Mücadele var, gol yok

Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com

Kadro değerleri     Ortalama yaş

Trabzonspor: 52.700.000 Euro  Trabzonspor: 24,6

Sivasspor: 33.800.000 Euro   Sivasspor: 26,2

Yıllar sonra sezona çok başarılı bir başlangıç yapan Trabzonspor, evinde konuk ettiği Sivasspor ile golsüz berabere kaldı. 12. haftanın en önemli maçlarından biri olarak öne çıkan bu karşılaşmada futbolun mücadele yönüne doyduk, ancak gözlerimizin pasını silecek gol ya da goller izleyemedik. Karşılaşmaya en yakın rakibinin 4 puan önünde lider olarak giren bordo-mavililer -zirvedeki iddia sahiplerinin birer birer puan kaybetmelerinden olacak- maça çok istekli başladılar. Zaten maçın ilk otuz dakikalık diliminde bariz bir Trabzonspor hâkimiyeti varken, 50-80 arasında ise Sivasspor rakibine oranla daha pozitif bir görüntü sergiledi. Bu bölümlerde her iki takım da topu üç direk arasından geçirme başarısı gösteremeyince haftanın golsüz maçlarına da bir yenisi eklenmiş oldu.

Takımını zaman zaman 4-3-3 oynatmasıyla eleştirilere maruz kalan Trabzonspor Teknik Direktörü Ersun Yanal, Sivasspor önünde 4-4-2 dizilişini benimseyip orta alan hâkimiyetini ele geçirmeye çalıştı. Başlama düdüğünden otuzuncu dakikaya kadar da bu düşüncesini gerçekleştirdi. Topa ileride basan, Sivasspor savunmasından dönen topları kazanarak yeniden atağa yönlendiren bordo-mavili takım bu süre zarfında rakibini yarı sahasından çıkarmadı desek yeridir. Ancak tüm bu baskıya rağmen golün gelmemesi öncelikle her iki kanattan dengeli hücum edilememesinin ve Trabzonspor ileri ucundaki formsuzluğun ürünüydü. Sivasspor ise artık alışık olduğumuz şekliyle oyunu dengeleyip rakibi baskı altına almak için ikinci yarıyı bekledi. Tum, Balili, Mehmet Yıldız üçlüsünün sahada olduğu anlarda orta alanda zafiyet gösteren kırmızı-beyazlılar, Muhammed Ali'nin oyuna girişinden sonra organizasyon sıkıntısını bir nebze olsun aşabildiler.

Maçın geneline baktığımızda ağır sahada fizik kalitesini koruyan tarafın Sivasspor olduğunu görüyoruz. Tabii Trabzonspor'un ilk 30 dakikadaki olağanüstü gayreti de bu tablonun oluşmasına etken. Her şeye rağmen karşılaşma "Haftanın kısır maçları içinde en zevklisiydi" diyebiliriz. Her iki takımı da 13. haftada zorlu maçlar bekliyor. Verilen mücadeleler camialar için ümit verici.

TEKNİK ANALİZ

(Ankaraspor - Galatasaray)

Futbol değil, işkence

Yenikent ASAŞ Stadı'ndaki 12. hafta karşılaşması biz futbolseverler için zevkli ve çekişmeli bir maç beklentisi ile başladı. İzlediğimiz ilk on dakika itibariyle beklentilerimizin boşa çıkmayacağı kanısına vardık, ama yanıldık. Kalan 80 dakikada ilk on dakikanın yarısı kadar bile futbol izleyemeyeceğimizi nerden bilebilirdik? Doğrusunu söylemek gerekirse sahada hiçbir şey olması gerektiği gibi değildi. Hakem de takımlar da hava şartları da… Onuncu dakikaya kadar karşılıklı iki sarı kartı ve Galatasaray'ın mutlak bir penaltısını es geçen Bülent Yıldırım, neyse ki De Nigris'in kaleye yolladığı topta gol kararını yardımcı hakemine bıraktı ve doğruyu buldu. Sarı-kırmızılı takım klasikleşen dizilişi 4-2-3-1'den vazgeçmezken, Aykut Kocaman'ın talebeleri 4-3-3 ile yayıldılar sahaya. Ancak Galatasaray'da Lincoln'ün eksikliği taşları yerinden oynatmıştı. Zorunlu olarak Kewell oyun kuruculuğa soyundu Arda sağa geçti. Sol kanadın hücum yükü de ofansif meziyetleri kısıtlı Hakan Balta'nın omuzlarına verildi. Ankaraspor da diziliş itibariyle 4-3-3'tü ama her iki kanattaki Mehmet Çakır ile Murat Tosun sanki rakip yarı alana vizeyle giriş-çıkış yapıyorlardı. İlk yarıda baskın olan taraf Galatasaray'dı. İkinci yarıda ise Ankaraspor. Aykut Kocaman yaptığı hamlelerle son 30 dakikada oyun üstünlüğünü takımına kazandırdı ama ele geçen fırsatlar değerlendirilemeyince karşılaşma da başladığı gibi 0-0 bitti.

