Otoyoldan önce son çıkış!

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Pazar günü gireceğimiz otoyol, ne otoyolu dersiniz...

Meçhule giden, ilk kez geçeceğimiz ve istesek de pek geri dönme şansı bulamayacağımız bir otoyol mu... 
Yoksa bilindik, şimdiye kadar defalarca gidip geldiğimiz bir otoyol mu... 

Ya da mevcuda benzer olduğu konusunda duyumlar aldığımız, ama farklı yönleri de bulunan yeni açılmış başka bir otoyol mu...

*** 

İlk kez geçeceğimiz bir otoyolsa bu otoyol, güzergah boyunca gerçekten hiç "çay ve ihtiyaç molası" verecek bir yer bile yok mu? 

Durup soluklanma ihtiyacı duyduğumuzda beş dakika, inip arabadan yüzümüze su serpmek istediğimizde, bacaklarımızı hareket ettirmek için adım atacak yer aradığımızda, bunlar için bir cep yapılmış mıdır bu otoyolda?  

Daha da önemlisi, emniyet şeridi unutulmuş olabilir mi kilometrelerce uzanan bu otoyolda; yoksa kimse duramasın, diye özellikle mi yapılmamıştır?

Adı otoyoldur otoyol olmasına da, bu otoyolun zemini mükemmel bir asfalt değil de, çukurlarla ya da inişli çıkışlı yamayla doluysa ve hızla gitmeye kalkan araçlar sağa sola savrulursa...

"Millet iradesi böyle tecelli etti" denilerek, bu otoyola artık traktör de, bisiklet de, kağnı da girebiliyor ve peş peşe trafik kazaları yaşanıyorsa...

***

Yeni açılan otoyoldan değil de, mevcut otoyoldan gitmeyi de tercih edebilirsiniz...

Buradaki kuralları biliyorsunuz hiç olmazsa, her ne kadar bu kurallar son zamanlarda pek iyi uygulanmıyorsa da...

Hızınızı belli bir limit içinde, saatte 40-120 kilometre arasında tutmak zorundasınız. Bunu biliyorsunuz...

Nerede hangi tesis var; orada ne yenir, ne içilir, hangisinde hizmet daha iyidir, ezberlemişsinizdir artık...

Yolun kaçıncı kilometresinde dinlenmeniz için bir cep vardır; arabadan inip şöyle belinizi sağa sola büke büke kendinize geldiğiniz hep aklınızdadır zaten...

Arabanızda bir arıza çıktığında, gönül rahatlığıyla emniyet şeridinde durabileceğinizi biliyor olmak, sizi rahatlatır...

Size tanınan en yüksek hızla seyrederken, önünüze bir traktör çıkmayacağını ve büyük bir riskle karşılaşmayacağınızı da biliyorsunuzdur...

***

Şehir çıkışına geldiniz; üç otoyol var karşınızda. Biri, daha önce hiç geçmediğiniz otoyol. Oraya girip girmemekte tereddüt ediyorsunuz. Daha önce o yolu kullanan kimse de olmamış ve onlardan bir şey duymamışsınız doğal olarak; karar vermekte zorlanıyorsunuz. İkincisi bildiğiniz otoyol, hep kullanıyorsunuz. Gerçi son zamanlarda bakım ve onarım hizmetleri biraz aksar gibi ama, yine de biliyorsunuz. Bir seçenek daha görünüyor; yeni bir otoyol açılmış. "Acaba" diyorsunuz; "Bunu mu denesem"... 

Girişte durup düşünüyorsunuz. Hangisini tercih etmeli ki... Biraz önce gördünüz zaten, "Otoyoldan önce son çıkış" tabelasını. Aslında bu son çıkışı değil, özünde hangi otoyolu tercih edeceğinizi gösteriyor.

"Hangisini seçsem acaba" diye geçiriyorsunuz içinizden. Otoyol girişleri de panayır yeri gibi... Herkes kendi otoyolunu övme peşinde.

İlk kez yapıldığı belirtilen otoyol için çok iddialı şeyler söyleniyor: 

Yol daha genişmiş; dinlenme alanları daha çok, çocuklar için oyun bahçeleri bile düşünülmüş siz sigaranızı tüttürürken; ilkyardım ekipleri hazır olacakmış; yol daha sıkı denetlenecek ve kazaların önüne geçilmek için çaba gösterilecekmiş, ama bu trafik polisleri aracılığıyla bir baskı kurulmadan yapılacakmış; yolculuğunuzun daha bir gönül rahatlığıyla geçmesini sağlayacak bir dizi adım atılacakmış...

***

Dedik ya, "Otoyoldan önce son çıkış", aslında "Üç otoyoldan birini seçmek için son kilometreler" anlamına geliyor. 
Hani erkekler için söylenen "Hayatınız seçtiğiniz kadındır" diye bir söz var ya, kadınlar da bunu "Hayatınız seçtiğiniz erkektir" diye uyarladılar ya, bu pazar seçeceğimiz otoyol da bizim hayatımızı şekillendirecek bir tercih olacak sonuçta...  
 

Tüm yazılarını göster