Müdahaleye gerek var mıydı?

Uğur CİVELEK ARKA PLAN dunyaweb@dunya.com
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Kurulu'nun geçtiğimiz hafta içinde yaptığı toplantıda alınan kararlar belirsizlik ve kırılganlığın azalmadığına işaret ediyor. Yapılan ayarlamaların görece küçük olması ekonomideki eğilimlerin istenen yolda olduğu ve yan tesir riskini azaltmak adına ince ayar yapıldığı anlamına gelmiyor. Gerek içerideki yapısal sorunlar gerekse dış koşulardaki olumsuzluk dış satım ile iç talep artışları arasında bir denge kurulmasını hem zorlaştırıyor hem de hareket yeteneğini daraltıyor. Ayrıca alınan kararların finansal piyasalar açısından sürpriz niteliğinde olduğunu, mevcut fiyatlamaların dayandığı beklentilerle pek uyuşmadığını da dikkate almak gerekiyor. 
 
Belli ki bir dizi rahatsızlık var ve dengelenme yönündeki eğilimlerin dengeli olmasını sağlamak kolay olmayacak gibi görünüyor. Ekonomide tasarruf oranının hala gerilemeye devam ediyor oluşu, küresel likidite koşulları ve spekülatif eğilimlerin piyasalarda istenmeyen türde dalgalanmalar yaratma olasılığı, dış satım ile iç talep arasındaki dengelenmenin yeniden terse dönmeye ve cari açığı büyütmeye başlaması, dış politika tercihlerinin ekonomideki eğilimler üzerindeki olumsuz etkileri gibi faktörler olumlu düşünmeyi zorlaştırıyor.
 
Türk Lirası'nın daha fazla değerlenmesi ve dış satım imkanları üzerinde olumsuz etki yaratmasını önlemek için kısa vadeli faizler yüzde 0.25 oranında geriletilmiş. Sert dalgalanmalar riskinden kaçınmak ve yan tesir yaratmamak adına daha büyük bir ayarlama yapılamamış. Bu durumun iç talebi uyarmasını ve kredi politikasında tehlikeli artışı önlemek adına Türk Lirası ve döviz hesaplarında zorunlu karşılık oranları yükseltilmiş. Spekülatif ataklara karşı caydırıcı olabilmek ve rezerv opsiyon katsayısı sınırlı oranda yükseltilmiş. Bu aşamada sormak gerekiyor her şey umulan yönde ilerliyor olsa idi bu müdahalelere gereksinim duyulur muydu? Aynı yönde daha büyük oranlı ayarlamalar yapılsa oldukça tehlikeli ve dalgalanmalar yaşanması ihtimali artmaz mıydı?
 
Alınan kararlar iç talep açısından kontrollü bir şekilde frene basmak anlamındadır. Dış satım imkanları gerekli ve yeterli oranda arttırılamaz ise ekonomideki durgunlaşma yönündeki eğilimin güçlenmesi olasılığı yüksektir. Asıl önemlisi kredi kullanımında ihracat mecburen öncelikli hale gelmiştir. Ortadoğu'daki siyasi gelişmeler ve benimsenen dış politika kırılganlığı artıracak niteliktedir. Dış finansman ihtiyacı ve kamu finansman gereksiniminin büyüklüğü ciddi akım sorunları yaratmaktadır; cari açığın yeniden büyümesini kaldırabilme ihtimali giderek azalmaktadır. Gelişmiş ekonomilerin durgunluktan çıkamaması, gelişmekte olanların dalgalı bir şekilde durgunlaşması kur savaşlarının yaratacağı tetiklemeler gibi unsurlar ise dış satım imkanlarının artmasını engelleyen dinamikler olarak önümüzde durmaktadır. Bu koşulları anlamayan veya anlamak istemediği için kafasının dikine gidenlerin hem kendilerine hem de ekonomiye ciddi zararlar verme olasılığı hızla artmaktadır. Kredi artış hızının yüzde 15'le sınırlı kalması bile sıkıntı yaratabilir!..
 
Tüm yazılarını göster