SÜPER LİG'TE 12. HAFTA

Alex de derman olmadı

Ankara'da oynanan bir diğer golsüz maç, Ankaragücü-Fenerbahçe karşılaşmasıydı. Hafta içinde bu maça ilişkin yaptığımız değerlendirmede Ankara ekibinin erken bir gol yememesi durumunda Fenerbahçe'yi sıkıntıya sokacağını ve kısır bir maç olacağını söylemiştik. Maç başında Deivid'in kafa vuruşunu çizgiden çıkaran İbrahim Ege bu anlamda karşılaşmanın kaderini de çizmiş oldu. Son maçlarda sıklıkla tekrar ettiğimiz gibi Aragones sonunda Fenerbahçe'yi disipline etmeyi başardı. Başardı ama özellikle takım savunmasında kendini gösteren bu disiplinin götürdükleri hiç tartışılmadı. Arsenal ve Galatasaray gibi açık futbol oynayan ekiplere karşı sergilenen defansif performansların Fenerbahçe'deki ofansif problemleri makyajladığını defalarca vurguladık. Bu dönemde atılan goller duran topların etkili kullanımına birer örnekti. Alex De Souza'nın takıma katılmasıyla bu sorunun bir nebze olsun düzelebileceği düşünülüyordu ama Ankaragücü karşılaşması bu tezi -şimdilik kaydıyla- çürüttü. Ankaragücü Teknik Direktörü Ünal Karaman belki de Fenerbahçe'nin ofansif problemlerini bildiğinden takımına orta alan ve hücum bölgesinde etkili pres uygulattı. Evet, bu büyük bir riskti ama Fenerbahçe defansı ile ön liberoları baskı altında topu hücum bölgesine ulaştırmakta zorlandılar. Zaman zaman Alex'in defansa kadar gelerek top çıkarmak zorunda kalışı Güiza'nın ileri uçtaki yalnızlığını katladı. Bana sorarsanız bu sonuç normal.

Beşiktaş puan zengini

Haftayı en kârlı kapatan takım Beşiktaş oldu. Tüm rakiplerinin puan kaybetmesinden sonra 12. haftada en son sahne alan siyah-beyazlılar, sözünü ettiğimiz kayıpları da bir motivasyon unsuru olarak kullandılar. Her iki takımın da "üçlü defans - üçlü ofans" biçiminde mücadele ettiği maç; Beşiktaş'ta Nobre'nin Eskişehirspor'da ise Youla'nın zaman zaman ileri uçta tek kaldığı ve böylelikle kalabalık orta alanda didişmenin had safhaya çıktığı bir şekle büründü. Daha kaliteli kadroya ve daha yetenekli ayaklara sahip Beşiktaş'ın bu oyun biçimine ayak uydurarak pozisyonlara girmesi bizi şaşırtmadı. Sivok'un takıma dönüşüyle birlikte defans güvenliğinin bir kat daha arttığını gördük. Kimi yorumcular şimdilerde sıkça dillendirse de Beşiktaş'ın karmaşık bir oyun düzenine sahip olduğunu en başından beri fırsat buldukça yazıyoruz. Tello ve Holosko'nun katılımıyla üçlenen ileri uç, top rakipteyken beklere baskı uygulayarak oyuna çıkmalarını engelliyor. Bu da 3-5-2'ye nazaran üçlü defansın handikaplarını minimize ediyor. Ancak hücumcu bekler karşısında bu önlem yeterli olmayabilir. Bu sebeple yaklaşan derbide Mustafa Denizli'nin dizilişteki tercihi skor üzerinde belirleyici olabilir. Eskişehirspor için ise söylenecek fazla şey yok. Serdar-Youla ikilisine oynama fırsatı verir, geniş alanlar bırakırsanız cezayı kesiyorlar. Ancak kontrollü oyunda Türkiye'deki her takıma kolaylıkla yenilebilirler.

Beto geldi, dertler bitti

Gaziantepspor - Gençlerbirliği maçının ön değerlendirmesinde Nurullah Sağlam'ın talebelerini favori göstermiş ancak "Maç çok çetin geçecek" uyarısını yapmayı da ihmal etmemiştik. Kamil Ocak Stadı'ndaki maç öngörülerimizi doğrular şekilde cereyan etti. Etkili golcüsü Beto'yu 61'de oyuna alan Nurullah Sağlam 79 ve 83'te bulduğu 2 golle üç puana ulaşmayı başardı. Tabata da performansıyla bir alkışı hak etti. Gençlerbirliği cephesinde ise her geçen hafta işler sarpa sarıyor. Kaybedilen her maç takımı psikolojik çöküşe doğru yaklaştırıyor. Ankara ekibi ligin ikinci yarısında kâbus görmek istemiyorsa bir an evvel bu tatsız rüyadan uyanmalı. Alınacak bir 3 puan çok şeyi değiştirebilir.

