Özel sektörün toplam dış borcundaki azalma 3.3 milyarı buldu

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Özel sektörün “yurtdışından sağladığı” kredilerin ocak ayındaki seyrini önceki gün yazmıştık. Buna göre, özel sektörün yurtdışı kaynaklı kredi borcu ocak ayında 2.1 milyarı kısa vadelilerden, 479 milyonu da uzun vadelilerden kaynaklanmak üzere toplam 2.6 milyar dolar azalmıştı. Merkez Bankası’nın kısa vadeli dış borç istatistiklerine ilişkin açıklamayla özel sektörün “toplam” dış borcunda ortaya çıkan hareketi de görmüş olduk. 

Buna göre, özel sektörün yurtdışında yerleşiklere karşı yurtiçinde oluşan yükümlülükleri de ocak ayında 715 milyon dolarlık azalma gösterdi. Söz konusu yükümlülükler, TL ve döviz cinsi mevduat gibi yükümlülüklerden oluşuyor. 

Böylece, özel sektörün toplam dış borcu ocak ayında 3 milyar 325 milyon dolar azalmış oldu.
Özel sektörün toplam dış borcu geçen yılın aralık ayı sonunda 267 milyar dolarla rekor düzeye ulaşmıştı. Ocak ayındaki 3.3 milyar dolarlık azalmayla birlikte borç 263.7 milyar dolara indi.
Ocak ayında özel sektörün kısa vadeli dış borcu 2.8 milyar dolar azaldı. Ocakta, kamunun kısa vadeli dış borcunda 334, Merkez Bankası’nın borcunda da 33 milyon dolarlık azalma oldu. Böylece, Türkiye’nin kısa vadeli dış borcu ocak ayında toplam 3.2 milyar dolar azaldı. Geçen yılın sonunda 129.1 milyar dolara çıkan kısa vadeli toplam dış borç, ocak sonunda 125.9 milyar dolara geriledi. 

Ödenecek borç da azalıyor  

Orijinal vadesine bakılmaksızın vadesine bir yıl ve daha kısa zaman kalan borç tutarı da hızla geriliyor. Kasım ayında bir yıl içinde ödenecek borç tutarı 168 milyar dolarla rekor düzeye çıkmıştı. Bir yılda ödenecek borç aralık sonunda 166.7 milyar dolara, ocak sonunda da 162.8 milyar dolara indi.
Ocak sonu itibariyle bir yılda gerçekleştirilecek 162.8 milyar dolarlık dış borç ödemesinin 138.7 milyar doları özel sektörün sırtında. Bu tutarın 87 milyar dolarını finansal kuruluşlar ödeyecek. 87 milyar dolarlık ödemenin de 79.9 milyarını bankalar, 7.1 milyarını bankacılık dışı kesim gerçekleştirecek. Finansal olmayan kuruluşların bir yılda ödeyecekleri borç da 51.7 milyar dolar düzeyinde bulunuyor.
Bir yılda kamu ise 21.6 milyar dolar borç ödeyecek. Bu tutarın da 17.3 milyar doları kamu bankaları tarafından gerçekleştirilecek. 

Merkez Bankası’nın bir yılda ödeyeceği borç ise 2.5 milyar dolar düzeyinde bulunuyor. 

           

Ateş düştüğü yeri…

Geçen gün de vurguladık, ne kadar aksi söylenirse söylensin, demeç üstüne demeç vererek kur artışının ekonomiye önemli bir tahribatı olmayacağı iddia edilsin, ne finans kesimi bu görüşlere itibar ediyor, ne reel sektör. Eğer bu açıklamalar inandırıcı bulunsaydı, ikna edici görülseydi özel sektör borç yükünden kurtulmak için herhalde yoğun bir çaba içine girmezdi. 
Dilimizde bir söz var, “Ateş düştüğü yeri yakar” diye. Belli ki döviz kurundaki artışta da bir yerlere ateş düşmüş, en azından düşeceği görülmüş. Daha fazla yanmamak, en azından tümüyle kül olmamak için bir çaba gösteriliyor. 

Özel sektör, döviz kurunun bir anda fırlayıp gidebileceğini bir kez daha gördü. Uzun süre, kurda sarsıcı bir artış olmayacağı inancıyla yapılan planlar belli ki gözden geçiriliyor. Bakmayın son dönemde kurun istikrar kazanmış bir görünüm sergiliyor olmasına. Kulaklara kar suyu kaçtı bir kere.
Dolar bu yıl aylık ortalama 2.21-2.22 düzeyinde adeta sabitlendi; ama biliyoruz ki kuru burada ancak yüksek faiz sayesinde tutabiliyoruz. Başka bir ifadeyle bu düzeye ancak yüksek faiz sayesinde inebildik. Merkez Bankası ocak sonundaki gece yarısı toplantısıyla faize yüklenmeseydi, kur şimdi nerelerde olurdu acaba? 

Bir tarafta içeride ne zaman ne yaşanacağının kestirelemediği bir süreç; diğer tarafta dışarıda bizi yıllar öncesinin soğuk savaş dönemine geri götüren Kırım sorunu… Ekonomiye ilişkin baş ağrıları da cabası. Böyle bir dönemde özel sektör dış borç yükünden olabildiğince kurtulmak istemesin de ne yapsın!  

Tüm yazılarını göster