Oyun içersinde oyun

UZMAN GÖRÜŞÜ dunyaweb@dunya.com

UZMAN GÖRÜŞÜ / Alper Koç / Yatırım Finansman

Yıllar önce izlediğim ve adı "Oyun içerisinde Oyun" olan bir tiyatro oyunu hala aklımdadır. İlk perdesinde sahnenin ön kısmında oynanan ve diğer izleyiciler gibi benim de sıkılmama yol açan, tekdüze şekilde süren oyun, ikinci perdede sahnenin arka planında yaşananları gösterirken oyunun şekli bayağı bir değişmişti ve ben dahil tüm seyirciyi gülmekten kırıp geçmişti. Oyuncuların sahnenin ön kısmında oynadıkları rollerine sahne arkasında hazırlanırken, aynı anda sahne önünde oynarken  ve yine aynı anda sahne arkasında yaşananları da gösterirken sergiledikleri performans dikkate değerdi. Gerçekten de oyun oyuna karışmıştı ve bittiğinde oyundan aldığım keyfi hala unutamam. 

2008 başlarından itibaren Küresel piyasaların dinamikleri içerisinde oluşan dalgalanmalar, sahnenin geri planında yaşananlarla ön planında yaşananların birbirinin içine geçirilmesi ve oyuncuların oyunlarını oynarken gösterdikleri performanslar sayesinde kitlesel katılımcıların akıllarının iyice karışmasına yol açtı. Oyunun ilk perdesi ABD'nin krizi olarak başladı ve tüm dünyayı etkisi altına alırken gelişmekte olan piyasalarda yaşanan çöküş, bu piyasalardan umutların kesilmesine yol açtı. 2009 Mart ayında ikinci perde açıldı ve bu perdede, bir öncekinin tam tersi yaşandı ve gelişmekte olan piyasalar içerisinde büyük çöküş yaşayan Türkiye, Hindistan, Brezilya gibi ülkelerin piyasaları, göreceli olarak dünyanın en iyi performanslarını gösteren piyasalar oldular. Nisan ayından itibaren yaşanan süreçte Euro Bölgesi genelde büyük darbe yerken, krizin başlangıç merkezi olan ABD piyasalarının yanısıra gelişmekte olan ülkeler, son satış dalgasında göreceli iyi performanslarını devam ettirdiler

İkince perde şimdilik devam ediyor; Nisan ayının sonlarına doğru hazırlık işaretlerini gördüğümüz son türbülansın,  büyük oranda Euro bölgesinde yaşanan sıkıntıların gerekçe gösterilerek Mayıs ortasında başlatılmasıyla kitlesel katılımcılar nezdinde oluşturulan negatif algılamanın desteklenmesi, piyasalarda bir kaç günlük panik oluşmasına yol açtı. Şişman parmağın bile, oluşan paniğin sürmesini sağlayamadığı o bir kaç günde Euro Bölgesi'ndeki problemlerin ön plana çıkarılması, kitlesel paniğin 25 Mayıs tarihine kadar sürmesini sağladı. Panik had  safhaya vardığında Euro/ Dolar Paritesi bir kaç gün öncesinde 1.21 lerde kısa vadeli taban arayışına başlamıştı bile.! Yaşanan bir kaç günlük panik süreci öncesi küresel çapta ışıl ışıl parlatılan Altın bile ne olduysa Mayıs ayının ortalarında gördüğü en tepe fiyatları göremedi.! Oyunlar içerisinde oyunlar devam ediyor; Merkez Avrupa ülkelerinin bile geleceğinin sorgulandığı bu dönemde Altın o kadar çok parlatılmasına rağmen hala Ons Altın 1249 zirvesinden uzakta, ABD 10 yıllık faizleri, güvenli liman arayışıyla son gördüğü %4 seviyelerinden 3.28 lere gerilemiş durumda, ABD piyasaları hala yükselişi zorluyor.

İçeride gösterge faiz, İsrail ile yaşanan son gerginliğe rağmen % 9 seviyesinin altını zorluyor, USD/TL paritesi 1.60 ları geçemiyor, tahvil- bono piyasası, IMKB 100 endeksi ve USD/TL kuru bir şeyler anlatmaya çalışıyorlar. Diyorlar ki; Gösterge faiz 9 günlük, 21 günlük, 55 günlük ağırlıklı ortalamaların ve 100 günlük Üssel Ortalamanın geçtiği 9.09- 9.25 bölgesini yukarıya kalıcı olarak geçmeden, USD/ TL kuru 1.60 ları yukarıya kalıcı olarak geçmeden ve IMKB 100 endeksi de 51.500- 52.000 bölgesini aşağıya doğru kalıcı olarak kırmadan kulaklarınızı tüm pesimist yorumlara tıkayın, temkini elden bırakmayın ama piyasaların dinamiklerinden de faydalanmaya devam edin.!

Tüm yazılarını göster