Piyasalar likidite mesajlarına kilitleniyor

UZMAN GÖRÜŞÜ dunyaweb@dunya.com

Serhan YENİGÜN / Finansinvest

Avrupa borç krizi, makro veriler, artan petrol fiyatları vb. birçok parametreyi takip eden küresel piyasalar son dönemde tek bir konuya her şeyden daha fazla tepki vermeye başladı: Likidite. Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) 21 Aralık ve 29 Şubat'ta bölge bankaları aracılığıyla piyasalara sağladığı 1 trilyon euro tutarındaki ucuz fonlama ve ABD Merkez Bankası (Fed) tarafından yeni bir tahvil alım programı konusunda verilen her mesaj risk iştahı üzerinde çok daha belirleyici etkiler yaratıyor. Bu nedenle, geçtiğimiz hafta Fed'den III. Niceliksel Gevşeme Programı (QE3) olmayabilir şeklinde algılanan açıklamalar sert kar satışları getirirken, önceki gün Wall Street Journal'da yer alan bir haberde Fed'in bilançosunu daha fazla şişirmeden yeni bir likidite desteğinin yöntemlerini incelediğine dair haberler yer alması piyasalara bir anda moral verdi. Avrupa cephesinde ise, ECB tarafından gerçekleşen ilk iki LTRO sonrasında bir üçüncüsünün yakın vadede olmayabileceği mesajının verilmesi moral bozucu olsa da aradığı desteği Fed'den bulabilecek olan piyasalarda tepki alımları görüldü.
Likidite konularında özellikle dünkü ECB toplantısı sonrası bir süreliğine sessizlik görülebilir. İşte bu dönemde Yunanistan tahvil takasına ilişkin gelişmeler, makro veriler, petrol fiyatlarının seyri, diğer Avrupa ülkeleri (özellikle Portekiz, İtalya ve İspanya) odaklı gelişmelerin önem derecesi artacak. Ek olarak, piyasalar İran - İsrail merkezinde Orta Doğu'da cereyan edebilecek her gelişmeyi de dikkatle takip edecek.
Türkiye özelinde baktığımızda faizlerde gevşemenin son dönemde hız kaybettiğini, TL'de sene başından Şubat ortasına kadar görülen değerlenmenin bir denge bölgesine girdiğini, İMKB'de ise 60 - 62 bin aralığında fiyatların daha fazla momentum kazanmak için yeterli itici gücü bulamadığını görüyoruz. Bu manzara, sene başından bu yana kazançlı bir dönem geçiren TL ve TL cinsi varlıkların son dönemde bir dinlenme sürecine girdiğini gösteriyor. Fiyatların yeniden belirgin bir yön belirleyebilmesi için yukarıda da bahsettiğimiz gibi küresel likidite düzeyini ilgilendiren yeni gelişmelerin yaşanması, makro verilerin olumlu ya da olumsuz yönde daha net bir manzara çizmesi ve Avrupa'da devam eden sürecin öngörülebilir bir düzlemde ilerlemesi gerekiyor. Riskli varlıklarda son dönemde yaşanan rallinin ardından bütün bu konularda yeni fiyatlamalara neden olacak somut parametreler oluşmadıkça yatay bir bant hareketi izlenebilir.

Tüm yazılarını göster