Pamukta ihanet politikası...

Ali Ekber YILDIRIM TARIM DÜNYASINDAN aey@dunya.com

Türkiye yıllardır boş laflarla kandırılıyor, avutuluyor. Üretim planlamasından söz ediliyor. Yıllardır arz fazlası ürünler yerine ihtiyaç duyulan ürünlerin üretiminin artırılması dile getiriliyor. Desteklerin bu hedef doğrultusunda verileceği ifade edilir. Dünya Bankası bile bu işe burnunu sokarak  "alternatif ürün projeleri" geliştirdi. Ancak, gelinen noktada değişen hiç bir şey yok.

Türkiye arz fazlası ürünlerin üretimini daha da artırmayı sürdürüyor. Buna karşılık arz açığı olan ürünlerin üretimini artırmak bir yana bu ürünlerden kaçışı, ithalatı destekleyici politikaları uyguluyor. Bunun en somut örneği  pamukta yaşanıyor.

Tekstil ve konfeksiyon sektörünün gelişmesi ile pamuk tüketiminin artacağı bilinmesine rağmen üretimi artırıcı hiçbir önlem alınmadı. Tam tersine pamuk üretimi yapılamaz hale getirildi. Yapılan yanlışlıklar sonucunda bakınız nereden nereye geldik.

2000'li yılların başında Türkiye pamuk ekim alanları bakımından Hindistan, Amerika Birleşik Devletleri, Çin, Pakistan, Özbekistan ve Brezilya'dan sonra 7. sırada yer alıyordu. Bu dönemde 684 bin hektar alanda pamuk üretimi yapılıyordu. Amerika Tarım Bakanlığı'nın açıkladığı son rakamlara göre 2008-2009 sezonunda Türkiye'nin pamuk ekim alanı 380 bin hektara düştü. Türkiye, ekim alanları bakımından Türkmenistan, Burkina Faso, Nijerya, Zimbabwe'nin gerisine yani 11. sıraya düştü.

Türkiye, aynı dönemde lif pamuk üretiminde 5. sıradan 7. sıraya geriledi. Burada bir parantez açmakta yarar var. Salı günü bu yıl lif pamuk üretiminin 600 bin ton olacağını yazdık, okurlarımız ve sektör temsilcileri bunun çok iyimser bir rakam olduğunu, Türkiye'nin lif pamuk üretiminin bu yıl 500 bin tonu aşmayacağını ifade ediyor.

Tüketim rakamlarına bakıldığında ise hızlı bir artış var. Çin, Hindistan ve Pakistan'dan sonra Türkiye dünya lif pamuk tüketiminde yaklaşık 1.5 milyon ton ile 4. sırada.

Üretim ve tüketim rakamlarına bakarak Türkiye'nin sadece son 10 yılda nasıl bir pamuk politikası uyguladığını görebilirsiniz. 1990'ların başında 500 bin ton olan lif pamuk tüketimi 3 kat artarak 1.5 milyon tona ulaştı.  Aynı dönemde Türkiye'nin lif pamuk üretimi yarı yarıya düştü. İhtiyaç yüzde 200 artarken, üretim yüzde 100 geriliyor. Aradaki fark ithalatla karşılanıyor. Türkiye, Çin'den sonra dünyanın ikinci büyük pamuk ithalatçısı oldu. Sadece pamuk ithal edilmiyor. Pamuk ipliği ve pamuklu dokuma ürünleri de ithal ediliyor. Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın verilerine göre 10 yıl önce Türkiye'nin lif pamuk, pamuk ipliği ve pamuklu dokuma ithalatı 671 milyon dolar iken, 2007'de 2 milyar 830 milyon dolara ulaştı.

Pamuk ithalatı nereden yapılıyor?

Ağırlıklı olarak Amerika Birleşik Devletleri'nden. Kendi pamuk üreticisine yılda 4 milyar dolar haksız destek verdiği için Afrika'daki pamuk üreticisi ülkelerin şikayeti ile Dünya Ticaret Örgütü tarafından "suçlu" ilan edilen Amerika'dan. Aynı Amerika son 10 yılda Türkiye'deki pamuk alıcılarına da tam 1 milyar 80 milyon dolar destek sağladı. Artan pamuk üretimini pazarlamak için alıcı ülkelere GSM kredisi kullandıran Amerika, sadece üreticisini değil, kendisinden pamuk alan ithalatçıyı da destekliyor.

Türkiye'de pamuk üretiminin yarı yarıya azalmasında, ithalat rekortmeni olmasında birinci sorumlu ABD'nin bu politikası ve buna onay veren Türkiye'deki politikacılardır, bürokratlardır.

Pamukta yaşanan bu gelişmelerin benzeri birçok tarım ürününde yaşanıyor. Peki bunlar yaşanırken ülkeyi yönetenler tarım politikalarını belirleyen ve uygulayanlar ne yapıyordu?

Yaşanan gerçekleri kimse göremedi mi? Yoksa ortada bir ihanet politikası mı var? Tekstil sektöründeki gelişmeyi, sektörün pamuğa ihtiyaç duyacağını görmemek için ya kör olmak ya da işbirlikçi olmak lazım. Türkiye'de  pamuk politikasını uygulayanların göz sağlığı yerinde olduğuna göre galiba ikincisi ağırlık kazanıyor.

Bugün yarın açıklanacak pamuk destekleme primi üreticinin istediği 50 kuruşun altında kalırsa, pamuk üretimi daha da düşecek ve ihanet, yani ithalat politikası devam edecek.

Tüm yazılarını göster