Özel sektörün dış kredi borcu 165.5 milyar

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com
Özel sektörün, çok özet olarak ifade etmek gerekirse, iki türlü döviz yükümlülüğü var. Biri, yalnızca yurtdışından sağlanan kredilerden oluşan yükümlülük. Diğer yükümlülüğün kapsamında ise yurtdışından sağlanan kredilerin yanı sıra banka mevduatları ve döviz tevdiat hesapları gibi kalemler de yer alıyor. İşte Merkez Bankası'nın dün açıkladığı özel sektörün yurtdışından sağladığı kredi borcuna ilişkin veriler, kasım sonunda toplam 165.5 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşıldığını gösteriyor.
 
Özel sektörün kasım sonundaki uzun vadeli kredi borcu 133.8 milyar, kısa vadeli borcu ise 31.7 milyar dolar düzeyinde bulunuyor.
Geçen yılın ilk 11 aylık döneminde uzun vadeli borç 7.4 milyar, kısa vadeli borç ise 6 milyar dolarlık artış göstermiş durumda. Ancak dikkat çeken yön, uzun vadeli dış kredi borcunun, kasım sonunda geldiği düzey itibariyle halen 2008 sonundaki düzeyin altında bulunuyor olması.
 
2004-2008 arası katlandı
 
Özel sektörün yurtdışından sağladığı uzun vadeli krediye ilişkin borç, 2004-2008 döneminde adeta katlanarak arttı. 2004 sonunda 36.9 milyar dolar olan borç, 2005'te 50.7 milyara, 2006'da 82.6 milyara, 2007'de 122.4 milyara ve nihayet 2008'de 141.5 milyara çıktı. Bir başka ifadeyle uzun vadeli kredi borcu 2004-2008 döneminde yüzde 283 oranında artış gösterdi.
 
2008 küresel kriziyle birlikte ekonomi büzülmeye başlayınca özel sektör de yurtdışından sağladığı krediyi kapatmak durumunda kaldı. Uzun vadeli borç bakiyesi, 2009'da 128.9 milyara, 2010'da 119.6 milyara geriledi. 
 
2011 yılında yeniden artış başladı ve söz konusu yıl 126.4 milyar dolarlık bakiyeyle kapatıldı. Geçen yıl ise inişli-çıkışlı bir süreç yaşandı ve kasım sonu itibariyle uzun vadeli borç bakiyesi 133.8 milyar dolar oldu. 
 
Kasım sonunda, 2008 sonundaki düzeye henüz gelinmediği de dikkati çeken bir durum. Öyle ki, 2008 sonuna gelinmesi, normal koşullarda ancak bir yıl sonra mümkün olacakmış gibi görünüyor.
 
Kısa vadelide artış 2009'dan sonra
 
Özel sektörün yurtdışından sağladığı kısa vadeli dış borçta ise uzun vadeliden çok farklı bir eğilim söz konusu oldu. Bu borçlar 2004'ten 2009'a gelinceye kadar çok büyük değişiklikler göstermedi. 2004 yılında 10.2 milyar dolar düzeyinde bulunan yurtdışından sağlanan kısa vadeli borç, izleyen yıl 13.3 milyar dolara çıktıktan sonra dalgalı bir seyirle 2009'da 6.6 milyar dolara indi.
 
Kısa vadeli dış borçta tırmanış ise 2010 yılıyla birlikte başladı. Özel sektörün yurtdışından sağladığı kısa vadeli borç, 2010 sonunda 19.2 milyar dolara fırladı. Kısa vadeli borç artmaya 2011 ve geçen yılın ilk 11 ayında da devam etti. 2011 yılı 25.7, geçen yılın kasımı ise 31.7 milyar dolarla geçildi.
 
Borçlu dağılımı
 
Kasım sonunda 133.8 milyar dolar olan yurtdışından sağlanmış uzun vadeli kredinin 51 milyarı finansal, 82.5 milyarı ise finansal olmayan kuruluşlara ait. Finansal kuruluşlara ait 51 milyarlık borcun 37.8 milyarı ise bankaların yükümlülüğünde. 
133.8 milyar doların alacaklıları arasında ise özel alacaklılar 111.2 milyar dolarla ilk sırada. Resmi alacaklıların payı 12.2 milyar, tahvil alacaklılarının payı ise 10.4 milyar dolar düzeyinde. 
 
Kasım sonunda 31.7 milyar dolar olan kısa vadeli borcun ise 27.2 milyarı finansal kuruluşlara, bu tutarın da 25.6 milyarı bankalara ait. Alacaklılarda da 28.1 milyar dolarla yabancı ticari bankalar ilk sırada bulunuyor.
 
Borç-yiğit-kamçı!
 
Gerek finansal kesimler ve özellikle bankalar, gerekse reel sektör için yurtdışından borçlanmanın belirgin bir maliyet avantajı olduğu açık. Yurtdışından borçlanmak elbette bir kur riski getiriyor; ancak, kurda rahatsız edecek, hele hele büyük ekonomik darboğazlara yol açacak bir çıkış olasılığı neredeyse hiç beklenmediği için bu riske razı olunuyor. Merkez Bankası politikaları da bu açıdan önemli bir güvence oluşturuyor. TL'nin aşırı değerlenmesi kadar değer yitirmesine de izin vermeyeceğini defalarca ilan etmiş olan bir Merkez Bankası var.
 
Tüm yazılarını göster