MHP seçime, Demirel'in "100 gün" vaadini çağrıştıran &quo

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

İki haftadır siyasal partilerin 12 Haziran seçiminde odaklandıkları 2023 hedeflerine yer veriyoruz. İlk olarak AKP'nin hedeflerini, vaatlerini masaya yatırdık, geçen hafta da CHP'nin vaatlerini inceledik. Bu hafta sırada MHP var.

Bu satırlarda geçen hafta da önemle vurguladık. Türkiye gibi bir yıl sonrasına ilişkin olarak bile sağlıklı hedef belirleyemeyen, öngördüğü hedeflerin çok çok uzağına düşen bir ülke için on üç yıl sonrasını, ta 2023 yılını dikkate alarak hedef ortaya koymanın aslında hiç de anlamı yok. Ayrıca, 2023 için hedef belirlemek, 12 Haziran seçimini ve sonrasındaki tüm seçimleri kazanarak bu on üç yılın tümünde iktidar olunacağı öngörüsüne dayanıyor. Bir dönem başka bir parti iktidar olduğunda, diğer partiler pekala "o dönem bizim kontrolümüz  dışındaki gelişmelerle geçti" gerekçesiyle "mızıkçılık" yapabilirler.

Bu gerçeği gören MHP, bir anlamda şimdiden önlemini alıyor. MHP'nin seçim beyannamesinde "2011 yılında başlayan onarım ve toparlanma döneminden sonra lider ülke konumuna gelinmesi, MHP'nin tek başına iktidarında geçecek olan 12 yıllık dönemin sonunda gerçekleştirilmiş olacaktır" deniliyor. 19   Çok açık ki bu da bir furya… Cumhuriyet'in 100'üncü yılı dolayısıyla gündeme getirilen 2023 furyası… "O parti 2023 hedefi belirler de, biz belirleyemez miyiz" çekişmesinin gündeme getirdiği bir durum…

Yine AKP ve CHP'nin hedeflerini irdelerken vurguladığımız, MHP için de geçerli olan bir gerçek var. Varsayalım ki bu on üç yıl tek partinin iktidarında geçti, yani zaman yönünden hiçbir partinin mazereti yok. Bakıyoruz; vaatler de genel olarak müthiş, heyecan verici, "şimdiye kadar neredeydiniz" dedirtecek cinsten. Tüm vaatler değilse de en azından bir kısmı böyle. Daha çok para gerektiren vaatler konusunda "ufak" bir eksik yön var; kaynak nereden?

"Şunlar şunlar yapılacak" deniliyor denilmesine de, bu yapılacaklar için kaynak nereden bulunacak, bu pek söylenmiyor. Belki de söylenemiyor. Hem, olmayan kaynak söylenebilir, açıklanabilir mi?

"100 gün"den "100 söz"e…

Eski Başbakan Süleyman Demirel, Adalet Partisi'nin başında olduğu dönemde bazı seçimlere "100 gün" vaadiyle hazırlanırdı. Demirel, seçimi kazandıktan sonraki 100 günde yapacaklarını anlatır, o vaatleri dile getirirdi.

MHP de Demirel'in 100 gününü çağrıştırır şekilde seçime 100 sözle hazırlanıyor. MHP, 100 sözü "2023'e doğru yükselen ülke Türkiye sözleşmesi-100 söz" başlığı altında toplamış bulunuyor.

"100 söz"ün yoksulluk ve işsizlikle mücadele başlığında toplanan ilk bölümünde ilk söz olarak her yıl 700 bin kişiye iş olanağı yaratılması yer alıyor.

MHP, CHP'nin aile sigortasına benzer bir vaatte bulunuyor. Muhtaç durumdaki ailelerin en az bir ferdine iş bulunması, iş bulunana kadar da şu andaki asgari ücretin yarısı kadar, yani 320 lira aile sigorta yardımı ödenmesi, bu ödemenin öncelikle ev hanımlarına yapılması öngörülüyor.

MHP, ücretlilerin gelir vergisi oranını aşamalı olarak yüzde 10'a çekmeyi vadediyor.

Menkul kıymetlerden elde edilen faiz gelirine yüksek, alım satım kazançlarına ise daha düşük vergi uygulanması öngörülüyor. 

Yüzde 7 büyüme vaadi

MHP'nin hedefleri arasında Türkiye'nin yıllık ortalama büyümesini yüzde 7'ye yükseltmek bulunuyor. Biraz önce belirttiğimiz gibi her yıl ortalama 700 bin kişiye istihdam sağlanması, ayrıca enflasyonun kalıcı bir şekilde düşürülerek dört yıllık bir dönem sonunda yüzde 5'in altına çekilmesi ve fiyat istikrarının sağlanması öngörülüyor.

Mart sonu itibariyle yıllık enflasyonun yüzde 3.99 ile zaten yüzde 5'in altında bulunduğu, dolayısıyla MHP'nin yüzde 5'lik hedefinin anlamsız kaldığı ileri sürülebilir. Ancak unutmamak gerekir ki yüzde 3.99 düzeyinin kalıcı olamayacağı biliniyor. Merkez Bankası'nın 2011 hedefinin yüzde 5.5 olduğunu, yılın ilk enflasyon raporunda yüzde 5.9'a yükseltilen enflasyon tahmininin ikinci rapor kapsamında revize edilerek yüzde 5.9 olarak değiştirildiğini anımsatalım.

