Politika faizleri uzun süre düşük tutulabilir mi?

Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

Merkez Bankası tam bir açmazla karşı karşıya. Yıllık enflasyon %10,1 ile sene sonu için belirlenen %6,5 hedefinin çok üzerinde seyrediyor. Buna karşı ekonomik büyüme Avrupa'da yaşanan sorunlar nedeniyle gelişmekte olan ülke ortalamalarına göre çok düşük hızla seyrediyor.

Zor bir durum. Enflasyon hedefini tutturmak için faiz silahına sarılsanız zaten kırılgan olan ekonomik büyüme durabilir. Yok eğer para politikasını sıkılaştırmazsanız, enflasyon beklentileri ve fiyatlama dinamikleri bozulabilir. İki ucu oklu değnek.

Merkez Bankası faiz artışının enflasyon üzerindeki etkisinin sınırlı olacağını biliyor. Enflasyondaki artışın arkasında arz kaynaklı üç ana sebep yatıyor: (i) kamu mallarındaki ayarlamalar (ii) emtia fiyatlarındaki yükseliş (iii) gıda fiyatlarındaki artış. Sıkı para politikasının arz yönlü şoklara karşı gücünün sınırlı olduğunu biliyoruz.

Para politikası ile arz yönlü şoklara karşı savaşmaya kalkarsanız, zaten kırılgan olan ekonomiyi durgunluğa sokarsınız. Merkez Bankası 2008 Kasım'ından bugüne kadar geçen dönemde politika faizlerinde 10,25 puan indirim yaptı. Buna rağmen Türkiye ekonomisi 2009 yılında %5,5 civarında küçüldü. Faizler yüksek kalsaydı, ne olacağını varın siz düşünün…

Buna karşı, Merkez Bankası olaylara uzun süre seyirci kalamayacağının da farkında. Enflasyonun yükselmeye başladığı Ekim ayından bugüne TÜFE enflasyonu beklentisi önümüzdeki 12 ay için 100bp, 24 ay için 67bp artmış durumda.

Merkez Bankası'nın enflasyon raporunda manşet enflasyondaki artışın dışsal nedenlerden kaynaklandığını ve geçici olduğunu vurgulamasına rağmen enflasyon beklentilerinde net bir bozulma var. Beklentilerdeki bozulmanın artması ve fiyatlama dinamiklerini bozması durumunda Merkez Bankası faiz silahını çekmek durumunda kalacak.

Perşembe günü yapılan Para Politikası Kurulu toplantısı sonrasında yapılan açıklama Merkez Bankası'nın açmazını çok iyi yansıtıyor. Küresel ekonomide devam eden sorunlar, yüksek işsizlik ve düşük kapasite kullanımı gibi nedenlerle Merkez Bankası faiz oranlarının uzun süre düşük tutulması gerektiğini teyid ediyor.

Buna karşı Merkez Bankası piyasaların enflasyon beklentilerindeki bozulmayı durdurmak adına hafif şahin mesajlar da veriyor. Enflasyon beklentilerindeki bozulmanın genel fiyatlama davranışlarında bozulmaya yol açması durumunda, Merkez Bankası enflasyon raporundaki baz senaryoda öngörülen duruşa kıyasla daha erken bir parasal sıkılaştırmaya gideceğini vurguluyor.

Merkez Bankası'nın konjonktür analiz konusundaki bilgisine ve deneyimine güveniyoruz. Ama politika faizlerinin uzun süre düşük tutulacağı görüşüne katılmıyoruz. Mali cephedeki bozulma, emtia fiyatlarındaki artış ve gıda fiyatlarındaki yükselişin enflasyon beklentilerini ve fiyatlama dinamiklerini bozarak Merkez Bankası'nı faiz artırmaya zorlayacağına inanıyoruz.

Bu nedenle baz senaryomuzu Merkez Bankası'nın 2010 yılı son çeyreğinde 200 baz puan civarında faiz artırması üzerine kuruyoruz. Faiz artışlarının 2011 yılında devam edip etmeyeceği dışsal şokun gücüne olduğu kadar, hükümetin seçimler öncesinde mali disiplini ne kadar koruyacağına bağlı olarak da belirlenecek.

Tüm yazılarını göster