Mütefekkir zenginliğimiz: Rauf Gönenç

Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ rustu.bozkurt@dunya.com

Rauf Gönenç'i üniversiteyi yeni bitirmiş, OECD'de iş bulmuş, çiçeği burnunda genç bir iktisatçı olarak tanıdım; sanırım Galatasaray Lisesi'nden arkadaşı olan Rıza Erdeğirmenci tanıştırmıştı. Rauf'la çok seyrek görüşsek de sıcak dostluğu besleyen şey "hayata doğru bakışı arama" isteğimizdi. Her tartışmada bir şeyler öğrenebileceğiniz mütefekkirlerimizden biri olduğunu söylersem abarttığımı sanmayın.

Rekabet Kurumu'nun 14'uncu kuruluş yılı vesile edilerek düzenlenen sempozyumda Rauf Gönenç'le bir arada olduk. Toplantının "ana temasını" oluşturan konuşmasını yaptı. Konuşmanın tam metni yoktu; notlar aldım. Rauf'un konuşmasıyla ilgili aktaracaklarım, anlattıklarını değil, benim anladıklarımı yansıtacaktır.

Rauf Gönenç profesyonel görevi gereği ülkemiz ekonomisindeki gelişmeleri yakından izliyor. Anladığım kadarıyla mikro reformlar bağlamında aşağıda belirtilen yedi özelliği önemsiyor:

1. Bütün dünyada ekonomik süreçte derin değişmeler oluyor. Bazı düşünürlerin saptadığı gibi, rekabet sistemi "sınırlı açıklıktan sınırsız açıklığa" dönüşüyor. Bu bağlamda Türkiye şok etkisi yaratan iki önemli reform gerçekleştirdi. Birincisi, 1980'lı yıllarda, koruma-odaklı ekonomik sistemini dışa açılarak rekabetle yüzleştirdi; iş algısı ve iş yapma tarzı olumlu yönde değişti. İkinci şok etkisi yaratan reformlar 1990'lı yıllarda ve 2000'lı yıllar krizinden sonra gerçekleşenler... Anılan reformlar, sermaye maliyetlerini etkileyen "makroekonomik reformlardı". Her iki reform da siyasi iradenin kararlılığı ve desteği ile gerçekleşti; uluslararası pazarlarda rekabet edebilecek mal ve hizmet üretiminin gelişmesine ciddi katkılar yaptı.

2. Son 30 yılda gerçekleştirilen reformların etkisi, ülkemiz ekonomisini gelişmiş ülke ekonomilerden ayrıştırdı; hızlı büyüyebilen bir ekonomi haline getirdi. Ekonomimizin, kurumsallaşan piyasa ekonomilerine göre bir "fazlası" bir de "eksiği" var. Fazlası ülkemizde çok ciddi bir "girişimci enerjisinin" oluşması… Eksiği, işlem maliyetlerini artıran mikro ekonomik düzenlemelerin yetersizliği. Mal ve hizmet üretimi ve dağıtımı ile işgücünün akışkanlığını kısıtlayan, esnekliğini azaltan hukuk sisteminin, fiziksel altyapıların, bilim, teknoloji birikimdeki eksiklerin, finans sistemindeki araç eksikliği ve erişebilirlik sorunlarının, siyasal sistemin istikrarı besleyen unsurları yeterince kapsamamasının, toplumdaki gelir farklılaşmasının yarattığı engeller. Kayıt dışı uygulamaları önleme ve ekonomideki esnekliği sağlama ihtiyacına karşı direnç noktalarının kırılamaması..:

Şans eşitliiği

3. Ülkelerin rekabet yapıları analiz edilirken, "rekabete tam açık" ve "sınırlı açık" ayrımı yapılıyor. Gelişmenin yönünü ve hızını, rekabet sisteminin açıklık derecesi belirliyor. Rekabete tam açık ekonomilerde, toplumun tüm unsurları rekabet sürecine katılıyor. Eşdeğerlilik ilkesi gereğince, hukuk sistemi rekabette "şans eşitliği" yaratan temel ilkelerden ödün vermeyen bir ciddiyetle uygulanıyor. Sınırlı açık ekonomilerde ise, hukuk yaptırımları ekonominin belli kesimlerine uygulanırken, diğerlerine ayrıcalıklı davranılabiliyor. Bu durum, rekabet edebilmenin üç koşulu olan ölçek ekonomisi yaratmanın, teknolojik yenileme ile verimlilikleri artırmanın ve etkin bir yönetişimle kaynak kullanma verimini yükseltmenin hızını yavaşlatıyor.

4. Türkiye'nin mevcut mikroekonomik altyapısında,yani mal, hizmet ve işgücü arasındaki karşılıklı bağımlılık ilişkilerini, kaynak verimini artıracak şekilde düzenleyen yapılarda da eksikleri var. OECD'nin ürün piyasalarını ölçme kriterlerine göre "en katı uyulama" yapan ülkeler arasında ilk sıralarda yerimizi alıyoruz. Hakim durum yaratan, piyasa işleyişini bozan, eşitsiz ve katı uygulamaları ortadan kaldırarak, ekonominin önünü açan reformları bir an önce gerçekleştirmek gerekiyor.

5. Reform yasaları çıkarmak tek başına yeterli olmuyor. Yarattığı sonuçlar dikkate alınarak reformların verimliliğini de ölçerek ayar yapılması gerekiyor. Temel sorun, ekonomideki akışkanlıkların hızını artırarak, üretim sürecinde işgücü ve sermaye kaynaklarını etkin kullanabilmede… Reform verimliliği kavram ve terimlerini netleştirmemiz,onların hayata taşınmasını sağlamamız ivedi sorunlarımız arasında yer alıyor.

6. Daha uygun mikroekonomik kuralları tasarlayarak, ödünsüz gözetim ve denetimle işleyen kurumlar yaratarak, enformel ve formel faaliyetlerin dengesini sağlamak gerekiyor.Bu açıdan Rekabet Kurumu gibi yapıların önemi büyük.Ayrıca Teşvik Sistemleri de geliştirici nitelikleri nedeniyle önemli… Reformları parçacı bir yaklaşımla değil, bütünsel bakışla hayata taşıyabilmemizde yarar var.

7. Güçlü ve dinamik bir ekonomimiz olmasına rağmen, aşılamış yapısal sorunlar nedeniyle, başta verimlilik olmak üzere sorunlarımız var. Kaynak-odaklı üretim aşamasını verimlilik-odaklı aşamaya, oradan yaratıcı-yeniliklerle rekabeti sürdürmeye ulaşmak gerekiyor.

İlber Ortaylı, "…bir alanın mütefekkiri varsa orada gelişme hızlanır ve yerli yerine oturur" der…Rauf Gönenç, ülkemiz ekonomisini uluslar arası bir kurumda izleyen,gözleyen, hazırladıkları raporlarla da değer katan bir mütefekkir…Konuşmasının tam metnini okuduğumuzda çok şey öğreneceğiz…

Tüm yazılarını göster