Piyasalar Merkez Bankası'nın paketini merak ediyor

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Merkez Bankası'ndan yapılan açıklamaya göre bugün Başkan Erdem Başçı, Türk lirasının değerini önemli ölçüde güçlendirmek amacıyla (1) fiyat istikrarı politikası, (2) faiz Politikası, (3) döviz rezervi politikası, (4) zorunlu karşılık politikası ve (5) finansal istikrar politikasından oluşan 5 maddeli bir eylem planını açıklayacak.

Piyasalar bugünkü açıklamayı merak ile bekliyor. Çünkü 5 maddenin hepsi biribiriyle çelişen politika uygulamalarını gerektiriyor.

- İstikrar için faizlerin aşağıya çekilmesi, döviz kurundaki tırmanışın durması gerekiyor.

- Döviz kurundaki tırmanışın durması için faizin yükseltilmesi gerekiyor.

- Enflasyonun azmaması faizin aşağıya çekilmesine, döviz kurundaki artışın gerilemesine bağlı.

- Merkez Bankası'nın ekonominin büyümesini mi, talebin daraltılmasını mı istediği belli değil. İki hedefin politikaları farklı.

Merkez Bankası bugüne kadarki açıklamalar ile piyasada güven yaratmayı başaramadı. Tersine piyasanın kafasını karıştırdı.

Garanti Yatırım'dan Gizem Öztok Altınsaç Merkez Bankası Başkanı'nın açıklamaları öncesi, bu açıklamalara ilişkin haberleri şöyle değerlendiriyor:

- Merkez Bankası'nın son bir hafta içinde yaptıklarından sonra yazılıp çizilenlerden kafaların iyice karıştığı ve kimsenin kesin bir görüş ortaya koyamadığı bir dönemdeyiz. Buradan çıkan en net sonuç öngörülebilirliğin tamamen azaldığıdır. Piyasa zaten bankanın son bir yılda aldığı kararları belli bir mantık çerçevesine oturtamamışken, son alınan kararlar ve yarın açıklanması beklenen 5 maddeli eylem planı belirsizliği daha da artırmış gözüküyor.

- Olasılıklar çok fazla. Piyasada bir görüş birliği oluşmuş değil, kimi faiz artırımı bekliyor, kimi munzamlarda değişik öngörüyor. Çizilen 5 maddeli çerçeve muhtemelen gene piyasanın beklemediği bir şey olacaktır.

- Piyasa TL'de olası değer kazancını fiyatlamaya başladı. Bu trend banka piyasayı tatmin eden bir eylem planını açıklarsa devam ediyor olacak. Gelişmekte olan ülke para birimlerinin de iki gündür değer kazandığını göz önünde bulundurulursa şu an rüzgarın arkadan estiği söylenebilir. .

- Ne oldu da Merkez Bankası enflasyon tarafında son derece kendinden eminken ve ekonomide ciddi yavaşlama beklerken politikasını farklılaştırdı?

Öncelikle henüz var olan politika yapısında belirgin bir değişikliğin olmadığı ortada. . Halen önümüzdeki 3 yıl boyunca fonlamamız gereken yüksek bir cari açığımız ve dolayısıyla finansal istikrar sorunumuz var. Global ekonomi halen kötü. Bunlara fiyat istikrarın sekteye uğraması da eklendi (Yıl sonu enflasyon %9lara tırmanacak) - tam da bu yüzden son politika faizi notunda "gevşek para politikası eğilimi" ne ilişkin cümlesini düşürüp yerine orta vadede enflasyon görünümün etkilenmesine izin vermeyeceğini söyledi ve faiz koridorunu genişletti - parasal sıkılaştırmaya gitti:

1. Banka neden direk faiz artırmadı? Politika faizini artırmayarak faiz koridorunu genişletmesi Bankaya esneklik kazandırıyor. Böylelikle TL arzu ettiği seviyeye geldiği takdirde, ya da enflasyondaki artış geçici olmaya başladığında, ciddi politika değişikliği yapmadan şuan %12. 5'a çektiği üst sınırı gene aşağı indirebilecek.

2. Kaldı ki ekonomide yavaşlama beklerken ve de enflasyonda kendine bu kadar güvenirken bir anda U dönüşü yapmak kolay değil.

