Bir gerçek var. Dünyadaki kriz rüzgarı bizim ekonomimizi de olumsuz etkilemeye başladı.
İyi de… Bu olumsuzlukları atlatabilmek veya olumsuzluğun faturasını küçültmek için acaba neler yapmamız gerekiyor.
Bir neler yapılabileceğini tartışacak yerde, kriz bizi yıktı, bitirdi edebiyatına gömüldük.
1) Evet, kriz genelde ekonomiyi sarsacak ve bazı sektörler ve firmalar krizden daha fazla etkilenecek.
2) Fakat bu kriz dünyanın sonunu getirmeyecek. Belli bir zaman dilimi sonunda hayat normale dönecek.
3) Evet, otomotiv satışları, demir-çelik satışları, konut satışları gerileyecek ama bundan sonra da insanlar otomobil, konut alacak. O halde sorun bu dönemi atlatabilmede.
Acaba biz bu sorunu atlatabilmek için ne gibi tedbirler almalıyız.
Tabii ki insanların kendilerine göre alabilecekleri tedbirler vardır.
Fakat, ekonominin bütününü kapsayacak genel ekonomi politikalarına ihtiyaç vardır.
Dikkat buyurulur ise dünyanın her köşesinde hükümetler ve merkez bankaları sadece bu konu ile uğraşıyor. Paketler hazırlanıyor, tedbirler alınıyor.
Bizde ise iktidar partimiz de muhalefet partilerimiz de henüz ekonomideki sorunları gündemlerine alamadı.
Dünyada olan biten umursanmıyor.
Halbuki ekonomi iyi gitmez ise bu ülkede hiçbir şey iyi gidemez. Askeri güç zayıflar, adalet zayıflar, polis zayıflar.
Bu nedenle hükümete ve politikacılara işin ciddiyetini duyurmaya çalışmamız gerekir.
Öldük, bittik edebiyatı yerine, ölüp bitmemek için yapılması gerekenleri Ankara'ya anlatmak önem taşıyor.
Ankara'nın olan biteni anlaması belki güçtür. Olan biteni yaşayanların, olan bitenin olumsuz etkilerini Ankara'ya anlatmaları ve çözüm önerilerini tartışmaya açmaları gerekir.
Başka ülkeler ekonomilerini harekete geçirmek için piyasalara oluk oluk para akıtıyor. Durgunluğu önlemek için faiz oranını sıfıra kadar indiriyor. Zayıf sektörlere ve firmalara destek sağlıyor.
Bütün bunlar olur iken bizde neler yapılıyor? Kriz rüzgarı estiğinden bu yana hükümetin veya Merkez Bankası'nın aldığı tedbirler nelerdir? Bu tedbirler ne sonuç verdi? Bilen var mı? Duyan var mı?
Ne yapalım kader bu imiş, diyemeyiz. Biz bu sorunları en düşük fatura ile çözmeye mecburuz. Bunun yolunu bilenlerin hükümeti uyarması zorunludur. Eğer ciddi ve yapıcı politikaların oluşmasını sağlayamaz isek bundan sadece iş çevreleri değil, tüm ekonomi, tüm halk zarar görür.