Peki işsizlik sorununa işveren nasıl bakıyor?

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com
İşgücüne katılma oranımız Batı'nın çok çok gerisinde olduğu halde işsizlik oranını yüzde 10 sınırının altında zar zor tutabiliyoruz. Kaldı ki kış aylarında genellikle bu oranın üstüne çıkıldığını da görüyoruz. Yani Türkiye'nin en temel sorunlarından birinin işsizlik olduğu tartışılmayacak kadar açık.
 
Geçen hafta bu köşede kadın istihdamına değinmiş; üniversite mezunu olmayan kadınların iş aramadığını, arayanların da zaten bulamadığını vurgulamıştık. Bu yazımız üzerine işverenlerden soruna kendi pencerelerinden baktıkları değerlendirmeler aldık. Aslında bu değerlendirmelerin tümünü işveren görüşü olarak nitelemek de pek doğru değil. Çünkü dile getirilen görüşlerin bir kısmına, özellikle de niteliksiz işgücü sorununa herhalde katılmayan yoktur. Ama bu sıkıntıyı daha çok işverenler çektiği için, görüş de sanki yalnızca onlara aitmiş gibi algılanıyor. Oysa bu Türkiye'nin sorunu ve bu sorunu yok varsaymak hiç de doğru değil. 
 
Bize iletilen değerlendirmeler içinde dikkatimizi çeken birine sütunlarımızı açmak istedik. 
 
Sakarya'da kurulu bir fabrikanın ortağı ve genel müdürü olan Hilmi Çorapsız, gönderdiği mektuba "Yazınıza başka bir pencereden cevap vermek istiyorum" diye başlıyor. Hilmi Çorapsız şöyle devam ediyor mektubuna:
 
"İşveren istihdamdan haz duymayacak hale geldi veya getirildi. Sonuçta bunca teşvike rağmen işsizlik rakamları yüzde 9'un altına çekilemedi. İstihdamın büyük bir kısmını sağlayan KOBİ'ler, mecbur kalmadıkça personel alımına gitmiyorsa, oturup düşünmek gerek. İşverenler, taşeronla çalışmakta bu yüzden ısrarlı. Bu konuda henüz ciddi bir basın araştırmasına veya akademik bir çalışmaya rastlamadım. 
 
Bu satırların yazarı da bir işveren. Çevresinde onlarca işveren mevcut, şikayet hemen hemen aynı. Gördüğüm ve 28 yıllık ajandamın tozlu sayfalarından çıkardığım kadarıyla ve özetle işverenin istihdamdan kaçınmasının en önemli başlıkları şunlar:
 
- Düşük seviyeli mesleki okulların ve lisans eğitiminin yetiştirdiği (!) niteliksiz gençler.
 
- İşçi haklarını korumak için hazırlanmış, ama işveren hukukuna pek yanaşmayan iş yasaları.
 
- Yukarıda sözü edilen yasaların sonucu olarak yüzde 90 işveren aleyhine sonuçlanan iş mahkemeleri.
 
- Azınlık da olsa, emeğin hakkına tecavüz eden işverenlerin sebep olduğu 'vampir işveren' imajının işçi adayına yüklediği tereddüt.
 
Doğum izni sorunu
 
Yerel seçimler yaklaşınca, popülizm de yerini almaya başladı. Kadınlara 6 ay doğum izni ve sonunda işbaşı mecburiyeti olursa, işverenler kadın işçi çalıştırmak için bir kez daha düşünecek ve sonuçta üniversite mezunu da olsa kadın işsizlik oranı yükselecektir. 
 
Tablo ortada... İstediğinin teşviki getirin sonuç pek fazla değişmez. Sanayi ve ticaret odaları ve sivil toplum örgütleri de bu konuyu yüksek sesle dile getirmiyorlar; belki 'zülf-u yare dokunur" diye..." 
 
Eğitimsiz işgücü en büyük sorun
 
Hilmi Çorapsız'ın görüşleri böyle. Bu görüşler içinde iş yasalarının işçi haklarını korumak için hazırlandığı ve işvereni pek dikkate almadığı yolundaki görüşe elbette karşı çıkacaklar vardır. Aynı şekilde iş mahkemelerinde kararların ağırlıklı olarak işveren aleyhine oluştuğuna da itiraz edilebilir.
 
Ancak, itiraz edilemeyecek gerçek, eğitimsiz işgücü sorunudur. Türkiye'de eğitimin kalitesi, daha doğrusu kalitesizliği yüzünden teknik eleman sıkıntısının çok önemli bir sorun olduğu herkesin bildiği bir durum.
 
Teknik eleman bulmakta sıkıntı yaşadığını dile getirmeyen işveren olmuş mudur acaba? Hemen her işletme, bir dönem bu yönde sıkıntı yaşamıştır. 
 
Üniversite sayımızı artırmakla, meslek lisesi sayımızı artırmakla övünelim övünmesine ama, buralardan mezun olanların niteliğini de gözetelim değil mi...  Örneğin, üniversitelilerin kaçta kaçı alanıyla ilgili üst düzeyde donanıma sahip bir şekilde mezun olabiliyor ki? 
 
Ya meslek liseleri... Bu sorunun, teknik eleman istihdamında çok daha yoğun yaşandığı biliniyor. 
 
O yüzden de bir tarafta işsiz on binlerce kişi, öbür tarafta işini görebilecek eleman arayan binlerce işyeri... Yıllardır sürüp giden bir kısır döngü...
Tüm yazılarını göster