Orta vadeli program

Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

2012-2014 yıllarını kapsayan "Orta Vadeli Program" açıklandı. Aslında programının açıklanması biraz geç kalmıştı ve merakla bekleniyordu. Temelde önümüzdeki üç yıl içinde siyasi otoritenin dünya ve Türkiye'deki ekonomik gelişme desenini nasıl algıladığını, nasıl çözümlediğini ve bunlarda öngördüğü olası gelişme dinamiklerini  açıkladığı bir belge bu orta vadeli program.

Mevcut durumun nasıl görüldüğü tabii önemli ama programın esas önemi önümüzdeki üç yıl için bir perspektif veriyor, bir ufuk çiziyor olması. Bir tür yol gösterici yani. Bidiğiniz gibi, bu günlerde dünya ekonomisi yeniden karışıyor, ağır resesyon söylentilerinin ortalıkta dolaşıyor ve bu tablonun Türkiye'ye de bulaşacağı korkusu yayılıyor.  Ortam böylesine bulanık olunca, ekonomiyi yönetenlerin tutum ve niyetlerini bilmek daha da önem kazanıyor. Dolayısıyla, böyle bir programa olan ihtiyaç şimdi daha da artmış durumda.

Aslında siyasi otoritenin böyle orta vadeli eğilimlerini ve öngörülerini açıklama yaklaşımı pek de yeni sayılmaz. Yanılmıyorsam dün açıklanan program bunların üçüncüsü. AKP hükumetleri orta vadeli hedef ve öngörülerini sıkca yenileyip, güncelleyerek yoluna devam ediyor. Bana kalırsa iyi de yapıyor. Hem uyarıyor, yol gösteriyor hem de kendi görüş ve eğilimlerini alenileştirerek değerlendirmeye sunuyor.

                                             *                   *                   *

Belli bir vadeye yayılmış plan, program türü girişimlerin değerlendirilmesinde benim öncelikle önem verdiğim temel bir kriter var. Tutarlılık kriteridir bu. Bu belgeler öncelikle tutarlı olmak zorundadırlar diye düşünüyorum. Aksi takdirde adları plan ya da program da olsa havada uçuşan, hayal aleminde yol almaya çalışan, yol göstermekten çok yanıltıcı olan, kimsenin işine yaramayan belgeler olmanın ötesine geçemez  bunlar.

Bu tür programlar  mevcut durum ve  koşullarla uyumlu ve tutarlı olmalıdır;  öne sürdüğü hedefler açısından kendi içinde tutarlı olmalıdır; ileriye dönük imkan ve olasılıklarla da  tutarlı olmak durumundadır. Plan ve programlar bu üç tutarlılıkdan yoksunsa güven vermezler ve  bunları ciddi bir yol gösterici olarak değerlendirmek mümkün olmaz. Tutarlı olmayan belgeler doğrudan rafa kaldırılır.

Dün açıklanan orta vadeli programın bu üç tutarlılık kriteri açısından da olumlu olduğu kanısındayım. Yayınlanan resmi metnin önemli bir kısmı dünya ekonomisinin içinde bulunduğu koşulların değerlendirilmesine ayrılmış Bu bölümde yapılan değerlendirmeler ve öngörüler gerçekçi ve tutarlı.

Dünya ekonomisindeki olası gelişme dinamiğinin Türkiye ekonomisi ile bağlantırılmasında da gerçekçilik ve tutarlılık kaygısı olduğu söylenebilir. Özetle ifade etmek gerekirse dünya ekonomisinde önümüzdeki üç yılda kayda değer bir canlanma olmayacağı ve bunun da Türkiye ekonomisinin büyüme temposunu yavaşlatacağı düşünülüyor. İleriye dönük tasarımların bu temel motife göre yapıldığı izlenimini taşıyorum ve bunun gerçekçi ve tutarlı bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum.

                                             *                   *                   *

Orta vadeli programda 2011 yılında ekonominin yüzde 7.5 gibi görece yüksek bir hızda büyüyeceği tahmin ediliyor. Daha sonra büyüme hızının yavaşlayarak 2012 de yüzde 4 düzeyine gerileyeceği, sonraki iki yılda da ekonominin yüzde 5 hızında büyüyeceği öngörülüyor. Bunlar soğukkanlı ve oldukça muhafazakar sayılabilecek öngörüler. Büyüme ekseninde uçan kaçan bir şey yok anlayacağınız.

Büyüme hedefleri böyle belirlenince gerisi de buna göre biçimleniyor tabii. Örneğin 2011 de yüzde 10.5 olacağı  tahmin edilen işsizlik oarnının 2014 yılında ancak yüzde 9.9 düzeyine gerileyebileceği düşünülüyor. Aynı şekilde büyüme hızının görece sınırlı kalacağı tahmininden hareketle bu yılın sonunda yüzde 9.4 olarak gerçekleşeceği düşünülen cari açık/GSMH oranının 2014 yılında yüzde 7 oranına kadar geriletilebileceği öngörülüyor.

Kamu maliyesi alanındaki hedeflerin orta vadeli programın en önemli yol göstericileri. Olduğunu düşünüyorum. Bunlar aynı zamanda siyasi iktidar açısından programın temel bağlayıcı unsurları. Orta vadeli program hem zihniyet hem de hedefleme açısından değişen bir şey olmayacağını söylüyor. Uzun süredir devam ettirilen ve son kriz sürecinde olumlu meyveleri alınan mali disiplinin,  belki biraz da dozu arttırılarak, sürdürüleceğini gösteren sayısal hedefler ve öngörüler var. Bunu da, gerçekçilik ve ortamla tutarlılık açısından, programın en önemli özelliği olarak kayda geçirmek istiyorum.

Tüm yazılarını göster