Ne kadar kalabalık hane, o kadar az refah...

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu geçen günlerde "En az 5 çocuğu olmayanı genel müdür yapmayacağım" şeklinde bir açıklamada bulundu. Eroğlu tabii ki espri yapıyordu. Hem kendisi de daha sonra bu sözlerinin ciddiye alındığını görünce espri yaptığını açıklama gereği duydu.

Ama şu da bir gerçek ki, Türkiye'de nüfusun artması gerektiği hep söylenir, insanlar hep çok çocuk sahibi olmaya yönlendirilmek istenir. Bu istekte uzun vadeli bakılırsa haklılık payı da yok değil. Mevcut nüfus projeksiyonuna göre Türkiye nüfusu 2050 yılında 93.5 milyonla tepe noktaya çıkacak ve sonrasında azalma başlayacak. İçinde bulunduğumuz dönemde nüfusun yüzde 8 kadarı 65 yaşın üstündeyken, oran 2023'te yüzde 10.2'ye, 2050'de yüzde 20.8'e, 2075'te ise yüzde 27.7'ye çıkacak. Yani Türkiye'yi de şimdi Avrupa'nın yaşamakta olduğu gibi yaşlı nüfus tehlikesi bekliyor. Ama bizim bu tehlikeyle yüz yüze gelmemize daha çok var. 

Dolayısıyla siyasetçilerin şimdiden çok çocuk talep etmesi anlaşılır bir şey. Ama siyasetçilerin anlamak istemediği bir gerçek var, o da çok çocuk oldukça, hane kalabalıklaştıkça refahın azalmakta olduğu. Yani hane büyüklüğü yukarı gittikçe, refah da yönünü aşağı çeviriyor, bu kesin...

Gıdaya yüzde 30 ayrılıyor

TÜİK'in 2015 yılına ilişkin hanehalkı tüketim harcaması anketi sonuçlarına göre Türkiye'deki tüm haneler harcamalarının yüzde 20.2'sini gıda ve alkolsüz içeceklere ayırıyorlar. İşte bu oran, hane büyüklüğüne göre önemli oynamalar gösteriyor. Örneğin bir kişiden oluşan hanelerde, yani tek başına yaşayan kişilerden oluşan hanelerde gıdaya ayrılan harcama payı yüzde 15'e düşüyor. 

Hane büyüdükçe gıdanın payı da dalgalı bir şekilde artıyor. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu'nun işaret ettiği, yani 7 ve daha fazla kişiden oluşan bir hane büyüklüğüne gelindiğinde gıdaya ayrılan pay yüzde 30'u buluyor. Elbette 7 ve daha kalabalık bir hane anne-baba ve 5 çocuk ya da daha fazla çocuktan oluşabileceği gibi, aile büyüklerinin kapsanmasıyla da oluşabilir. Üstünde durduğumuz bu detay değil, önemli olan hanenin 7 ve daha fazla kişiden oluşması.

Hane büyüdükçe çok belirgin hale gelen gerçek, gıdaya ayrılan payın artması. Bunun yanında dikkat çeken başka ayrıntılar da var elbette. 

Konut ve ulaştırmanın payı

Yedi ve daha fazla kişiden oluşan kalabalık haneler harcamalarının yaklaşık yüzde 30'unu gıda ve alkolsüz içeceklere ayırmak durumunda kalınca doğal olarak diğer harcama kalemlerine ayıracak para bulamaz hale geliyorlar. 

Bu haneler harcamalarının yüzde 20.3'ünü konut ve kiraya, yüzde 14.5'ini de ulaştırmaya ayırıyorlar.

Oysa toplamda konut ve kira harcamaları yüzde 26, ulaştırma harcamaları yüzde 17 pay alıyor.

İki ve beş çocuklu aileler  

Peki acaba iki çocuklu ve dört kişiden oluşan haneler ile beş çocuklu ve yedi kişiden oluşan hanelerin harcamalarında nasıl farklılıklar gözleniyor, son olarak ona bakalım.

İki çocuklu, dolayısıyla dört kişiden oluşan bir hane harcamasının yüzde 19.2'sini gıdaya ayırıyor. Bu oran beş çocuklu ailede yüzde 29.6, arada 10 puandan fazla fark var.

İki çocuklu bir aile harcamasının yüzde 24'ünü konut ve kira için yapabiliyor, ama beş çocuklu bir aile konut ve kiraya ancak yüzde 20.3 pay ayırma olanağına sahip.

İki çocuklu bir aile otomobil alımına, otomobil onarımına, taşımacılığa yüzde 18.3 pay ayırma olanağına sahip. Beş çocuklu bir ailede ise bu pay yüzde 14.5 düzeyinde.

Nüfusu artıralım artırmaya da... 

Girişte de vurguladık; nüfusumuz 2050 yılında zirveye çıktıktan sonra azalmaya başlayacak, yaşlı nüfus da artacak. Bu döngüyü tersine çevirmek için nüfusumuzun hızla artması bir çare gibi görünüyorsa da, biz bu nüfusumuza bile iş yaratmakta, refahı artırmakta bile zorlanıyoruz. 

Önceki gün de değindik; işgücüne katılma oranı biraz kımıldayınca işsizlik birden yönünü yukarı çeviriyor. İşgücüne katılma oranımız Batılı ülkelerden çok düşük olduğu halde  kemikleşmiş yüzde 10 dolayında bir işsizlik oranımız var. 

Nüfus artışı daha da hızlanırsa ve çalışmak isteyenler de artarsa işsizlik oranımız nereye gider, hele hele kalabalık haneler harcamalarının ne kadarını gıdaya ayırmak durumunda kalır, dar gelirliler için refah ne kadar daha geriler acaba...

Tüm yazılarını göster