Özel sektör döviz kredisine hücum edince

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Merkez Bankası ve özellikle BDDK'nın uygulamaya koyduğu kararların ekonominin soğumasını sağlayacağına dönük ilk işaretler alınıyor. Dün de vurguladığımız gibi BDDK'nın kararları çok daha fazla etkili olacağa benziyordu, nitekim olmaya da başladı. Bazı bankalar kredi faizlerini artırma yoluna gitti. Kimi meslektaşlarımız, örneğin aylık yüzde 0.94 olan faiz yüzde 0.99'a çıkarıldığında "Faiz 5 puan arttı" diye haber yapabiliyorlarsa da neyse ki gerçek artışı anlamak zor olmuyor. Sonuç olarak faizler artıyor; öyle anlaşılıyor ki faizdeki artış önümüzdeki dönemde daha da belirginleşecek, en azından hemen hemen tüm bankacılık sistemini kapsayacak şekilde genişleyecek.

Bankaların faizlerde yaptıkları bu artışlar kredi kullanımını ve tüketimi ne ölçüde frenleyecek, zamanla göreceğiz. Ama amaç tek değil… Vatandaşın kredi kullanımını ve tüketimini azaltarak, bu tüketimi körükleyen özel sektörün dış kredi sevdasına da set vurmak isteniyor.

Özel sektörün kullandığı kısa ve uzun vadeli dış kredi toplamı geçen yılın sonunda 135.7 milyar dolar düzeyinde bulunuyordu. Özel sektör, dört ayda tam 13 milyar dolar daha net kredi kullandı. Nisan sonundaki bakiye 148.7 milyar dolara çıktı. Artışın oranı yüzde 10 düzeyinde.

Dört aydaki 13 milyar dolarlık artışın 9.6 milyar doları uzun, 3.4 milyar doları kısa vadeli kredilerden oluştu.

Ocak-nisan döneminde bankalar 7.2 milyar dolar, reel sektör 5.1 milyar dolar net kredi kullandı. Bankacılık kesimi dışında kalan finansal kuruluşların kredi kullanımı ise 652 milyon dolar oldu.

Bankalar yurtdışından, içerideki mevduat faizine göre çok ucuz bir şekilde borçlanmayı tercih ediyor, bu yüzden dış borçlanmaya ağırlık veriyor. Aynı eğilim, reel sektör kuruluşları için de geçerli. Tabii ki her reel sektör kuruluşu yurtdışından kredi temin etme olanağına sahip değil, çok büyük ölçekli olanlar bu olanağı elde edebiliyor. Ama sonuçta Türkiye'ye yüklü miktarda döviz giriyor ve bu döviz bazı dengeleri bozuyor.

Şimdi bir taşla birkaç taş kuş vurulmaya çalışılıyor…

- Tüketici kredilerinin cazibesi, faizin artması sonucunu doğuracak adımlarla azaltılacak…

- Vatandaş daha az tüketici kredisi kullanınca, bu kredilere kaynaklık eden yurtdışı borçlanmalara da eskisi gibi ağırlık verilmeyecek.

- Tüketici kredisi kullanımı azalınca ekonomi soğuyacak, yurtdışı kredi kullanımında ortaya çıkacak yavaşlamayla da döviz arzı azalacak.

- Döviz arzının azalmasıyla da kurlar ılımlı bir şekilde artacak ya da en azından Türk Lirası değer kazanmayacak, böylece de cari açıkla mücadele kolaylaşacak.

Senaryonun böyle yazıldığı anlaşılıyor. Peki bu senaryo ne kadar gerçekçi? Doğrusu ne "harika bir senaryo" deme şansına sahibiz, ne de "olur mu böyle şey" diyecek ölçüde umutsuz olma durumundayız… Aslında hiç kimse kesin bir yargıda bulunabilecek durumda değil zaten. En azından şunu söylemek mümkün; bu önlemler Nasrettin Hoca'nın çalı hikayesine benzemiyor…

Özel sektörün dış borcu yeniden artma eğiliminde (Milyon dolar)      
2011 Nis. 2011 1.Ç. 2010 2009 2008 2007 2006 2005 2004
 UZUN VADELİ 126.112 122.482 116.488 127.354 140.023 121.462 82.129 50.654 36.833
 Finansal 39.417 37.365 34.478 35.438 41.203 41.874 28.492 16.058 8.565
      Bankalar 32.821 31.054 28.609 27.938 30.010 30.920 22.063 12.334 5.794
      Bankacılık Dışı  6.596 6.311 5.869 7.500 11.193 10.954 6.429 3.725 2.771
Reel sektör 86.695 85.117 82.010 91.916 98.820 79.588 53.637 34.596 28.268
 KISA VADELİ 22.553 23.520 19.203 6.642 10.646 8.586 10.762 13.308 10.185
 Finansal 20.961 22.093 18.029 5.960 9.185 7.609 9.537 12.141 8.818
      Bankalar 20.005 20.864 16.998 5.659 8.965 7.147 8.828 11.493 8.414
      Bankacılık Dışı  956 1.229 1.031 301 220 462 709 648 404
Reel sektör 1.592 1.426 1.174 682 1.461 977 1.225 1.167 1.367
GENEL TOPLAM 148.665 146.002 135.691 133.996 150.669 130.048 92.891 63.962 47.018
Tüm yazılarını göster