Petrol fiyatı yükselmeye devam eder mi?

Uğur CİVELEK ARKA PLAN dunyaweb@dunya.com

Küresel düzeyde başta petrol olmak üzere enerji fiyatlarında yaşanan yükseliş sistemik riski, belirsizlik ve kırılganlığı artırmaya devam ediyor. Söz konusu fiyatın gelecekte sergileyeceği eğilime ilişkin uzman yorumları ise endişelerin büyümesini önleyemiyor. Baştan söyleyelim, çok büyük bir olasılıkla enerji fiyatları dalgalı bir şekilde yükselmeye devam edecek, talebin daralması veya arzın bir miktar artması gibi durumlar mevcut eğilim üzerinde pek etkili olamayacak. Zira enerji arz ve talebine ilişkin gelişmelerin bu ürünlerin fiyatı üzerindeki etkisi uzun bir süredir ikincil bir nitelik taşıyor; parasal genişlemeye bağımlılık nedeniyle bu ürünlerin ticaretinde kullanılan paraların itibarsızlaşarak değer kaybediyor oluşu yükseliş eğilimini destekleyen birincil değişken olarak karşımıza çıkıyor.

ABD, AB ve Japonya gibi gelişmiş ekonomilerde mali sisteme ilişkin sorunlar giderek ağırlaşıyor; kalıcı çözümün maliyetinden kaçınıldığı için parasal genişleme ile gün kurtarılıyor,eski gücünü tüketmiş hastalıklı yapı suni teneffüsle yaşatılıyor. Gelişmiş ekonomi merkez bankalarının çöpe dönüşen kağıtları yüksek fiyattan alması veya teminat kabul ederek likidite vermesi, dolar-euro ve yen gibi paraları itibarsızlaştırıp satın alma gücünü eritiyor, söz konusu paraların tasarruf ve yatırım için cazibesi büyük bir hızla azalıyor. Gelişmekte olan ekonomilerin ise rekabet gücünü korumak adına paralarını düşük değerli tutmaya çalışıyor olması küresel düzeyde enflasyon baskısındaki artışı destekliyor. Ulusal paraların birbirine olan değerindeki değişim ise satın alma güçlerindeki kaybı kısmen gizliyor. Parasal cephedeki bu durumun reel kesimdeki yansıması ise başta petrol ve altın olmak üzere emtia fiyatlarının yükselmesi şeklinde oluyor. Enerji arzı kısmen artsa veya talebi daralsa bile fiyatlar dalgalı bir şekilde yükselmeye devam ediyor; birbirini zincirleme olarak tetikleyen çok büyük ve sancılı olmaya aday bir dönüşüm süreci yaşanıyor.

Gelişmiş ekonomilerin merkez bankaları parasal genişlemeye son verse, menkul ve gayrimenkul şeklindeki varlık değerlerini yapay bir şekilde yüksek tutmak çabasından vazgeçse ve mali sektörü suni bir şekilde yaşatmaktan uzaklaşan, sonuç çok daha farklı olacak. Hem petrol, hem de diğer emtia fiyatları hızla gerileyecek, enflasyon ve işsizliği birlikte artışa yönlendiren koşullar yerini tarihteki en büyük bunalıma bırakacak. Bunlar olamadığı sürece başta petrol olmak üzere enerji ve diğer emtia fiyatları yükselmeye devam edecek. Bugün için merkez bankalarının yaptığı, siyasi iradeler ve mali sektör yetkililerinin yaptığı hataların bedelini genele yayarak geniş kesimlere ödetmeye çalışmaktır; bu yaklaşım enflasyon ve işsizlik artışı, hızlanan yoksullaşma şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Daha açık ifade etmek gerekir ise gelişmeler menkul ve gayrimenkul şeklindeki varlık değerleri aleyhine ve emtia fiyatları lehine olmaya devam edecek, buna paralel olarak istikrarsızlıkta yükseliş kaçınılmaz olacaktır... Daha az petrol veya buğday vererek daha iyi bir ev veya araba almak yönündeki eğilim güçlenecek, küresel ekonomi daha güçlü daralma dalgaları yaşayacaktır. Bugün için farkındalığın oluşmaması adına sergilenen büyük çaba rağmen sonuç malumdur!..

Petrol fiyatında yaşanan son yükselişi Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da yaşanan gelişmelerle ilişkilendirerek eğilimin değişeceğini iddia etmek konuyu saptırmak veya herkesin başına at gözlüğü takmaya çalışmak anlamındadır. Petrolün varil fiyatı 200 dolara ulaşabilir mi şeklindeki soruya verilecek yanıt evettir. Petrol arzının artması veya talebinin daralması belirleyici nitelikte değildir; gelişmiş ekonomilerin merkez bankaları karşılıksız para basmaya devam ettiği sürece petrol fiyatının, küresel enflasyon ve faizlerin artması kaçınılmazdır. Merkez bankaları bir süre için sistemik çöküşü geciktirmek adına bilinçli olarak enflasyon yaratmaktadır. Hem de mevcut yapının buna çok fazla tahammülü olmadığı bilgisine rağmen!..

Acil olmayan fakat önemli olan konuları ihmal etmenin, bunu başkalarının fark etmesini engellemenin bir bedeli vardır. Denize düşünce yılana sarılmak çözüm değildir. Günü kurtarmakta işbirliği yapan kesimlerin zamanla birbirini eleştirmeye ve suçlamaya başlaması da sürpriz olmayacaktır...

Tüm yazılarını göster