Ana akımın aynı olaylara farklı yorumlar getirmesine “alışmak sevmekten daha zor” dedik, faiz artışlarına rağmen enflasyonun baz etkisi ile düşeceği beklentisine “dilek taşı” yazdık.
Geçen hafta neoklasik ortodoks para politikasının tezatları ile doluydu yine. Neoklasik ekonomi müfredatı, ortodoks okul ve neoliberalizmden oluşan arabesk ekonomiye başlık bulmak hiç zor olmuyor bu yüzden. Merkez bankası bloğunda makaleler tekrar çıkınca normalleşme ve rasyonelleşme başladı diyen ana akım yorumlar, aynı blogda merkez bankalarının zararı adına ders niteliğinde bir makale çıkınca “ne gerek vardı şimdi buna” moduna geçti.
Akademik kimliğim ile belirteyim, makale bana hakem görüşüne gelseydi hiç düzeltme istemeden kabul ederdim. Merkez bankacılığı tekniği kapsamında, değerleme hesabı sigortacılıkta olduğu gibi ileriki yıllara devredebilir. Kaldı ki blogdaki makalenin kamu yararı vurgusu için “bağışlayın ama öyle değil” diye burada yine yazdık. Merkez bankalarının tarihteki ilk kuruluş amacı savaş ve kamu finansmanıdır.
Enflasyon ve finansal istikrar, istihdam ve büyüme sonradan öne gelmiştir. Nitekim BOE pandemi döneminde, kamu yararına ekonomiyi desteklemek için, parasal genişleme ile 144 milyar dolar zararı üstlenmek zorunda kaldı haberi vardı geçen hafta. Bizde ana akımın iktisat deneyi diye iddia ettiği ne varsa dünyada sürekli uygulanıyor. BOJ geçen hafta Yen’in değer kaybına müdahale için 59 milyar dolar rezerv kullandı haberi vardı. Yetmez ama merkez bankaları ile devam edelim.
Arjantin merkez bankası yılbaşından bu yana politika faizini dördüncü kez indirdi. %300’e giden enflasyonda %50 politika faizine indiler. Milei bütçeyi önceliklendirdiği için faiz giderini de kısıyor doğal olarak. İki olasılık var. Ya bu merkez bankaları heterodoks deney yapıyor veya bizdeki ana akım ortodoks yorumlar iktisat bilimi kurallarını farklı biliyor. Trump’ın danışmanlarının Fed’in bağımsızlığını kısıtlamayı önerdiği haberi geldi. Birisinin realiteyi artık teoriye taşıması gerekiyor(du). Gelelim Fed’e. Fed geçen temmuzdan beri faize dokunmuyor.
Enflasyon düşüyor mu, hayır. Biden bu süreçte iki kere, bizdeki ana akım yorumlara göre sadece görüş beyan etti. “Fed faiz arttırmamalı, istihdamı dikkate almalı ve bu yıl faiz indirimini göreceğiz” dedi. Büyüme yavaşladı. Seçim var. Esas neden First Republic Bank sonrası Republic First Bank’ın bir sene ara ile batması. Klaros Group’a göre 4.000 civarındaki bankadan 282 tanesi (yaklaşık %7’si) tahvil ve mortgage portföyleri nedeni ile batma riski taşıyor.
Entre parantez, Rusya 3 aya kalmaz batar, Çin ekonomisi çökecek diyen bizdeki ana akım yorumlara inat, Rusya’nın 2024’de %3.6 büyümesi öngörülürken, Çin Borsası nisanda %7, yılbaşına göre %20 yukarıdaydı ve Goldman Sachs’a göre %40’a varabilir.
Kapa parantez Fed’e geri dönersek. ABD hazinesi tahvil geri alımına başlıyor haberi ile aynı gün Fed tahvil satış miktarını azaltıyor haberi düştü piyasalara. İşte bunlar hep parasal genişleme. Bizdeki ana akım yorumlar kabul etmese de. Son istihdam ve işsizlik verileri de faiz indirimine zemini hazırladı. Ne oldu da enflasyon çıkarken, Fed ve ABD hazinesi bir anda koordineli olarak parasal genişleme kararı aldılar?
Ortodoks anlayışa göre enflasyon her yerde parasal bir olgu değil mi? Sven Henrich X hesabında “hazinenin borçlanma (tahvil) maliyetinin düşmesi için faizin düşmesi lazım” yazdı. Çünkü Çin elindeki ABD tahvil portföyünü neredeyse yarı yarıya azaltıp altına dönüyor. Bizde KKM’den önce odaklanılması gereken yer bütçe faiz gideri. 1 senede 6 kat faiz artışına rağmen 2 katına yaklaşan enflasyon verisini karşıladık. Basında yer alan IMF beyanına göre atılan ekonomik adımlar doğru yönde.
S&P not artışı ise ana akıma göre ödemeler dengesi kriz olasılığından (enerji, altın) uzaklaştık diye. Liz Truss faizi düşüreceğim dedi, BOE 1 haftada para politikasında U dönüşü yapmak zorunda kaldı. Cari fazla veren, en iyi rezervlerden birine sahip olan BOJ yıllar sonra negatif faiz seviyesinden pozitife döndü. Faiz varsa yeterliyse iyisin, ortodoks değilsen değilsin. Türkiye Ekonomi Modeli mi? Hayaller kurardık biz yıllar önce, Hiç yoktu hesapta ayrılık bizce; Nikâhına beni çağır sevgilim, İstersen şahidin olurum senin.