Ocak enflasyonu yürekler pır pır ederek beklendi şubat umursanmıyor bile

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Ocak çok önemseniyordu; çünkü Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, gelecek orana göre önemli bir toplantı vaadinde bulunmuştu. Ocak sonundaki yıllık enflasyon, aralık sonundakine göre bir puan ya da daha fazla düşerse, Para Politikası Kurulu ara toplantı yapıp faiz indirimine gidecekti. Bu nedenle, ocak ayındaki gerçekleşme önemliydi ve genel kanı da yıllık oranın bir puandan fazla düşmesini sağlayacak bir aylık artış geleceği yönündeydi. İşte bu yüzden, her ne kadar düşük bir oran tahmin ediliyorduysa da, ocak enflasyonu yürekleri pır pır ettirdi, merakla beklendi. 

Şubat için ise hiç heyecan yok. Sıradan bir enflasyon açıklaması gibi bekliyoruz şubatı. Ama acaba gerçekten öyle mi, sıradan bir oran mı şubat?

Pek de değil. Yapılan tahminler, şubat enflasyonun yüzde 0.70 dolayında olacağı yönünde. Bu oranın anlamı açık. Yüzde 0.70'lik bir artış, geçen yılın şubatındaki yüzde 0.43 aşılacağı için, yıllık oranın ocak sonundaki düzeyin üstüne çıkacağını gösteriyor. Yüzde 0.70 düzeyinde bir gerçekleşme olursa, şubat sonundaki yıllık oran yüzde 7.50'yi bulacak. Ocak sonundaki yıllık oranın yüzde 7.24 olduğunu hatırlatalım.

Çok küçük de olsa bu yılın şubatında geçen yıl şubattaki yüzde 0.43'ün altında kalınması da söz konusu elbette. Ama kabul etmek gerekir ki bu gerçekleşmesi çok zor bir olasılık.

Daha önce birkaç kez değindiğimiz gibi, akaryakıt fiyatlarında aralık ve ocak aylarında yaşanan gerileme şubatta durdu ve hareket tersine döndü. Akaryakıt fiyatlarından kayda değer bir etki doğacak. 

Ayrıca, çok sert geçen kış koşulları yüzünden işlenmemiş gıda maddelerinin fiyatında tahminlerin ötesinde bir artış olması da kaçınılmaz. Toplam endekste yaklaşık dörtte bir ağırlığı bulunan gıda ve alkolsüz içecekler grubunda geçen yılın şubat ayında yüzde 0.13 gibi çok düşük sayılabilecek bir fiyat artışı olmuştu. Bu yıl, bu oranda kalınması hiç mümkün görünmüyor. Dolayısıyla, yine geçtiğimiz günlerde vurguladığımız gibi, gıda ve alkolsüz içecekler grubunda yüzde 1 artış yaşansa, dörtte birlik paydan ötürü bu artışın toplam TÜFE'ye 0.25 puanlık bir yansıması olacak.

Genelde şubata ilişkin TÜFE artışı tahmini yüzde 0.70 dolayında bulunuyorsa da, bizim tahminimiz biraz daha yukarıda. TÜFE'yi şubatta yüzde 1 düzeyinde görebiliriz. Gerçi, ha yüzde 0.70, ha yüzde 1; pek fark eden bir şey de yok. Yüzde 0.70 artışta yıllık oran yüzde 7.5 olacak, yüzde 1 artışta bu kez yıllık oran yüzde 7.85'i bulacak. 
Hani çok küçük bir olasılık, ama olabilir dediğimiz geçen yılın altında kalınması... Yani yüzde 0.43'ten daha düşük bir şubat artışı... Olur mu, olur; olur ama biraz tuhaf olur!

Şubattan sonraki iki ay rahat

Ocak ayında geçen yılın rekor düzeydeki yüzde 1.98'lik oranının yerine yüzde 1.10 girdi. Ancak beklenti yüzde 1.10'un altında bir artıştı. Hem zaten bu oran faiz indirimi için ara toplantı yapılmasına yetmedi. Aslında faiz madem indirilecekti, ara toplantı yapılarak bu karar alınsa belki daha iyi olurdu. Ocak sonunda oluşan yüzde 7.24'ü ara toplantı için yeterli görmeyen Merkez Bankası'nın, elde yine bu oran varken bu kez 24 Şubat'taki olağan toplantıda indirime gitmesi de pek anlamlı olmadı ya... Hatta faiz indirimi geciktirilmiş gibi bir algı doğduğu için Merkez Bankası şimşekleri üstüne daha da çok çekti.  

Geldik şubata, şu satırları okuduğunuz sıralarda büyük olasılıkla enflasyon açıklanmış olacak. Muhtemel senaryoyu yukarıda aktardık. Şubatta yıllık enflasyon yönünü yeniden yukarı çevirecek. Ocak sonundaki yüzde 7.24'lük yıllık orandan daha yüksek bir gerçekleşme görme olasılığımız çok güçlü.

Ama neyse ki daha sonraki aylarda yeniden olumlu yönde, yani daha düşük yıllık oranlar yakalama yönünde şansımız var. Geçen yılın mart ve nisan ayları yüzde 1.13 ve yüzde 1.34 gibi görece yüksek sayılabilecek oranlarla geçilmişti. Bu yıl bu oranlardan daha düşük gerçekleşmeler sağlarız, diye umuyoruz.

Ama evdeki hesap çarşıya uyar mı, bilinmez. Normal koşullarda mart ve nisanda geçen yılki artışların altında kalmamız beklenir beklenmeye de, ah şu kur artışını zıplatacak açıklamalar yok mu! O yüzden, normal koşullarda yıllık enflasyonun yönünü yeniden aşağı çevirmesini sağlayacak aylar gibi görünen mart ve nisana bile kuşkuyla bakılıyor artık. Çünkü burası Türkiye, çünkü burada siyaset çok farklı yapılıyor, çünkü burada ekonominin kuralları tersine işletilmek isteniyor. 

Ama hep diyoruz, hep deniliyor; ekonomi emirle dizayn edilemiyor, ekonomi kendi kurallarıyla, bildiği gibi gidiyor.  
 

Tüm yazılarını göster