Naci Topçuoğlu Meslek Yüksek Okulu

Ferit Barış PARLAK AYRINTI ferit.parlak@dunya.com

İşsiz sayısı geçen yıla göre 382 bin kişi azaldı, sevindirici...

İş aramaktan vazgeçenler 2 milyona, işsiz sayısı 2.5 milyona ulaştı, mevsimselliği de katarsan 5 milyonun üzerinde işsiz var, düşündürücü...

***

MÜSİAD ile İstanbul İl Eğitim Müdürlüğü "Mesleki Eğitim İçin El Ele" isimli bir proje geliştirmiş.

MÜSİAD Başkanı Cihad Vardan güzel özetlemiş, "500 milyar dolarlık ihracat ve dünyanın ilk 10 büyük ekonomisi olma iddiamız var. Gençlerimizi geleceğin sektörlerine yönelik ihtiyaçları karşılayacak şekilde yetiştiremezsek, hedeflerimize ulaşmak hayalden öteye gitmez."

***

Benim mahalledeki berber dahi şikayetçi!

Her traşta, kalifiye eleman yokluğundan yakınıyor.

"Doktordan, öğretmenden daha fazla kazanacak ama kimse çalışmak, meslek öğrenmek istemiyor" deyip ekliyor, "Saç doktoru aranıyor! diye ilan vereceğim."

***

İşsizlik değil yani problem.

Mesleksizlik, niteliksiz eğitim, tembellik ve birde mesleklerin imaj eksiği...

***

Buraya kadarını yaklaşık yarım asırdır harekete geçmeden konuştuğumuz için aşağı yukarı herkes biliyor.

***

'Niteliksiz eğitim' üzerine birden fazla yazı yazınca, "Nitelikli eğitime de örnekler var." deyip, savunmaya geçen bir iki dost çıkmıştı.

Gaziantep'te kurulu Naci Topçuoğlu Meslek Yüksek Okulu'nun (MYO) Müdürü Mehmet Civan, O dostlardan biri.

"Gelin de okul görün!" deyip, iddiasını birkaç kez tekrarlayınca, dayanamayıp gittim.

İyi ki gitmişim.

Herkesin görmesi/örnek alması gereken ve Türkiye'de eşine rastlanmayacak/çabucak yaygınlaşması gereken bir model oluşturmuş Mehmet Hoca...

***

Başlarken, "İşsiz gençler ve işçi arayan sanayici üniversitenin/devletin olanaklarını beklerse, daha çok bekler..." demiş olacak ki...

Halı üreticilerine gitmiş...

Halı tasarım bölümüne fabrikalarda kullanılan bilgisayarlardan aldırmış.

Kimya sektörünün temsilcilerine gitmiş...

Dünya standartlarında analiz yapan bir laboratuvar kurdurtmuş.

Tekstil üreticilerine gitmiş...

İplik ve kumaş üretimi için atıl bulunan makinelerin bağışlanmasını sağlamış.

Gıda üreticilerine gitmiş...

Kuruyemiş üretimi ve paketlemesi için son teknoloji makineler aldırtmış.

Ambalaj üreticilerine gitmiş...

Atıl kalmış makinelerin okula bağışlanmasını sağlamış.

Gaziantep Üniversitesi Rektörü'ne gitmiş...

Yeni kadroların verilmesi için zorlamış.

İŞKUR'a gidip açığı olan iş alanları çalışması yaptırmış...

O alanlarda iş garantili bölümler açmış.

Teorinin yanında pratikte de kendini geliştirmiş hocalara gitmiş...

Ders vermeleri için ikna etmiş.

Hoca sanayicilere, sanayiciler ise okula yardıma koşmuş...

Okulun yanına, pratik için fabrika binası inşa ettirilmiş.

Derslikleri, kütüphaneleri, toplantı salonlarını dünya standartlarına göre donatılmış. Yarışmalar, seminerler, fuar ve fabrika gezileri ile öğrencilere hem mesleki eğitim sevdirilmeye hem de pratik kazandırılmaya çalışılmış.

Burada sayamadığım daha birçok ayrıntı...

Kısacası:

Üniversite inanmış...

Sanayici inanmış...

Hocalar inanmış...

Öğrenci inanmış...

Sonuçta Gaziantep'e 'kalifiye eleman' üreten bir 'fabrika okul' meydana gelmiş.

(Temel atma törenini dün gibi hatırladığım MYO'yu yaptırıp, ekonomiye kazandıran ve binlerce gencin meslek sahibi olmasına/sanayicinin kalifiye eleman ihtiyacını karşılamasına vesile olan Naci Topçuoğlu'nu da rahmetle anıyorum.)

***

Her kente böyle bir okul, her okulun başına da hayatını meslek öğretmeye adamış 81 hoca. Çok mu?

Modeldir bu... İşsizliği düşürmenin, üretimde kaliteyi artırmanın ve verimliliğin tek yolu...

Tüm yazılarını göster