Orta Vadeli Program, seçim ekonomisi kuşkularını yok ediyor

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Resmi Gazete'de yayınlanan 2011 Yılı Orta Vadeli Program'ı ile Orta Vadeli Mali Plan'ı

1) Ekonomi için çok olumlu görüntü veriyor

2) 2011 yılında mali disipline uyulacağını göstererek, seçim ekonomisi kuşkularını ortadan kaldırıyor.

2009 yılında belirlenen 2010-2012 yıllarını kapsayan plan ve programda 2010 yılı için belirlenen bir çok hedefde beklenine üzerinde iyi sonuç alındı.

Örneğin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (Milli Gelir) hedefi 1.029 milyar TL. iken 1.099 milyar TL. bekleyişi var. Büyüme hedefi yüzde 3.5 idi. Yüzde 6.8 olacak.

İşsizlik tahmini yüzde 14.6 idi. Yüzde 12.2 bekleyişi var.

Bütün bunlara ek olarak doların fiyatının 1.50 TL'nin altında kalması, ekonominin vitrinini süsledi.

2009 yılının bu aylarında 2010 yılı için tahminler yapılırken GSYH'nin cari fiyatlarla 1.029 milyar TL ve doların ortalama fiyatının

1.60 TL olacağı tahmin edilerek, 2010 yılında kişi başı (GSYH) gelir 8.821 dolar olarak tahmin edilmişti.

2010 Yılında GSYH'nın TL. olarak geçen yılda yapılandan daha iyi olacağı 1.099 milyar TL. dolayında gerçekleşeceği tahmin ediliyor.

Türk Lirası olarak milli gelir tahmininde fazla artış yok ama, doların ortalama fiyatı 1.60 TL. yerine 1.50 olunca, hem milli gelir dolar olarak 730 milyar dolara yükseliyor, hem de kişi başı gelir 10

bin doların üzerine çıkıyor,10.043 dolar oluyor.

(Dolar fiyatı 1.60 TL. olsa idi GSYH dolar olarak 686 milyar dolar ve kişi başı GSYH 9.436 dolar olarak hesaplanacaktı.)

2010 Yılında bekleyişlerle çelişenler, dış ticaret açığı ile cari açık. Dış ticaret açığı 45 milyar dolar tahmin edilirken 65 milyar dolara yükseliyor.

Cari açık(döviz açığı) 18 milyar dolar tahmin edilirken 39 milyar dolara yükseliyor.

Hükümet sıcak para girişine dayalı olarak 2011 yılında da dolar fiyatının 1.55 TL'nin altında kalmasını bekliyor. Bunun sonucu olarak 2011 yılında da dış ticaret açığı ve cari açık büyümeyi

sürdürecek.

İlginç olan hükümetin 2010 yılında dikkat ettiği mali disiplini seçim yılı olan 2011 yılında da sürdürme kararlılığının program ve plana yansımış olması.

Bu proğram ve plan yurtdışından Türkiye'yi değerlendirenlere güven verecektir. Çünkü Türkiye'nin bütçe açığının ve toplam kamu borcunun milli gelire oranı Avrupa ülkelerininkinin çok altında.

Hükümet gerçekten mali disipline çok hem de çok dikkat ediyor.

Bütün bunlar güzel gelişmeler. Ancak tekrar geliyoruz üretim sorununa. Bizim derdimiz üretim. Üretime dayalı büyüme. İthalata ve ucuz dövize dayalı büyüme kandırıcı oluyor.

Üretim artışı gerçek anlamda gelir artışına talep büyümesine yol açar. Gerçekçi döviz kuru hem üretimde yerli katkıyı artırır hem de ihracatın büyümesine imkan verir.

İşte bu nedenle planda ve proğramda her şey güzel de, cari açığa dayalı büyümenin sürdürüleceği konusundaki işaretler moral bozuyor. Doların değerinin 1.55 TL nin altında tutulması, hem üreticiyi hem ihracatçıyı üzecek.

Tüm yazılarını göster