Otomotiv; önce yukarı itti, şimdi aşağı çekiyor

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi mayıs ayında nisana göre yüzde 2 azaldı. Takvim etkisinden arındırılmış üretimde ise geçen yılın aynı ayına göre yüzde 2.4 artış var. 

Bizim daha fazla önemsediğimiz ve özellikle GSYH hesaplarında kullanıldığı için ön planda tuttuğumuz herhangi bir arındırma işlemine konu edilmemiş sanayi üretim endeksinde ise geçen yılın aynı ayına göre artış yüzde 0.5 düzeyinde kalmış durumda.

Şimdi, bu oranlardan nasıl bir değerlendirme yapmak, nasıl bir sonuca varmak gerekir?

Önce şu, hangi endeksi kullanmanın daha doğru olacağı konusuna bir kez daha değinmekte yarar var. TÜİK, üç endeks hesaplıyor. Bunlardan biri, takvim ve mevsim etkisinden arındırılmış endeks. Bu endeks, bir önceki aya göre kıyaslama yapılmasını sağlıyor. Aynı işgünü sayısı olsaydı ve mevsim etkileri yok edilseydi, ne kadar üretim yapılırdı; bu soruya yanıt aranıyor. 

Yalnızca takvim etkisinden arındırılmış bir diğer endeksle, bu kez işgünü sayısı aynı olsaydı varsayımına göre bir önceki yılın aynı ayına göre üretim değişimi hesaplanıyor.

Üçüncü endeks ise yalın. Bu endeks, ne mevsim etkisinden arındırılıyor, ne takvim etkisinden. Üretim düzeyi ne ise, endeks de o paralelde hesaplanıyor.

İstatistiki anlamda ilk iki endeks de doğru elbette. Ama gerçek üretim düzeyini, "şöyle olsaydı şöyle olurdu" varsayımına dayanmayan yalın üretim düzeyini herhangi bir arındırma işlemine konu olmayan üçüncü endeks gösteriyor. İşte biz de bu yüzden söz konusu endeksi kullanmayı tercih ediyoruz. 

Otomotiv yön değiştirdi
Otomotiv toplam endekste yüzde 6.63 paya sahip. Bu, en yüksek dördüncü sektör payına işaret ediyor. Yani otomotiv, sanayi üretimi için önemli bir sektör konumunda. 

Otomotivde son aylarda hızlı üretim dalgalanmaları gördük ve doğal olarak toplam sanayi üretimi bu sektörden çok fazla etkilendi. Otomotiv sanayi üretimi bir önceki aya göre olmak üzere şubatta yüzde 7.2, martta yüzde 12.8 artış gösterdi. Otomotiv adeta coşmuş gidiyordu ki, iş bırakma eylemleri gündeme geliverdi. Nisandaki üretim artışı yüzde 0.7'ye geriledi. Mayıs ise sektörün bir anda frene basmak durumunda kaldığı ay oldu, üretim hızla düştü. Mayıs ayındaki üretim nisana göre tam yüzde 21 geriledi. Bu gerileme, otomotiv sektöründe yaşandığı gibi, aynı oranda olmak üzere diğer ulaşım araçları sektöründe de ortaya çıktı.

Yıllık değişim
Temelde otomotiv kaynaklı bu durum toplam sanayi üretimine de yansıdı zaten. Toplam sanayi üretimi geçen yılın aynı ayına göre ocakta yüzde 2.2 geriledikten sonra şubatta yüzde 0.9 artış kaydetti. Geçen yıla göre olan artış çan eğrisi çiziyordu; artış oranı martta yüzde 4.9'a ulaştı. Bu, bir anlamda en yüksek oran oldu. Sonra artış hızı yavaşlamaya başladı, nisan yüzde 3.9 ile geçildi, mayıstaki artış oranı ise yüzde 0.5 düzeyinde kaldı. 

İlk beş ay itibariyle sanayi üretiminde geçen yıla göre gerçekleşen artış yüzde 1.7 düzeyinde oluştu. Bu oran, önceki iki yılın oranından daha düşük. Sanayi üretimi geçen yılın ilk beş ayında 2013'e göre yüzde 4.7, 2013 yılında ise 2012'ye göre yüzde 2.1 oranında artış kaydetmişti.

GSYH nasıl etkilenir?
GSYH'nin yaklaşık dörtte birini oluşturan sanayide ilk beş ayda yalnızca yüzde 1.7'lik artış gerçekleşmiş olması, GSYH'nin de nasıl bir büyüklük oluşturacağı ve artışın hangi düzeyde gerçekleşebileceği konusunda bir ön gösterge sayılmalı. Geçen yılın haziran ayındaki üretim düzeyi, görece düşük olduğu için bu yıl hazirandaki üretim artışı mayıstan daha iyi gelebilir. Ancak yine de ilk yarı toplamındaki üretim değişiminin yüzde 2'nin çok üstüne çıkacağı sanılmıyor. Dolayısıyla sanayi üretiminin yüzde 2 dolayında arttığı bir yarı yılda, GSYH artışının da bu dolaylarda gelmesi beklenebilir. 

Ancak, toplam GSYH artışını sanayi üretimindeki artışın üstüne taşıyabilecek önemli bir etken var. Geçen yıl GSYH artışına olumsuz etki eden tarımda durum bu yıl değişeceğe benziyor. Her ne kadar kış koşulları çok sert geçmişse de, yine de geçen yılın kurak ortamına kıyasla daha olumlu bir tablo söz konusu. Dolayısıyla bu yıl GSYH artışı çok da kötü gelmeyebilir. Ama bu, yüzde 4'lük hedefe ulaşılacağı, hatta bunun üstüne çıkılacağı şeklinde yorumlanmamalı. En iyisi, daha sağlıklı değerlendirme yapabilmek için bir süre daha beklemeli. 

Tüm yazılarını göster