Pamuğu desteklemeden tekstili kurtaramazsınızÖ

Ali Ekber YILDIRIM TARIM DÜNYASINDAN aey@dunya.com

Hükümet, tekstil ve hazır giyim sektöründe yaşanan sorunları çözmek ve sektöre rekabet gücü kazandırmak amacıyla bir eylem planı açıkladı. Bu eylem planına göre, Doğu ve Güneydoğu'ya tekstil ve hazır giyim yatırımı yapanlar ve batıdaki mevcut tesislerini bu bölgeye taşıyanlar 2009'dan itibaren devlet tarafından 5 yıl süre ile desteklenecek.

Eylem planının başarıya ulaşması için sektörün hammaddesi olan pamuk üretiminin mutlaka desteklenmesi ve ithalata olan bağımlılığın azaltılması gerekiyor.

Türkiye'nin pamuk üretimi 600 bin tona gerilerken ithalatı 1 milyon tona ulaştı. İthal pamukla tekstil ve hazır giyim sektörünün uzun süre ayakta kalması, rekabet edebilmesi çok zor.

Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, eylem planını açıklarken, kütlü pamuk destekleme prim ödeme miktarının artırılacağını, destekleme prim miktarının aynı yıla ait pamuk ekiminden önce belirlenerek açıklanacağını söyledi.

Benzer sözleri birkaç yıldır  Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da söylüyor. Ancak, uygulamada bugüne kadar somut hiç bir adım atılmadı.

Pamukta destekleme primi son iki yıldır artırılmadığı gibi, prim miktarı da hiçbir zaman ekimden önce açıklanamadı. 2006 yılında kütlü pamuğa kiloda 29 kuruş, sertifikalı tohum kullananlara 34,8 kuruş destekleme primi verildi. 2007'de gübre, mazot başta olmak üzere tüm girdilerde  ortalama yüzde 30-50 arasında artış olmasına rağmen destekleme primi aynı kaldı. 2007'nin pamuk destekleme primleri yakın zamana kadar ancak ödenebildi.

2008 ürünü pamuk hasadı başladı. Çukobirlik avans alım fiyatını 65 kuruş olarak açıkladı. Geçen yıl 85 kuruş açıklamıştı. Tariş Pamuk Birliği de yakın zamanda avans fiyatını açıklayacak. Ancak, hükümet bırakın ekimden önceyi, hasattan önce bile  pamuğa verilecek destekleme primini açıklayamadı. Üreticiler aylardır destekleme priminin en az 50 kuruş açıklanmasını ve erken ödenmesini talep ediyor.

Prim miktarlarını belirleyecek olan Tarımsal Destekleme ve Yönlendirme Kurulu 2 Eylül'de bir toplantı yaptı. Bu toplantıda kütlü pamuk, ayçiçeği, soya fasulyesi, kanola, aspir ve zeytinyağı destekleme primleri ele alındı. Büyük bir olasılıkla hangi ürüne ne kadar prim verileceği aşağı yukarı belirlendi. Ancak kamuoyuna açıklanmıyor. Edindiğimiz bilgilere göre pamuğa 36 kuruş destekleme primi verilecek. Geçen yıla göre 7 kuruşluk bir artış öngörülüyor.

İki yıl aynı primi veren ve bu yıl sadece 7 kuruşluk bir artış öngören bir anlayışla pamuk üretiminin artırılması bir yana üretimin devam etmesi bile çok zor.

Geçen yıl hem pamuk primi artırılmadığı hem de buğday, mısır ve ayçiçeği fiyatlarında ciddi bir artış olduğu için bu yıl üretici pamuk ekmedi. Türkiye İstatistik Kurumu geçenlerde tarımsal üretime ilişkin ilk tahminini açıkladı. Kütlü pamuk üretimi geçen yılın bile yüzde 8,9 gerisinde. Geçen yıl yaşanan kuraklığın etkisi ile üretim yüzde 20 azalmıştı. Bu sene pamuk üretim bölgelerinde ciddi bir kuraklık olmamasına rağmen üretimdeki düşüş süreci devam ediyor. Pamuk üretimindeki düşüşün kuraklıkla ilgisi yok. Bu yıl destekleme primi 50 kuruşun altında kalırsa, gelecek yıl üretim daha da düşecek.

Üretimin düşmesi demek, açıklanan eylem planı ile Doğu ve Güneydoğu'ya kurulacak veya taşınacak tesislerde daha çok ithal pamuk kullanılması demek. Doğu ve Güneydoğu'ya yatırım yapan tekstilci hammaddesini yani pamuğunu yanı başındaki Harran Ovası'ndan, Çukurova'dan, Amik Ovası'ndan değil, Amerika'dan, Yunanistan'dan, Uganda'dan, Tanzanya'dan alacak. Verilen teşvikler Türkiye'deki üreticiye değil, dışarıdaki üreticiye yarayacak. Ancak bunun sürdürülebilirliği çok zor. 

Geçmişteki bir çok teşvik paketi gibi bu da işe yaramayacak. Çünkü, pamuk üretimini desteklemeden tekstili kurtaramazsınız.

Tüm yazılarını göster