcı politika üretimini gerektiriyor. Sadece inşaat projelerinin sayısını patlatarak bu nitelikte bir performans artışı sağlanamaz.

Kamu finansmanının daha sağlam temellere kavuşturulması, daha önce de yazdık, vergi sisteminde ve uygulamasında uzun soluklu bir yaklaşım değişikliğine, ülkenin rekabet kapasitesine bir katkısı olmayan vergi dışı potansiyel kaynakların kavranmasına, siyaset dalgalanmalarından etkilenmeyen bir vergi kültürü yaratılmasına bağlı.

Büyüme ve yatırım hevesini canlı, özgüveni yüksek tutmak kuşkusuz güzel; ama bunun için yeterince cesur adımlar attığımız söylenemez. İşimizin giderek zorlaştığını görmek, gerçekçi ve eylemci olmak gerekiyor.

Tüm yazılarını göster