Diyeceksiniz ki, düğün değil, bayram değil, Obama muhabbeti nerden çıktı?
Arşivimi karıştırırken, yıldızı parlayan Obama'nın medya dünyasında nasıl tanımlandığına ilişkin notları bir araya getirmek istedim. Gördüm ki, bir lideri tanımlarken kullandığımız "kavram çerçevesi" için epey malzeme birikmiş.
Destekçileri Obama'da, "…kıvrak zeka, karmaşık konuları ince ayrıntıları kavrama yeteneği" saptadıkları için liderliğine inanılıyor. Demokrat başkan adayında, "…sağlıklı bir saygı, odaklı düzenlemelere yönelik algılama" gücü yakalayanlar arkasında duruyorlar. Söz konusu yeteneklerine "…uzlaştırıcı ve fikir birliliği oluşturan" ustalık eklenince çekici bir kişilik ortaya çıkıyor. Uzlaştırıcı kişiliği öne çıkarılan Obama'yı "….geniş siyasi konsensüs sağlama yeteneği ve iradesi" nedeniyle destek verenler de hiç az değil. O'nda "..barıştırma kaygısı ve öteki'ni dinleme mahareti" bulanlar da arkasından yürümek isteğini açığa vuruyorlar.
Uzlaşıcı kişiliğin besleyen kaynağın "…özgüveni ve muhalif görüşleri duymaya istekliliği" olduğunu ileri sürenlere de rastlanıyor. Doğaldır ki, Obama 'nın kişiliğinde gözlenen "…saygı uyandıran ve ilham veren kişilik " liderlik profilinin ortaya çıkmasına yardımcı oluyor. Bu özelliğini "…soğukkanlılığı ve sağduyusu" ile pekiştirince " Obama iyi bir başkan olacak " yargısı kitle bilincinin derinliklerinde yaygınlaşıyor.
Uzlaştırıcı sabır
ABD gibi süper gücün yönetimine aday olan Obama 'nın "…uzlaştırıcı sabrı" kadar "…cesaret sermayesine" sahip olduğuna inananlar da azımsanacak gibi değil.
Obama'da bir başka özelliğin daha altı çiziliyor: "… değerler ve çıkarları savunma, koruma ve geliştirme kararlılığı." Bu özellik de kendisine olan güveni artırıyor.
Obama'ya "… yükselen, dünyadaki yerlerini arayan güçlerin farkında olmasından" ötürü güvenen ve oy vereceğini söyleyen insanlar bir hayli kabarık. Bu genç liderin, "..duyduklarına yeniden şekil verme mahareti" ve "…vaat ettiği umudu ve verdiği değişim sözünü giderek ete kemiğe büründürme" becerisi de destek verenleri artıyor.
Obama, bir lider için gerek şart olan "…çeviklik ve metaneti birleştiren" kişiliği ve "..tutarlı bir gündeme sahip olma, aceleci ve düşünmeden davranmama" özelliğiyle de öne çıkıyor. Bütün bunların bir adım ötesinde "...temkinli ama kararsız olmama" gibi özelliklere sahip olması nedeniyle de taraftar topluyor.
ABD'de halkın, medya kuruluşlarının, önde gelen düşünürlerin Obama ile ilgili saptamalarından küçük bir derleme yaptım. Ama benim oyumu Obama' ya verişimde başka gerekçe daha var.
"İnsanın olduğu yerde hiçbir şeye şaşma!"
Öncelikle ABD gibi bir süper gücü yönetecek olan adayın rengiyle ön yargıları kıracak olması başlı başına desteklemeyi gerektirir diye düşünüyorum. Biliyorum insanların rengi, cinsiyeti, etnik kimliği önemli değil, insani yetenekleri önemli. Ama kimi zaman "simgelerin saplantısını kırma" da gelişmenin önündeki engelleri kaldırmada uygun ortam yaratır kanısındayım.
Obama'nın bir başka şansı da rakibinin renksizliği. Siyasette bu önemli. Proje üretmeyen, kitlelere güven vermeyen bir rakip, siyasiler için bulunmaz nimetlerden biri.Bu konuyu en iyi bizim ülkemizde siyasetle uğraşanlar bilir; örnekleri gözleme bakımından çok zengin bir laboratuar durumundayız.
Afrika'nın kadım kültürünün örslerinde dövülen özdeyiş, "…insanın olduğu yerde hiçbir şeye şaşma!" der. Dileğim odur ki, Obama seçilir; yukarıda özetlemeye çalıştığım değerlendirmeleri yapanları da, bu satırları yazanı da utandırmaz.