Mutluluk üstüne

Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ rustu.bozkurt@dunya.com

Peş peşe bir dizi soru gelebilir aklınıza: Bir ekonomi gazetesinde, bir ihtisas arayışında, teknik hesap kitap yargısının önde olduğu bir alanda, "mutluluk" ve "aşkın" yeri olabilir mi? Daha ileriye gider, işletmelerin sorunlarını algılama ve çözmede, duyguların yeri var mi ki, manzum anlatımlarla bir şeyler ifade etmeye çabalıyorsunuz?

Önce ekonominin,üretimin anlamı ve temel amacı üzerinde anlaşalım: Temel amaç, maddi ve kültürel zenginlik üreterek insan yaşamını kolaylaştırma, refahını artırma, sıkıntılarını azaltma ise, manzum anlatımın böylesi bir amacın tam da orta yerinde olması gerekir.

Bilginin tek başına hiçbir anlamı olmadığını, doğru verileri, ayıklanmış işe yarar bilgileri güçlü bir sezgiyle "anlamaya" dönüştürmezsek insanları mutlu edemeyiz. Çünkü mutluluk, ne teknik bir kavramdır; ne de ekonomik.Mutluluk zamanı unutmakla ilgilidir.Bize zamanı unutturan şeyler mutluluğumuzun da kaynağıdır.

California Teknik Üniversitesi İşletme Okulu'ndan Dawn Chandler yaşamın özündeki bir gerçeği çok güzel betimliyor: " Nelerden hoşlanmadığınızı iyice sorgulayın. İnsanlarla iletişim içinde olmak istemiyorsanız, yöneticilik size göre değil!" diyordu.

Hayatta doğru yerde durmak isteyen herkes, insanlarla olan ilişkilerini bir açıklığa,bir netliğe kavuşturmalı…Meşhur hakkında meçhulden bilgi derleyen, duyduğu bilgi kırıntısını kendi dukalıkları için dedikodu ile besleyip zenginleştirenlerden hiçbir zaman değil yönetici, "insan" bile olmamıştır. Şöyle aynanın karşısına geçip, başkalarını, yanı insanları "…pire gibi" görenlerdenseniz, insanlığınızı sorgulayın.

Gücümüzle ve zaafımızla insanız…Aklımızla ve duygularımızla varız…O zaman "denge arayışı" içinde olmalıyız… Bir boşluk anında kendimizi yakaladığımızda kaleme alınan aşağıdaki manzum anlatımı beğenmeyebilirsiniz; ama lütfen "anlamaya" çalışın.

Zamanları tutsak etmek istesem

Düşer mi ağıma bilemiyorum

"Unutmak isterim beni seni" desem

Bir türlü aklımdan silemiyorum

Ne benimlesin, ne benden uzak

Gülüşün içten mi, kurar mı tuzak

Hem yakın durursun, hem de çok uzak

Ben senin sırrına eremiyorum

Aşkın vefasına gölge düşürmem

Güzellik aşını yere taşırmam

İhanet görsem de asla şaşırmam

İnsan bu, kimseyi yeremiyorum

Her yanın bahçedir gül ile süslü

Goncalar bekliyor hep uslu uslu

Aydınlık değildir zihnim pek puslu

İyi mi, kötü mü bilemiyorum

Ömür geldi son demine dayandı

Umudum kırıldı ,yüreğim yandı

İçten olmasan da gönlüm inandı

Ufukta bir ışık göremiyorum

İstesen insanı anlayamazsın

Bırak ateşine umudun yansın

Hayatta aldanan bir sen değilsin

Dünyam sağır oldu duyamıyorum

Gülağa dünyada her şey değişti

Saflık gitti,aşka hile karıştı

Aldatan ateşte çok yürek pişti

"Neden böyle?" diye soramıyorum

Tüm yazılarını göster