Muhalefet, bürokrasideki tahribata odaklanmalıdır

İlter TURAN SİYASET PENCERESİ dunyaweb@dunya.com

Siyasi hayatımızdaki gerilim yüksek seyrediyordu. Üzerine yerel seçimler de gelince olay şıklıktan uzak düzeylere tırmandı. Ana muhalefetimize göre İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Kadir Topbaş muhallebicidir, belediye başkanlığı için uygun değildir. Avrupa Birliği ile ilişkileri yürütmekten sorumlu Devlet Bakanı Sayın Egemen Bağış, Başbakan'ın tercümanıdır. Dolayısıyla o da görevinin gerektirdiği donanımdan yoksundur. İddiaları yanıtlamak isteyenlerse Kadir Bey'in mimarlık doktorası bulunduğundan, Egemen Bey'in işletmecilik okuduğundan dem vuruyorlar. Gerek eleştirilerin gerek cevapların isabeti tartışmalıdır. Kişileri bir dönem yaptıkları işlerden dolayı küçümsemek ya da salt yükseköğrenim diploması ile yüceltmek pek yerinde bir değerlendirme yöntemi değildir.

Sizce belediye başkanı veya AB ilişkilerinden sorumlu bakan olmak için ne tahsili yapmış olmak gerekir? Sorunun tek doğru cevabı olduğunu zannetmiyorum. Yıllar önce, bir araştırma çerçevesinde, eski bakanlara anket göndermiştim. Bir bakanda aranacak en önemli vasfın uzmanlık mı, yoksa iyi bir idareci olmak mı olduğu konusunu da somuştum. Cevapları tasnif edince, olağan siyaset dönemlerinde bakanlık yapanların istisnasız iyi idareci olmanın gereğini vurguladıklarını, askeri dönem bakanlarının ise uzmanlığa önem verdiklerini gördüm. Bu sonuca şaşmamalı. Demokratik siyasette maharet, hükümet kurumlarına dönük muhtelif talep ve bekleyişleri uygulanabilir siyaset direktiflerine çevirmektir. Bu, belirli bir konuda öğrenim görmekten veya uzmanlıktan öteye beceriler gerektirir. Salt uzmanlarca oluşturulmuş bir modeli, toplumu karar sürecine katmadan uygulamaya geçirmekle sınırlı kalan bir yönetim anlayışı demokrasilerde uygulanabilirlikten uzaktır.

Siyaset kadrolarını, kişileri geçmişteki meslekleri ve öğrenim alanlarıyla değil, ortaya koydukları programlarla değerlendirmeya alışmamız gerekiyor. Uzmanlık, mesleki birikim, profesyonellik gibi kıstaslarının egemen olması gereken alan bürokrasidir. Muhalefetin ilgisini odaklaştıması gereken konu bu olsa gerektir. Siyasetin oluşturduğu tercihlerin yasalarla uyumlu kamu politikalarına dönüştürülmesi ve uygulamaya geçirilmesinde başlıca sorumluluk bürokrasinindir. Kamu politikalarının siyasetin tarafgirliğinden arındırılmış olarak yürütülmesini bürokratlar üstlenmek durumundadırlar. Görebildiğim kadarıyla, iktidar partisi büyük tahribatını devlet bürokrasisinde yapıyor. Kamu görevlerine kendisine sınırsız bağlılık sergileyen, bazen ehliyeti tartışmalı, yandaşlar atıyor. Böylece, kamu yönetimine siyasilerin dediğini sorgulamaksızın yapan, hatta iktidara yaranmak yarışlarında dereceye girerek yükselmeye çalışanlar egemen oluyor. Bir kısmı seçim döneminde su akmayan evlere amiyane ismiyle Fak-Fuk-Fon'dan çamaşır makinası dağıtıyor, kimi hükümeti eleştiren basını susturmak için yasaya uygunluğu tartışmalı raporlar düzenliyor. Her iktidar biraz böyle yapmaz mı, diyebilirsiniz ama bu kadar vahim bir durumu pek hatırlamıyorum.

Bana soracak olursanız, gelecekte yaşanacak büyük sıkıntıların temeli atılıyor. Unutmayalım, ülkemiz siyasetin çöktüğü dönemleri bürokrasi sayesinde atlatabilmişir. Gelecekte daha güçlü bir devlet, daha istikrarlı bir toplum olacaksak, yansız ve ehil bürokrasiye ihtiyacımız olacak. Muhalefet bürokrasinin tahribatını engellemeye odaklanmalıdır. Siyasette kadrolar kolay değişiyor, yerleşen bürokratları yerinden oynatmaksa çok zordur.

Tüm yazılarını göster