2 puanı Kocaeli kaybetti

Antalya'da oynanan Antalyaspor - Kocaelispor maçı golsüz beraberlikle sona erdi ve takımlar 1'er puanla sahadan ayrıldılar. Ancak farklı bir bakış açısıyla "Kocaelispor 2 puan kaybetti" demek de mümkün. Ben dâhil çoğu futbolsever bu maçta ağır basan tarafın Antalyaspor olduğunu düşünüyordu ama sahada futbolu oynayan taraf yeşil-siyahlılardı. Anlaşılan Antalyaspor lehine basında yer alan olumlu ifadeler takımın ayaklarını yerden kesmiş. 0-0 biten mücadelenin normal şartlarda en az 2 farklı Kocaelispor lehine bitmesi gerekirdi. Mehmet Özdilek'in Antalyaspor'a tam da bu noktada müdahale edip rehavete fırsat vermemesi gerekiyor. Kocaelispor'u ise uzun aradan sonra ilk kez bu kadar canlı buldum. Serhat Akın'ın form tutmaya başlaması Körfez ekibi için önemli bir kazanç.

45 dakikada 7 gol

Açıkçası Denizlispor-Bursaspor maçı tam da beklediğimiz şekilde gelişti. İlk yarı karşılaşmada gol olmamasına rağmen Denizlispor'un (üstelik 2-0'dan 3-2 geriye düştükten sonra) maçı 4-3 kazanması övgüye değer. Bursaspor'da ise kan kaybı devam ediyor. Bu maçta sakatlanan Yusuf'un durumu da kritik. Maç içinde oyuna sık sık müdahale ederek takımını mücadelenin içinde tutan Ümit Kayıhan meslektaşı Güvenç Kurtar'a oranla daha başarılı bir grafik çizdi. Bilindiği gibi bazen teknik adamların formu da takımlarının başarısına direkt etki edebiliyor. Denizlispor adına Ivan Lietava bu maçta oldukça dikkat çekti. Kratochvil'in tavsiyesiyle MSK Zilina'dan bir yıllığına kiralanan Slovak forveti takip etmekte fayda var.

Konya'da "tık" yok

Turkcell Süper Lig'de 12. hafta karşılaşmasında Konyaspor ile Kayserispor sahadan haftanın modası 0-0'lık sonuçla ayrıldı. Konya Atatürk Stadı'nda her iki takımın da golcü oyuncularının yokluğunda zorlandıklarını gördük. Yeşil-beyazlılarda Veysel Cihan cezalı olması sebebiyle, Kayserispor'da ise Purovic sakatlığı, Aghahowa da cezası dolayısıyla bu maçta forma giyemedi. Bu beraberliğin ardından Konyaspor puanını 15'e, Kayserispor 19'a yükseltirken sezon başında hedeflerini daha büyük tutan sarı-kırmızılı camiada Tolunay Kafkas'a karşı tepkiler yoğunlaşıyor. Kafkas maç sonunda yaptığı açıklamada "Gol yemiyoruz ama gol atma becerisini de gösteremiyoruz." diyerek takımdaki ofansif probleme dikkat çekti.

Belediye'den altın vuruş

Evinde sıkıntılı sonuçlar alan İstanbul Büyükşehir Belediyespor'la ligin dibine demir atan Hacettepe 12. hafta maçlarını 75 bin kişilik Olimpiyat Stadı'nda tribünlerde 75 kişi olmadan oynadılar. Maç öncesi değerlendirmelerimizde Hacettepe'nin deplasman galibiyeti almak için bundan uygun bir atmosfer bulamayacağını belirtmiştik. Karşılaşmayı 67. dakikada Kus'un kaydettiği golle 1-0 kazanan Belediyespor, bence bu sonuçla birlikte Hacettepe'ye de ciddi bir darbe vurmuş oldu. Bugünden lig sonu için konuşmak erken olsa da evinde "vasat", deplasmanda "içler acısı" performansıyla Hacettepe'nin Süper Lig'de kalması çok zor görünüyor.

HAFTANIN TAKIMI: Denizlispor.

HAFTANIN İNCİSİ: "Uçmaya gerek yok, bir puan da iyidir." Aykut KOCAMAN

KARE AS: Rodrigo Tabata (Gaziantepspor)

     Fabio Bilica (Sivasspor)

     Ivan Lietava (Denizlispor)

     Rodrigo Tello (Beşiktaş)

GOL KRALLIĞI: 9 Gol - Mehmet Yıldız (Sivasspor)

     7 Gol - Mehmet Çakır (Ankaraspor)

     6 Gol - Lincoln (Galatasaray)

       Djiehoua (Antalyaspor)

       Nobre (Beşiktaş)

       Sercan (Bursaspor)

     5 Gol - Alex (Fenerbahçe)

       Kewell (Galatasaray)

       Gökhan (Trabzonspor)

       Youla (Eskişehirspor)

Tüm yazılarını göster