Nominal GSYH hedeflemesi

UZMAN GÖRÜŞÜ dunyaweb@dunya.com
 
Murat Berk / Yapı Kredi Yatırım 
 
Daha once de ifade ettiğimiz gibi ileride 21. yüzyılın ekonomik tarihi yazıldığında, Eylül 2012 ve ardından Aralık 2012'nin Eylül 2008 gibi önemli, belirleyici bir dönem olarak kayıtlara geçeceğini düşünüyoruz. Bunun sebebi ise tam istihdamı neredeyse enflasyon hedefinin üstüne yerleştiren ABD Merkez Bankası'nın (FED) kararı...
 
Merkez bankaları ve para politikası açısından bir paradigma değişikliği yaşandığını düşünüyoruz. FED'in yeni politikasını bazı açılardan işsizlik hedeflemesi olarak adlandırmak mümkün ancak buna nominal GSYH (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla) hedeflemesi demek daha doğru olabilir. 
 
Entellektüel açıdan da FED'in Profesör Michael Woodford'un kaleme aldığı "Accommodation at the Interest-Rate Lower Bound" isimli makaleden etkilendiği anlaşılıyor.
 
FED'i Japon Merkez Bankası gibi başka merkez bankalarının da takip etmesi olası. Aslında bu bir paradigma değişikliği olsa da tarihte çok az şey gerçekten yeni. Bu bağlamda "yeni" merkez bankası paradigmasının 1970'lerde yaşanmış olanlara benzerlik taşıdığını söylemek de mümkün. 
 
Aslında ekonomiler de doğada çok sık gördüğümüz döngüler şeklinde gelişir. Örneğin Büyük Buhran'dan sonra, deflasyon korkusu ağır basıyordu, politikalar ona göre oluşturuluyordu. Ancak 1970'lerde oluşan stagflasyon ile ana tehditlerden biri olarak enflasyon da görülmeye başlanmıştı. Milton Friedman önderliğindeki iktisatçılar ise Keynesyen görüşe karşı monetarist bir "karşı devrim" gerçekleştirdi ve monetarist modeller popüler olmaya başlandı. 
 
1997-1998 Asya Krizi ile başlayan finansal krize, özellikle FED'in genişlemeci para politikası ile cevap vermesi ise Nasdaq balonunu yaratmıştı. Nasdaq balonunun 2000 yılında sönmesi sonrasında yine parasal genişlemedeki ısrarı ABD emlak ve subprime mortgage balonunun temellerini atmıştı. Bu balonlar ise finansal sistemin aşırı kaldıracı ile birleştiğinde 2008 Krizi patlak verdi. 
 
2008 Krizi'ne verilen cevap da yine parasal ve maliye politikalarının gevşetilmesi şeklinde olmuştu. Fakat Aralık 2012'de FED'in attığı adım aslında önceki örneklerden farklı, çünkü görünürde şeffaflığı ve öngörülebilirliği artırmaya yönelik bir adım olsa da gerçek hayatta bunun tam tersi sonuç verme olasılığı küçümsenmemeli. Mali uçurum konusunda ABD'yi resesyona sokmayacak bir formül bulunduğu varsayımı ileABD ekonomisi trend benzeri büyüme ve yavaş da olsa iyileşen istihdam ortamında devam edebilir. Böyle bir ortamda ise güçlü gelebilecek birkaç istihdam verisi FED'in düşük faiz politikasının son tarihinin sorgulanmasını ve volatilite ile piyasa faizlerinin artışını beraberinde getirebilir. Düşük volatilite ve negatif reel faizin uzun süre devam edeceğini tahmin eden piyasalar açısından da 2013 yılı için en büyük risk burada yatıyor.
 
Tüm yazılarını göster