Perşembenin gelişi...

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Türkiye İstatistik Kurumu, iki gündür can alıcı veriler açıklıyor; güneşi balçıkla sıvama çabası içinde olanlara inat edercesine, Türkiye ekonomisinde sorun olmadığını, olmayacağını, hatta krizden güçlenerek çıkılacağını söyleyenleri yalanlarcasına. Önceki gün eylül ayının sanayi üretim rakamları açıklanmış ve üretimin geçen yılın yüzde 5.5 altında kaldığı, imalat sanayindeki üretim gerilemesinin ise yüzde 6.4'ü bulduğu ortaya çıkmıştı. TÜİK, dün de ekim ayının kapasite kullanımına ilişkin verileri açıkladı. Kapasite kullanımı ekim ayında yüzde 76.7 olarak gerçekleşti. Her ne kadar bu oran, ağustos ayındaki yüzde 76.2'den daha iyiyse de, bir önceki yıla göre tam 6.4 puanlık bir azalmaya işaret ediyor. Geride kalan yıllarda bir önceki yıla göre daha fazla düşüşlerin 2001 krizi sürecinde ortaya çıktığını belirtirsek, ekim ayındaki bu gerilemenin önemi daha iyi anlaşılır.

İmalat sanayindeki kapasite kullanımı, daha geç açıklanan sanayi üretiminin de öncü göstergesi niteliğinde. Grafikte bu paralelliği görmek mümkün. Eylül ayında geçen yıla göre yüzde 6.4 gerileyen imalat sanayi üretiminin ağustosa göre ise arttığı (yüzde 4) dikkati çekiyor. İmalat sanayi üretim endeksinin, kapasite kullanımındaki eğilimi izlemesi çok normal. Yani, kapasite kullanımında ekim ayında ortaya çıkan gerileme, imalat sanayi üretiminin de düşmüş olduğunu gösteriyor. Peki, bu düşüşün oranı ne kadar olabilir?

Kapasite kullanım oranıyla imalat sanayi üretim endeksi arasındaki paralellikten yola çıkarak yaptığımız hesaplama, imalat sanayinde ekim ayı üretiminin geçen yılın yaklaşık yüzde 9 altında kalmış olabileceğini gösteriyor. İmalat sanayi için yüzde 9 olarak hesapladığımız bu oranı, toplam sanayi üretimi için ise yüzde 7.3 dolayında buluyoruz.

Ekim ayı oranlarının bu düzeyde gerçekleşmesi durumunda yılın ilk on ayında imalat sanayi üretimi geçen yıla göre yalnızca yüzde 0.8 artış gösterecek. Toplam sanayi üretimindeki artış ise yüzde 1.5'e inecek.

Kapasite kullanımı ve bağlı olarak üretim hacminin içinde bulunduğumuz ay daha da olumsuz seyrettiğini tahmin etmek hiç zor değil. Aralık ayında ise üretimin daha da azalmasına yol açacak bir haftalık Kurban Bayramı tatili var. Aslında bu tatil üretim açısından olumsuz bir görüntü veriyorsa da, bir başka bakış açısıyla işletmeler için "üretime ara verdi görünmemek" adına olumlu da sayılabilir. Çünkü biliniyor ki, ne kadar haklı nedene dayanırsa dayansın, bir işletme için üretime ara veriyor olmak olumsuz bir imaj oluşmasına, zihinler de "acaba mı" sorusunun doğmasına yol açıyor. Dolayısıyla, bir haftalık Kurban Bayramı, çoğu işletme için  doğal bir üretime ara verme fırsatı yaratacak.

Ama bu bir haftalık tatil, işletmelerin en azından bir kısmı için olumlu olsa da, makro açıdan üretimin daha düşük gerçekleşmesi gibi bir sonuç doğuracak. İmalat sanayi üretimi, belki toplam sanayi üretimi, bu gidişle yıllık bazda eksiye bile düşebilecek bir görüntü veriyor. Piyasadaki durgunluk yüzünden dolaylı vergilerde ortaya çıkan olumsuz tablo ve bunun GSYH hesaplarına olan etkisi de dikkate alınarak 2008 büyüme hızına ilişkin tahminleri daha da revize etmek kaçınılmazmış gibi görünüyor. 

Tüm yazılarını göster