Türkiye'nin moda ve tasarım birikimini dünya moda takvimine taşımak amacı ile kurgulanan ve 3 Şubat'ta başlayan "İstanbul Fashion Week (İFW)/İstanbul Moda Haftası" değişik etkinliklerden sonra 6 Şubat'ta sona erdi.
İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri (İTKİB), İstanbul Moda Akademisi (İMA), Moda Tasarımcıları Derneği (MTD) ve Birleşmiş Markalar Derneği'nin (BMD) işbirliğinde ikincisi düzenlenen İFW 'in, Türk tasarımcılarının ve giyim sanayiinin dışarıya tanıtmak amacıyla başlatılan ve devamlı olması düşünülen etkinlik zincirinin bir halkası olduğu belirtiliyor.
Ne yazık ki, bu önemli etkinliğin "ne olduğu" içeride anlatılamadı. Umulur ki, dışarıda hedef kitleye duyurulabilmiştir.
Türk kamuoyu İWF'yi açılışa davet edilen Amerikan film sanatçısı Meg Ryan haberleri ile izledi. Bu nedenle de İFW'nin amacı, etkinliklerin önemi kamuoyuna anlatılamadı.
Bu köşede geçen hafta sonu Cuma günü etkinliklerdeki yanlışlara işaret eden yazım yayınlandı. İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi yazının gerçekleri yansıtmadığı uyarısında bulununca, bilgilendirme konusundaki aksaklıklara işaret ettim.
Cumartesi günü İWF'nin ne olduğunu, amacını anlatan yazılı bilgileri elde edebildim.
Gönderilen bilgi notlarını okuyunca, İWF'ye ilgim arttı. Bu tür açıklamalar etkinlikten önce bunları değerlendirecek olanlara gönderilmiş olsa idi, medya İWF'yi sadede Meg Ryan hikayesi ile değerlendirmez, olan biteni kamuoyuna daha iyi anlatırdı.
Şimdi gelelim İFW'nin faziletine… İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, İFW Komite Başkanı İsmail Kutlu, MTD Başkanı Bahar Korçan ve BMD Başkanı Ekrem Akyiğit, "İFW etkinliklerinin, İstanbul'un 2023 yılında dünyanın 5 büyük moda merkezinden biri olmasına katkıda bulunacağı"na işaret ediyorlar.
Böyle bir hedefi belirleyenleri ve böyle bir hedefin gerçekleştirilmesi için yola çıkanları alkışlamak gerekir.
Tabii ki sadece İFW etkinlikleri ile bu hedefe ulaşılamaz ama, hedef önemlidir. Doğrudur. Ulaşılabilecek bir hedeftir.
İçinden çıkanların, sektör sayesinde para kazananların bile son zamanlarda küçümsemelerine, idam ipini çeker yaklaşımlar içine girmelerine rağmen, Türk ekonomisi için tekstil ve giyim sanayi önemini korumaktadır. Önemini kaybetmeyecektir.
Yeter ki tekstil ve giyim sanayiinin içindekiler ucuzculuğa razı olmasınlar, fasonculuk ile bu işin götürülemeyeceğini görsünler.
Moda denilen şey, tasarımdır, markadır. Tasarım ve marka "katma değer" yaratır.
Açıklama notlarında verilen bilgiye göre bu etkinlik çerçevesinde 14 marka 17 genç tasarımcı ürünlerini, marifetlerini sergilemişler.
Bu yıl, Batı ülkelerinden davet edilen basın mensupları ile alıcılara giyimdeki Türk markaların ürünlerini ve tasarımcıların marifetlerini sergilemeye ve de bunlara ek olarak Rus pazarına yönelik tanıtıma önem verilmiş.
Dışarıdan davet edilenlerin listesine göre, 213 davetlinin 73'ü yurtdışındaki alıcı firmaların temsilcileri.
Etkinlikleri izleme fırsatı bulamadığım için davetli gazetecilerden ve alıcılardan kaçının İstanbul'a geldiğini, etkinliği nasıl değerlendirdiklerini öğrenemedim.
Medyaya yansıyan haberlerden, Türklerin etkinliğe büyük ilgi gösterdiklerini öğrendik. Yabancıların değerlemelerini her halde önümüzdeki günlerde yazılarından okuyacağız, siparişlerinden anlayacağız.
Unutmayalım bizim hedefimiz dış pazar. Biz dış pazara kendimizi tanıtamaz isek, tasarımdaki ve giyim sanayiindeki becerimizi anlatamaz isek, "kendin pişir kendin ye" düzeninden kurtulamayız.