Milli banka, hisse senedi fiyatları ve borsa

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın evinde rüşvet operasyonu kapsamında yapılan aramada ayakkabı kutuları içinde 4.5 milyon dolar çıkması üzerine başlayan tartışma dallanıp budaklanıyor.

Başbakan Erdoğan, Genel Müdür Aslan’a sahip çıkıyor ve “Aslan’ın dürüstlüğünden şüphem yok; olsa olsa saflığının kurbanı olmuştur” diyor.

Süleyman Aslan, o paranın okul yaptırmak amacıyla toplanan para olduğunu ileri sürüyor; ama doğrusu bir banka genel müdürü olarak öylesine yüklü miktarda bir parayı bankaya yatırmama gerekçesini pek de doyurucu bir şekilde izah edemiyor.

Yaşanmakta olan hengame içinde bir gerçek gözlerden kaçıyor ya da özellikle kaçırılmak isteniyor. Gerçek şu ki, bu tartışma, Halkbank’a zarar veriyor. Zaten Halkbank’tan önceki gün yapılan açıklamada, söz konusu soruşturmada bankaya yöneltilen bir suçlama olmadığı özellikle vurgulanıyor. Banka, açık açık “Biz masumuz, zaten kimse bankayı suçlamıyor” diyor. Ama dikkatlerin Genel Müdür Aslan’da değil, özellikle Halkbank’ta yoğunlaşmasını sağlamak için adeta çaba gösteriliyor.

Milli banka tartışması

Son dönemde sık sık bir “milli banka” kavramı duyuyoruz. Halkbank’ın milli banka olduğu ve birilerinin bu bankaya zarar vermeye çalıştığı görüşü dile getiriliyor.

Peki, sahi nedir ki şu milli banka kavramı? Sermayesine göre değerlendirmek istesek, yani sermayesinin tümü kamuya ait bir banka mı kastediliyor diye düşünsek, olmuyor. Çünkü Halkbank’ın yüzde 49’u halka açık. Kaldı ki, sermayesinin yüzde 100’ü kamuya ait bir banka için ancak be ancak kamu bankası nitelemesinde bulunmak mümkün, milli banka nitelemesinde değil.

Aslında, tam anlamıyla bir karşılığı yok milli bankanın. Bir tanıma göre, “ülke çapında faaliyet gösteren ve birçok yerde şubesi bulunan bankalar” milli banka diye niteleniyor.Temelden yanlış bir niteleme. Ne yani, yüzde 100 yabancı sermayeli bir banka Türkiye’ye gelse, yüzlerce şube açsa ve karını da olduğu gibi transfer etse, bu bankaya milli banka mı diyeceğiz?

İkinci tanım daha makul kuşkusuz. Buna göre, “Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre kurulan ve sermayesinin çoğunluğu Türklere ait olan ve sermayesi Türk Lirası olarak konulan bankalar, milli banka sayılıyor.

Şu durumda Halkbank tabii ki milli bir banka. Halkbank, 1938 yılında, Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre ve sermayesi TL olarak konulmak suretiyle kurulmuş, 900’e yaklaşan şubesiyle de Türkiye’nin hemen her yerinde faaliyet gösteriyor.

Yabancı kendi ayağına kurşun sıkar mı?

Halkbank milli bir banka, ama bu demek değil ki Halkbank tümüyle kamuya ait bir banka. Biraz önce belirttik, Halkbank’ın yüzde 49’u halka açık. Yani kamunun payı yüzde 51. Hem zaten Türkiye’de tüm hisseleri kamuya ait tek bir banka var, o da Ziraat Bankası. Bunu söylerken, mevduat bankalarından söz ettiğimizi belirtelim.

Geçenlerde de vurguladık; Halkbank’ın halka açık yüzde 49 hissesinin yüzde 77.71’i yabancıların elinde. Yani, toplam hissenin yüzde 38’ine yabancılar sahip.

Dolayısıyla Halkbank’ı zarara uğratmak istedikleri öne sürülen yabancılar, yüzde 38’lik hisseyi elinde bulunduranlar olamaz. Bu yatırımcılar niye kendi ayaklarına kurşun sıksınlar…

Yüzde 11’lik hisseyi elinde bulunduran yerli yatırımcıların da böyle bir niyetle hareket ettikleri söylenemez.

Ayrıca, borsada değer yitiren yalnızca Halkbank hisse senedi değil ki. Başka bankaların hisse senetleri de, sanayi şirketlerinin hisse senetleri de böyle zamanlarda değer yitirir, tüm dünyada böyledir.

Tüm bunlardan öte, dünyanın hangi borsası hiç dalgalanmadan sürekli yükselmiştir ki…

Ya da, hisse senedi fiyatlarının sürekli yükselmesi niye bu kadar önemsenir ki…

Buyurun yatırımcı profiline…

Yatırımcı profilini aktaralım da, borsamızın ne kadar derinliği olan bir piyasa olduğunu hep birlikte görelim:

-2012 sonu verilerine göre, borsadaki yatırımcıların yüzde 99.24’ü yerli, yüzde 0.76’sı yabancı. Ama yerli yatırımcıların hisse senedindeki payı yüzde 34.09, yabancıların payı yüzde 65.91. Yerli yatırımcıların ortalama 67 bin liralık, yabancıların 17 milyon liralık portföyü var.

-Yerli bireysel yatırımcı sayısı 1 milyon 75 bin. Bu yatırımcıların yalnızca 3 bini, hisse senetlerinin yüzde 59’una sahip.

-Yerli bireysel yatırımcıların 860 bininin her birinin ortalama 1.104 lirası, en varlıklı 3 bin yatırımcının her birinin ise 7 milyon lirası var.

-1 milyon 75 bin yerli bireysel yatırımcıya ait toplam 37.7 milyar liralık hisse senedinin 6.2 milyarı, en zengin 10 yatırımcının elinde.

İşte üstüne titrediğimiz ve ekonominin kalbinin attığını varsaydığımız borsamızın durumu!

Tüm yazılarını göster