Not artışına ve seçim sonucuna göre pozisyon alanlar için heyecanlı bir

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com


Bütün dünyada ekonomiler yavaşladı. Bizde ise, Ankara frene basarak belli hızda giden ekonomiyi yavaşlattı. Ekonominin yavaşlaması demek reel kesimde üretim yapan kesimde işlerin durması denektir.
İşlerin durması talebin durmasıdır. Yatırımın durmasıdır. İstihdamın durmasıdır. Ne var ki, bütün dünyada ve de Türkiye’de reel kesimde işler yavaşlarken, finans kesiminde işler pek parlak
durumda.

Talep olmadığı için üretim ve yatırımlar durduğu, istihdam sorunu arttığı bir dönemde piyasaya bolca para çıkıyor. Ve de paradan para kazanan finans kesimi coşuyor. Paranın para kazanması için paranın üretimde ve yatırımda kullanılması ve yaratılan katma değerden pay alması gerekir. Katma değer yaratılmadan devamlı artan paranın faizinin nasıl ödendiğini anlamak güçtür.
(Hatırlatma notu: Katma değer; “kira,ücret,faiz ve kâr” toplamıdır)

Gelelim önümüzdeki haftanın bizim finans piyasası oyuncuları için önemine. Bizim oyuncularımızın bekleyişi şudur:
-ABD Başkanlık seçimini Obama kazanacak. Obama kazanınca ekonomiyi canlandırmak için piyasaya biraz daha para salınacak. Bollaşan paranın bir bölümü Türkiye’ye akacak.

-ABD seçimlerinin ardından İstanbul’da kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in toplantısı yapılacak. Bu toplantı öncesi veya toplantı sırasında Türkiye’nin kredi notunun artırıldığı açıklanacak.
Bizim piyasa oyuncuları bu iki varsayıma göre pozisyon aldılar. Bu nedenle de İMKB’de hisse senedi fiyatları arttı. Kamu borç. Senetlerinin  faiz oranları düştü. Hatta dolar fiyatındabile gerileme görüldü. Bu hafta beklenenlerin tersi olur ise ne olur ?

-Bir ölçüde bizim finans piyasaları kısa süre dalgalanır ama, gene eski yerine oturur. Çünkü bize şu günlerde ihtiyacımızdan çok döviz girişi var. Daha fazlası yarar değil zarar getirir. Çünkü
bizim şu günlerde yatırım ve üretim için döviz bulamama gibi bir derdimiz yok.

-Kredi notumuz istenilen seviyede değil ama, dış kaynak girişi devam ediyor. Kredi derece kuruluşlarının not artışının şu dönemde reel sektöre bir yararı olamaz. Bizim için önemli olan reel sektördür. Üretici kesim. Üretici kesimin ne durumda olduğunu tartışmamız gerekiyor.

Reel sektörün durumunu tartışmaya açacak olan TOBB’dur, MÜSİAD’dır, TÜSİAD’dır. Bu konuları politik yaklaşımla sergilemek gerekmez. İşe politikayı bulaştırmadan, yatırımlarda, üretimde durum nedir ? Sorunlar, ve bekleyişler nelerdir? Bunları bilmek ve buna göre politikaları geliştirmek zorundayız. Üretim olmadan finans ile günleri geçiremeyiz,ekonomiyi büyütemeyiz.

Tüm yazılarını göster