Mızrak çuvala, net hata noksan hiçbir izaha sığmıyor

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Merkez Bankası’nın dün açıkladığı verilere göre, mart ayında cari açık 3.2 milyar dolar oldu. Ocakta 5 milyar, şubatta 3.3 milyar açık verilmişti, böylece ilk çeyrek 11.5 milyar dolar açıkla geçildi. Geçen yıl ise ilk üç ayda sırasıyla 5.8 milyar, 5.1 milyar ve 5.6 milyar olmak üzere toplam 16.6 milyar dolar açık verilmişti. Yani ilk çeyrekteki cari açık 16.6 milyar dolardan 11.5 milyar dolara gerilerken yüzde 30 oranında 5.1 milyar dolar azaldı.

Bundan iyisi can sağlığı, değil mi. Ne güzel işte, cari açığımız hızla daralıyor. Yıllık açık da, uzun bir aradan sonra yeniden 60 milyar dolar sınırının altına indi, mart sonundaki düzey 59 milyar 970 milyon dolar. Bütün bunlar iyi hoş da, biraz satır aralarına inmek, oradaki detayları okumaya çalışmak da gerekir gibi geliyor bize. 

Birincisi; şu meşhur altın ticareti. Geçen yıl ilk çeyrekte altın ticaretinde 1.3 milyar dolar açık vermiştik, bu yıl ise 1.6 milyar dolar fazlamız var. Bu yılki fazla da, biliyoruz ki ağırlıklı olarak mart ayında İsviçre’ye yapılan 1.3 milyara yakın ihracattan kaynaklanıyor.
Geçen yılın ilk çeyreğinde 16.6 milyar dolar olan cari açık, altından arındırdığımızda 15.2 milyar dolara iniyor. Bu yılki açık ise altını dikkate almazsak 11.5 milyar dolar değil 13.1 milyar dolar oluyor. Yani makas iyice daralıyor, altın hariç cari açıktaki gerileme yüzde 14 oranında 2.1 milyar dolarda kalıyor.

Ya kur etkisi?  

Bu yıl ihracat artışının hızlanmasını, ithalat artışının ise görece düşük kalmasını sağlayacak en önemli etken, kuşkusuz döviz kurunun düzeyi. Geçen yılın ilk çeyreğinde doların ortalaması 1.7802 olmuştu. Bu yıl aynı dönemdeki ortalama ise 2.2159.

Aynı şekilde euronun geçen yılın ilk çeyreğinde 2.3512 olan ortalaması da bu yıl 3.0356 düzeyinde gerçekleşmiş durumda. 

Şimdi, TL böylesine değer yitirmişken, bunun dış ticareti, dolayısıyla cari dengeyi etkilememesi söz konusu olabilir mi? 

Yani cari açığı aşağı çekecek yönde iki güçlü etken söz konusu; altın ve kur değişimi. Altın ticaretinde şaibe vardı, yoktu; o tümüyle ayrı bir tartışma konusu. Ama ortada altından kaynaklanan bir döviz girişi var mı, görünürde var; geçen yılki çıkış tersine dönmüş mü, görünürde dönmüş. O zaman bu rakamları kabullenmekten başka çare kalmıyor. Ama bu “çaresizlik” bizim için geçerli. İşi ekonomiyi, özellikle de dış ticareti idare etmek olanların, faize müdahale çabasından fırsat buldukça bu tuhaf ticarete de el atmalarında yarar var.

Ve net hata noksan

Net hata ve noksanda yine rekor üstüne rekor kırıyoruz. Çok özet olarak, “döviz gelirlerinin olduğundan daha az ya da döviz giderlerinin olduğundan daha fazla yazıldığı veya ikisinin birden gerçekleştiği durum” anlamına gelen pozitif net hata ve noksan, bu yılın ilk çeyreğinde tam 6.6 milyar dolara ulaştı. Net hata ve noksan, geçen yılın aynı döneminde negatif 3.9 milyar dolardı.

Hep vurguladık, net hata ve noksan ne bir finansman kalemidir, ne de bir harcama kalemi. Net hata ve noksan, ödemeler dengesinin “denkleştirme” kalemidir. Tüm gelir ve giderler toplandığında bunların teorik olarak birbirine eşit çıkması gerekir. Ama çeşitli nedenlerle bu eşitlik sağlanamaz. Bir bilanço olan ödemeler dengesini sıfırlamak için de, ortaya çıkan fark, aksi işaretli olarak net hata ve noksana yazılmak suretiyle denklik sağlanır. Ama bu fark, üç ay üst üste 2 milyar dolarlar düzeyinde seyrediyorsa, bunun bir izahı olmalıdır. 

Pozitif net hata noksan, öyle sanıldığı gibi bavullarla para gelmesi gibi yorumlanamaz. Hem düşünsenize, 100 dolarlık banknotlarla milyar dolar kaç bavul yapar acaba! 

Net hata ve noksan, bu büyüklüğüyle izaha muhtaçtır. Merkez Bankası’nın sitesinde ödemeler dengesi istatistikleri bölümünde bir bilgilendirme notuna yer veriliyor verilmesine ama, doğrusu bu not birkaç 100 milyon doları açıklamaya yetse de, aylık bazda milyar dolarları izah etmekten çok uzak kalmaktadır. 

Yıllık rekor, 2011’de… 

Net hata ve noksanda yıllık bazda rekor 2011’de kırıldı. Söz konusu yıl, net hata ve noksan pozitif 9.1 milyar dolar olarak gerçekleşti. 

İlk çeyrek rekoru ise bu yıla ait. Biraz önce de aktardık, ilk çeyrekte pozitif 6.6 milyar dolarlık net hata noksan oluşmuş durumda.

Geçen yılın temmuz, ağustos ve eylül ayları toplamında da yaklaşık 7 milyar dolarlık pozitif net hata ve noksan oluşmuştu. 2013’ün tamamındaki net hata ve noksan ise yine pozitif olmak kaydıyla 2.2 milyar dolar olmuştu. 

Tüm yazılarını göster