Otomotivdeki sıra talepte özel canlanmanın mı, genel canlanmanın mı işar

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Euronun değer kaybı, düşük faiz ve filo talebindeki artış sonucu ithal otomotivde sıra oluşmuş.

Avrupa'daki fabrikalar Türkiye talebine mal yetiştirebilmek için ek vardiya koymuşlar.

Geçen hafta Doğuş Oto'nun Volkswagen taleplerinin artması karşısında, talebi 3-5 hafta gecikme ile karşılayabileceği belirtiliyordu.

Geçen gün ise gazetelerde Opel'in Almanya'daki fabrikasının ek vardiya ile Türkiye'ye mal yetiştirmeye çalıştığı hakkında bir haber yer aldı. Opel'in Astra ve Corsa modellerinin üretildiği Ruesselsheim tesislerinde "Türkiye için ek vardiya" devreye girmiş.

Opel'in Türkiye Müdürü Özcan Keklik, Türkiye'de talebin yüzde 10 artması nedeniyle müşterilerin sıraya girdiklerinden söz ediyor.

Acaba otomotiv ürünlerine karşı artan talep Türkiye'de talepteki genel bir canlanmanın mı sonucu, yoksa özel olarak otomotiv ürünlerinin talebi mi canlandı?

Bu konuda üzerinde durulması gereken 2 faktör var:

-Otomotiv ürünleri ve özellikle binek araçları, ortanın üzerindeki gelir grubuna hitap ediyor.

Krizden bu kesim büyük ölçüde etkilenmedi. Krizden etkilenen kesim otomobil almaya gücü yetmeyen kesim. Bu kesimin talebi, öncelikle gıda ve daha sonra giyim kuşam ürünlerine dönük. Ekonomide canlanması beklenen talep de bu kesimin talebi.

-Ucuz dövize dayalı ucuz ithalat giderek cazibe kazanıyor. Euronun fiyatı 2 TL.nin altına indi. Ucuz ithalata dönük talebin canlanması ülke içindeki üretimi ve istihdamı artırmıyor. Başka ülkelerdeki üretim ve istihdamı canlandırıyor. Opel'e olan talep nedeniyle Almanya'daki tesislerde ek vardiya ile üretim haberleri bu konudaki çarpıklığı açıklıkla ortaya seriyor.

Otomotiv sektörü ile ilgili dikkat çeken bir başka haber ise Çin'de üretilen Chery marka otomobiller için Adapazarı'nda kurulacak fabrikaya ilişkin tartışmalar.

Medyada üç yıldır bu proje ile ilgili haberler yer alıyor. Son haberlere göre Hükümet fabrikanın kurulması için Adapazarı'nda yer tahsisi yapmış.

Fakat bugünlerde medyaya yansıyan haberlere göre, yatırımcı grubun bazı istekleri henüz karşılanamadığından yatırımda belirsizlik devam ediyor.

Başbakana bağlı olarak faaliyet gösteren Yatırım Ajansı'nın yabancı sermayenin ciddi yatırım projeleri ile ilgili sorunları çok kısa sürede çözdüğü söylenir. Burada tereddüt yaratan da budur. Acaba Yatırım Ajansı 3 yıldır, yatırımcının sorunlarını çözemediği için mi yatırım gecikiyor, yoksa yatırımcıdan kaynaklanan sorunlar mı var?

Bu konu açıklığa kavuşmalıdır. Çünkü bu tür ciddi yatırımlarda ortaya çıkan sorunlarda devamlı olarak Türk bürokrasisi suçlanır. Chery yatırımındaki gecikmenin bürokrasiden mi, yoksa yatırımcının tereddüdünden mi kaynaklandığı açıklığa kavuşur ise, daha sonraları benzer yatırımlar için Türkiye'ye gelmeyi düşünen yabancı sermaye grupları neyin ne olduğunu daha iyi görürler ve bilirler.

Tüm yazılarını göster