Yapay zeka (AI) çağında eğitim, Türkiye'nin dört bir yanında yeni ve karmaşık zorluklarla karşılaşıyor. Turnitin, GPTZero gibi AI tespit sistemleri, yüzbinlerce öğrencinin ödevlerini tarıyor. Ancak bu sistemler her zaman mükemmel sonuçlar vermiyor. Peki, gerçekten AI yardımı almadan hazırladığınız bir ödev için suçlandığınızda ne yapmalısınız?
Düşünün; öğretmeniniz, kendi emeğinizle hazırladığınız bir ödevin aslında bir yapay zeka tarafından yazıldığını iddia ediyor, "Bu öğrenci hile yaptı" diye bir damga vuruyor üzerinize. Hem şaşkınsınız hem de haksız yere suçlandığınız için öfkelisiniz.
Unutulmamalı ki AI tespit sistemleri yeni ve mükemmel değil. Öyle ki, bazı AI tespit araçları Türk edebiyatının klasik eserlerini bile yapay zeka ürünü olarak gösterebilir. Bu, tespit sistemlerinin yanılabilir olduğunu gösteriyor. Öğretmeninizin de bu tespit sistemlerinin hatalarını bilmemesi mümkün. Bu nedenle, tespit sistemlerinin nasıl çalıştığına dair bilgi vererek öğretmeninizi bu konuda bilgilendirmek, yapılması gereken en akıllı hareket olabilir.
Teknolojinin hayatımıza kattığı renklere bayılıyorum. Her gün yeni bir uygulama, yeni bir teknoloji öğreniyorum. Ama bazen sormadan edemiyorum: Teknoloji bize gerçekten yardımcı mı oluyor, yoksa işler mi karıştırıyor?
Şimdi anlıyorum ki, bu yapay zekâ algılama araçları mükemmel değil. Hatta bazen komik hatalara da yol açabiliyorlar. Amerika Anayasası'nın yapay zekâ tarafından yazıldığını iddia eden bir sistem düşünün! Evet, bu gerçekten oldu.
Bu ve buna benzer teknolojiler harika, ama insani değerleri ve duyguları anlamada bazen eksik kalabiliyor. Yapay zekânın eğitimdeki yeri önemli, ama bir öğrencinin emeğini, çalışmasını ve dürüstlüğünü sadece bir algoritmanın "hissine" dayanarak sorgulamak doğru mu?
Sonuçta, hatırlamamız gereken şey, yapay zekânın hâlâ öğrenmekte olan bir "çocuk" olduğu. Bu çocuk bazen hatalar yapabiliyor. Önemli olan, bu hatalardan ders almak ve daha adil, daha insancıl bir teknoloji dünyası inşa etmek. Sevgili öğretmenler, öğrencilere bir şans verin… Ve sevgili yapay zekâ, lütfen bizi daha iyi dinle!
Tinder, yeni bir abonelik seçeneğiyle gündeme geldi: "Tinder Select". Ancak bu seçenek herkese açık değil. Sadece uygulamanın "en aktif" kullanıcılarına sunulan bu özellik, aşkın gerçekten bir fiyat etiketi olup olamayacağı sorusunu akıllara getiriyor.
Bu yeni "Select" hizmet, kullanıcılara eşleşme olmadan mesajlaşma, profilinizi diğer seçkin olmayan üyelere gösterme gibi özellikler sunuyor. Ancak bunun yanında, bu özel servisin asıl cazibesi, sunduğu ayrıcalıklı "seçkinlik (Select)“ duygusu. Uygulamanın en çok aranan profilleri arasında yer alacak olan bu seçkin üyeler, özel bir "Select" rozetiyle profillerini öne çıkarabilecek. İlginç bir şekilde, bu özelliklerin Match Group'un 2022'de satın aldığı yüksek fiyatlı bir flört uygulaması olan "The League"den esinlenerek hazırlandığı söyleniyor.
Diyelim ki biriyle doğal yollardan, belki bir kafede, kitapçıda ya da bir arkadaşınızın doğum gününde karşılaşıyorsunuz. Göz göze geliyorsunuz, belki bir kahve içiyor, sohbet ediyor ve gerçekten bir bağ hissediyorsunuz. Şimdi bu anı düşünün ve karşılığında aylık 500 dolar ödemeniz gerektiğini hayal edin. Bu deneyim için bir fiyat biçebilir misiniz?
Elbette, teknolojinin getirdiği kolaylıklar sayesinde, farklı insanlarla tanışma olanakları arttı. Ancak hala aşkın özü, karşılıklı anlayış, güven ve saygıda yatıyor olmalı. Ve bu değerlerin hiçbiri bir abonelik ücretiyle satın alınamamalı.
Tinder Select’in getirdiği özelliklerden bazılarına bakarsak, kullanıcıların eşleşme olmadan sınırlı mesajlaşma hakkına sahip olması, Super Like gönderememesi ve "Like You" özelliğinde yedi gün boyunca belirsiz olarak görünmesi gibi ayrıcalıklar sunuluyor. Aynı zamanda, bu seçkin üyelerin Tinder'ın en çok aranan profilleri arasında gösterileceği ve böylece daha kaliteli eşleşmelere sahip olacakları belirtiliyor.
Son olarak, belki de en önemli nokta: Aşkı bulmak için ödediğiniz bedelin gerçek değeri nedir? Ünlü yazar Paulo Coelho'nun dediği gibi, "Aşk bir karar değil, bir duygudur." Ve bu duygu, hiçbir miktarda parayla ölçülemez. Bu yüzden, ne kadar teknolojik ve gelişime açık olursak olalım, aşkın gerçek değerini unutmamakta fayda var. Ve hatırlatmak isterim ki, en güzel anılar genellikle fiyat etiketi olmadan yaşanır.