Özel sektörün dış borcu, parite etkisi sayesinde azalıyor

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Özel sektörün yurtdışından sağladığı dış borç haziran sonu itibariyle 242.8 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Borç, ilk aldı ayda 1.3 milyar dolar azalmış durumda. Ancak, görünürdeki bu azalma biraz da sanal. Eğer dolar euro karşısında hızla değer kazanmamış olsaydı, dış borç azalmayacak, tam tersine artış gösterecekti. 

Özel sektörün yurtdışından sağladığı 242.8 milyar dolarlık dış borcun 64.7 milyar dolarını kısa vadeli, 178.2 milyar doları da uzun vadeli borç oluşturuyor. Altı aylık dönemde kısa vadeli borçlarda 11.6 milyar dolarlık bir azalma oldu. Buna karşılık uzun vadeli borçlar 10.3 milyar dolarlık artış kaydetti. 

Kısa vadeli dış kredilerde ortaya çıkan 11.6 milyar dolarlık gerilemeye kur farkından 1.9 milyar dolarlık destek geldi. Euro/dolar paritesindeki değişim, özel sektörün yurtdışından sağladığı kısa vadeli kredilerin altı ayda 1.9 milyar dolar daha düşük görünmesini sağladı. Yani bu etki olmasaydı, kısa vadeli dış krediler 11.6 milyar değil, 9.7 milyar dolar gerileme gösterecekti. 

Ancak parite değişimi, asıl etkisini uzun vadeli kredilerde gösterdi. Doların değer kazanması sayesinde uzun vadeli krediler 6 milyar dolar daha düşük göründü. Uzun vadeli kredilerin ilk yarıda 10.3 milyar dolar arttığı dikkate alınırsa, kur farkından gelen 6 milyar dolarlık avantaj olmasaydı, artış 16 milyar doların üstüne çıkacaktı.

Artan, bankaların kredisi  
Özel sektörün yurtdışından sağladığı toplam dış borcun ilk altı ayda 1.3 milyar dolar kadar azaldığını, bu azalmanın da kısa vadeli borçlardan kaynaklandığını belirttik. Uzun vadeli borçlarda ise hatırı sayılır bir artış olduğuna değindik. Peki, bu uzun vadeli borcun artıyor olmasının altında ne yatıyor, kim alıyor bu borcu?

Hani zaman zaman depreşen bir "ekonomik hastalığımız" var ya... Arabesk bir görüş dile getirircesine "Batsın şu bankalar" deriz ya hep... Ama ekonominin en sağlam kurumlarının bankalar olması gerektiğini göz ardı ederiz ya genellikle... İşte o bankalar alıyor bu borcu. Böyle bir dönemde borç almak cesaret de ister, çok iyi hesap-kitap yapmayı da gerektirir, tabii ki borç bulabilecek itibara da ihtiyaç vardır. 

Uzun vadeli kredilerde altı ayda ortaya çıkan 10.3 milyar dolarlık artışın 9.8 milyar doları finansal kuruluşlar kaynaklı. 9.8 milyar doların 9.5 milyar doları da bankaların aldığı borçlardan oluşuyor. Bir alt kaleme inelim, 9.5 milyarın 8 milyarı kredi, 1.4 milyarı tahvil.

Altı ayda bankacılık dışı finansal kuruluşlar da 327 milyon dolar borçlanmışlar.

Finansal olmayan kuruluşların uzun vadeli dış kredisinde de 487 milyon dolarlık artış olmuş.

Aslında bankalar borçlarında vadeyi uzatan bir operasyon gerçekleştirmiş oluyorlar. Uzun vadeli kredileri artan, yani yeni kredi alan bankalar, vadesi dolan kredilerini ise doğaldır ki kapatıyorlar ve bu sayede kısa vadeli krediler azalmış oluyor. Yılın ilk yarısında bankaların kısa vadeli dış kredi borcunun 10.5 milyar dolar azaldığı, bunun 10.4 milyar dolarla hemen hemen tümünün krediden oluştuğu, tahvilin ise çok küçük bir pay aldığı dikkati çekiyor. 

Kısa vadeden uzun vadeye
Özel sektörün dış borcunda ilk altı ayda kısa vadelilerin 11.6 milyar dolar azalması, buna karşılık uzun vadelilerin 10.3 milyar dolar artması, toplamdaki kısa-uzun dengesini de doğal olarak değiştiriyor. Geçen yıl sonunda özel sektörün yurtdışından sağladığı dış borcun yüzde 31'i kısa, yüzde 69'u uzun vadeliydi. Haziran sonuna geldiğimizde kısa vadelilerin payı yüzde 27'ye inerken, uzun vadelilerin payı yüzde 73'e yükseldi. 

Tüm yazılarını göster