3. Yapılan hareket bankanın fonlama maliyetlerini politika faiz artışı kadar etkilemese de gene de yükseltiyor. Bu sebeple hem bonoda, hem mevduat faizinde hem de kredi faizinde görece artışlar görülüyor.

4. Bankanın hedefi muhtemelen, bu faiz artırımı ile beraber döviz tutmayı daha maliyetli hale getirmek ve TL'yi daha pahalılaştırmak. Fakat şu anki döviz talebinin spekülatif olmadığı - aksine Türkiye'nin cari açığını fonlamaya dönük bir talep olduğu düşünüldüğünde bu yöntemin işe yaramayacağı anlaşılır.

Merkez Bankası nerede yanılmış olabilir?

Bankanın geçen yıldan bu yana hem cari açıkta hem iç talepte hem de global görünümle ilgili piyasadan çok daha doğru öngörülerde bulunduğu açık.

Fakat banka tüm bu politikaları dizayn ederken, hatta 2 ay önce dahi, önlem alınmadığı takdirde global sermaye hareketlerinin TL lehine olmasını bekliyordu. Bu sebepten de faiz indirerek risk aldı. Yıl başından bu yana, eğer ki politika önlemi alınmazsa, TL'de değer kazancının hızla sürmesini bekliyordu. Önlem aldı ve TL sepet karşında Kasım 2010-Ağustos 2011 döneminde yaklaşık %25 değer kaybetti.

Bankanın muhtemelen öngöremediği, yaz aylarından bu yana gelişmekte olan ülke para birimlerinin hızla değer kaybetmesiydi. Zaten değer kaybetmiş olan TL son iki aydır bir %10 daha değer kaybetti. $/TL 1. 70'lerden 1. 90'lara kadar yükseldi. Banka da hem döviz satım ihalelerinde miktarı artırarak hem de dövize direk müdahale ederek, son olarak da faiz koridorunu genişleterek bir şekilde TL'deki değer kaybını sınırlamaya çalıştı.

Tüm bunlar esasen TL değer kazandırmaya yetmedi -- belki daha fazla değer kaybını önledi.

Tüm bunlardan ne sonuç çıkıyor?

Daha iki hafta önce enflasyon konusunda kendimize güveniyoruz -- iç talebin ciddi anlamda yavaşlama riski var derken , bir anda bu politika çerçevesini değiştirip faiz artırmak ne kadar tutarlı / olası?

Kesin bir değerleme imkansız. Fakat bu ortamda faiz artırımı düşük bir olasılık görülüyor. Daha çok faizin koridorunun üst bandıyla oynanması, bankanın kendisine esneklik kazandırması daha yüksek ihtimal.

Avrupa'da görüntünün her geçen gün kötüleştiği bir dönemde, faiz artırım riskini Merkez Bankası alır mı?

Sermaye hareketleri serbestken hem faizi hem kuru kontrol edebilecek bir para politikası ne yazık ki mevcut değil.

Finansal piyasaların öngörü yeteneğinin giderek düşmesi ve MB'nin de sürekli piyasayı şaşırtarak buna katkı sağlaması genel denge açısından son derece olumsuz.

MB ekonomistlerle son yaptığı toplantısında da var olan geleneksel olmayan (un-orthodox) politikaya devam edeceğinin ısrarla altını çizdi - Dolayısıyla politika kombinasyonunda bir değişiklik beklenmemeli - Belki son dönemde bankanın "Elimde başka araçlar da var" dediği yeni önlemler (makro prudential tools) ortaya çıkabilir. .

Bugün açıklanacak 5 maddeli eylem planının, bilinenlere ek yeni maddeler ya da yeni bir çerçeve getirmesi zorunlu. Böyle olmalı ki etkisi olsun. Halihazırda piyasanın konuştuğu ve uygulanan faiz söylemi, TL likiditesi ile ilgili operasyonel düzenlemeler, TL-döviz munzam ayarlamaları gibi önlemleri yılbaşından bu yana zaten uygulanan tedbirler

Piyasanın içinden Gizem Öztok Altınsaç'ın bugün yapılacak açıklamalardan önceki değerlemeleri böyle.

Bakalım bugün neler açıklanacak?

Tüm yazılarını göster