Offset anlaşmaları kağıt üzerinde kalmamalı

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

DÜNYA’da 20 Şubat 2013 tarihindeki Başyazısında Osman Arolat offset anlaşmalarının önemine işaret ediyordu.

Güntay Şimşek geçtiğimiz günlerde Haber Türk’deki köşesinde Boeing’in Airbus firmasının daha önce imzalanan bir offset anlaşmasını nasıl iptal ettiğini yazdı.

Osman Arolat’ın başyazısı ofset anlaşmalarına Ankara’nın verdiği önemi anlatırken,  Güntay Şimşek’in haberi ofset anlaşmalarının uygulanması konusundaki açığımızı ortaya koyuyor.

Osman Arolat anlatıyordu: ”Dünyanın birçok ülkesinde askeri alımları ve kamu sivil alımları dış ticarette açık vermemek ve dengelemek için offset kuralları içinde gerçekleştiriyorlar. 2011-2021 yılları arasında çeşitli sektörlerde 600 milyar dolar alım yapmayı hedefleyen ülkemizin bu alımlarda offset uygulaması dış açık ve cari açığı frenleyecektir. Bu alımları yapacak bakanlıkların bu konuda bilgi sahibi olan Savunma Sanayi Müsteşarlığı ile işbirliği içersinde olması önemli yarar getirecektir.

Dünya ticaretinde ülkeler bir ülkeden alım yaparlarken offset uygulamalarıyla karşılığında o ülkeye belli miktarda mal satmayı zorunlu hale getirerek dış açıklarını dengelemeye çalışırlar. Ülkeler bu offset uygulamalarına "Sanayi katılımı", "Ekonomik iyileştirme", "Telafi paketleri", "Endüstriyel fayda" ve "Karşılıklı ticaret" gibi isimler vererek esas itibariyle ticarettin geliş-gidişi olan "Çift yönlü cadde"de yürütülmesini isterler.

Bizim ticarette offset kavramıyla tanışmamız önce askeri alımlarda, savunma sanayinde oldu. Daha sonra Sovyetler Birliği döneminde 1980'lerde "Doğalgaz alımları"ndaki barter anlaşmaları gündeme geldi. Bu anlaşmalarda Türkiye askeri malzeme ve doğalgaz alırken bunun bir bölüm ödemesi karşılığında bizden alım yapılmasını da zorunlu kıldı. Bunun sonucunda alım yaptığımız ülkelere ihracat potansiyelimizi artırırken, dış ticaret açığımızı da belli oranda frenlemiş olduk.

Offset uygulamaları İkinci Dünya Savaşı sonrası gündeme gelirken birçok dünya ülkesi bu konuyu kendisi açısından yasal kurala bağlayarak sistemleştirdi.

-Amerika "Buy American" yasası ile Federal Devlet alımlarında, tedarik edilecek tüm ürünlerde Amerika sınırları içinde üretim ve yerli hammadde kullanımı zorunluluğunu yasallaştırdı. Bu yasa inşaat, taşımacılık, bilişim, hayvancılık alanlarında uygulanırken, yerli hammadde kullanımının proje maliyetini yüzde 25 oranında artırmasına da izin veriliyor.

-İsrail'de bu alandaki yasanın adı "Kamu Alım Yasası", askeri alımlarda yüzde 50, kamu sivil alımlarında yüzde 35 oranında offset alımını zorunlu kılıyor ve 5 milyon dolar üzerindeki tüm alımlarda geçerli oluyor.

Bunlar DÜNYA’da Osman Arolat’ın yazdıkları.

Şimdi gelelim Güntay Şimşek’in haberine: ”THY ve Pegasus  Airbus’a toplam 217 uçaklık rekor siparişi verdi, Airbus'ın yüzü güldü. CEO zevkten dört köşe bir şekilde THY ile masaya oturmak için Türkiye'ye geldi. Kürsüde Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Airbus CEO'su Fabrice Bregier'a 'birader' diye hitap ediyor ve şu tavsiyede bulunuyor:

"Birader gel bu işi alışverişten öteye götürelim, Türkiye'de birlikte uçak yapalım. Eğer buna 'Evet' demezseniz kaybeden Türkiye değil, siz olursunuz. Ortak uçak yapacağımız firma A ile başlamaz da mesela TR ile veya TC ile başlar."

Ne var ki, TC Cumhuriyeti Bakanı'ndan 'biraderli' gerekli izahatı alan Fransız CEO, THY ile anlaşma yaparak, işi sağlama aldıktan sonra gereğini yapmış! Bakan Yıldırım'ın işi ileri götürelim teklifine daha ülkesine dönmeden, Türkiye deyken TAI'ye bilgiyi vermiş:

"Kusura bakmayın 2011 'de Paris Airshow'da imzaladığımız A320 ailesi gövde üretim işini Fransa'daki baskılar sebebiyle TAI'ye vermeyi iptal ediyoruz. Airbus'ın da bağlı olduğu EADS'nin bir diğer şirketi SOGERMA'ya vereceğiz."

Güntay Şimşek anlatıyor: Türkiye den Boeing ve Airbus'a son bir yılda 300'ün üzerinde uçak siparişi verildi. Birçok ülke yurtdışına bu kadar sipariş verdiği zaman, direkt olarak kendi endüstrisine de karşı taraftan iş talep eder ve alır. Çünkü Airbus ve Boeing'in tasarladığı uçakları oluşturan parçalar, dünyanın dört bir yanında üretilip, Avrupa ve Amerika da son montaj hattında bir araya getiriliyor. Yani Türkiye bu işleri alamazsa başka ülkelerin sanayisini desteklemiş olur.

Mesela TAI'nin de Atak Helikopteri T129B ile rekabet ettiği Güney Kore'nin taarruz helikopteri ihalesini Boeing AH64 Apache ile kazandı. Toplam 1.6 milyar dolarlık ihalenin ardından, projenin üçte birini kapsayan 450 milyon dolarlık parça imalat anlaşmasına Boeing ile Güney Kore Havacılık Sanayi (KAI) arasında imza koyuldu. Yeni nesil Boeing 737 MAX modellerinin kuyruklarında kullanılan parçalar 2024'e kadar G. Kore'de üretilecek. Nükleer santral ve savaş uçağı teknolojisini de G. Kore bu yöntemle kazandı.

Tüm yazılarını göster