MHP 2023 yılında GSYH'nin 2.1 trilyon dolara, kişi başına gelirin 25 bin dolara, ihracatın 400 milyar dolara, istihdamın da 31 milyon kişiye ulaşacağını öngörüyor.

MHP'nin seçim beyannamesinde Türkiye'nin ekonomik sorunları şöyle özetleniyor:

"İstihdam yaratmayan ve vatandaşın refahına yansımayan büyüme, bozulan gelir dağılımı, sürdürülemez boyutlara ulaşan borç stoku, yüksek dış ticaret ve cari işlemler açıkları, yüksek reel faiz, gerçekçi olmayan kur politikası, ithalat bağımlısı üretim ve ihracat, giderek yabancıların hakim olduğu bir finans sektörü, sıcak paraya ve dış borçlanmaya dayanan kırılgan yapı."

MHP, bu sorunları aşabilmek ve tersine çevirebilmek için "Üreten ekonomi programı" adını verdiği bir programı uygulamaya koymayı öngörüyor.

Ne ithalat var, ne cari açık

MHP, 2023 yılı için ihracatta 400 milyar dolarlık bir hedef koyuyor, ancak seçim beyannamesinde ithalat için herhangi bir rakam geçmiyor. Dolayısıyla cari açık için de ne düzey olarak bir rakama yer veriliyor, ne de cari açığın GSYH'ye oranına ilişkin bir rakama…

Aynı durum AKP için de geçerliydi. CHP ise, ithalat rakamı vermemekle birlikte hiç olmazsa cari açığın GSYH'ye oranına ilişkin bir öngörüde bulunmuştu.

2023 için görünürde çok iddialı hedeflerle yola çıkan partiler, en önemli makro büyüklüklerden olan ve Türkiye'nin en önemli sorunlarının başında gelen cari açık konusunu adeta görmezden gelmeyi tercih ediyorlar.

Bu durum, ya cari açığa çare üretememekten kaynaklanıyor ya da bu konuda bir öngörüde bulunamamaktan. Ama sonuç değişmiyor, en önemli sorun, hatta kimilerine göre Türkiye'nin yumuşak karnı olacak derecede önem taşıyan bu konu adeta yok sayılıyor.

"Cari açık makul düzeyde tutulacak"

MHP, mutlak değer olarak rakamını ya da GSYH'ye oranını vermemekle birlikte seçim beyannamesi özetinde "cari açığın makul düzeyde tutulacağı"nı belirtiyor. "Makul düzey"den ne anlamak gerektiği ise meçhul!

Seçim beyannamesi özetinde "fiyat istikrarını kalıcı hale getirmek için sürdürülebilir büyümeyi sağlayacak, borçları ve cari açığı azaltarak makul düzeylere çekecek para ve kur politikası izleneceği" belirtiliyor. Bu ifadeden, Türk parasının değerli seyretmesine izin verilmeyeceği ve böylece cari açığın makul düzeylerde tutulmasının sağlanmasının amaçlandığı anlaşılıyor. Ancak, TL'nin değerine ya da değer değişimine ilişkin herhangi bir düzey ve oran verilmediği gibi, izlenecek kur politikasının esaslarıyla ilgili herhangi bir açıklama da yapılmıyor.

Kur politikası

MHP, açık enflasyon hedeflemesinde kurdaki dalgalanmaların hedeften önemli ölçüde sapılmasına yol açtığına dikkat çekiyor. Seçim beyannamesinde, "düşük kur-yüksek reel faize dayalı politikalar, kısa vadede enflasyonun düşmesine katkıda bulunduğu için olumlu gibi görünse de yapısal önlemler alınmasını engellemekte ve dış borçlanmayı artırmaktadır" deniliyor.

Beyannamede, kurların piyasa şartlarına göre belirleneceği serbest döviz kuru politikası uygulanacağı; ancak, piyasanın derin olmaması durumu dikkate alınarak, kısa dönemde kurlarda aşırı dalgalanmalara ve spekülatif hareketlere müdahale edileceği ifade ediliyor. Seçim beyannamesinde ayrıca "Aynı şekilde Türk parasının uluslararası piyasalarda rekabeti önleyecek ve ithalatın artmasını teşvik edecek derecede yapay olarak değerlenmesine de izin verilmeyecektir" görüşüne yer veriliyor.

Vergiye ilişkin vaatler

Asgari ücretliden vergi alınmayacağı ve bütün çalışanların gelirlerinin asgari ücret kadarki kısmının vergiden muaf tutulacağı MHP'nin vaatleri arasında da yer alıyor. Dolaylı vergilerin toplamdaki payının azaltılması da MHP'nin vaatleri arasında bulunuyor. CHP de aynı vaatleri dile getiriyor.

MHP, KDV genel oranını aşamalı olarak aşağı çekmeyi; BSMV, damga vergisi ve harçlar gibi işlem vergilerinde oranları düşürerek kayıt dışılığa yönelmeyi önlemeyi amaçlıyor. Vergi oranlarında yapılacak indirimle de, ekonomide canlılık sağlanması ve vergi tabanının genişletilmesi öngörülüyor.

Vergisini zamanında düzenli ödeyenlerin ödüllendirilmesi amacıyla vergi indirimi sağlayacak düzenlemeler yapılması da MHP'nin vaatleri arasında bulunuyor.

MHP, vergi oranlarını indirmeyi, bu suretle ekonomide canlılık sağlamayı ve vergi tabanını genişletmeyi ve kayıt dışılıkla etkin bir şekilde mücadele etmeyi öngörüyor. 

Tüm yazılarını göster