Mevduatta vadeyi uzatmak için farklı stopaj öngören düzenlemede sona yak

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Mevduatta ortalama vadeyi uzatma amaçlı zorunlu karşılık operasyonları sınırlı başarı sağlayabildi. TL cinsi mevduatın yüzde 91'i vadesiz ve üç aya kadar vadeli hesapta tutuluyor. 

Bankacılık sisteminin en büyük sıkıntılarından biri mevduatın vadesindeki kısalık. Kasım sonuna ilişkin son verilere göre, TL cinsi toplam mevduatın yaklaşık yüzde 91'i vadesiz ve üç aya kadar vadeli hesaplarda tutuluyor. Vadenin böylesine kısa olması yüzünden, ortalama vade de bir türlü 2.5 ayın üstüne çıkamıyor.

2011'den önceki dönemde ortalama vade çok daha düşüktü. Öyle ki, vadesiz ve üç aya kadar vadeli mevduatın toplamdaki payı bir dönem yüzde 95-96'larda seyrediyordu.

Bu çarpık yapıyı değiştirmek için Merkez Bankası zorunlu karşılık silahına sarıldı. Zorunlu karşılıklar, vadesiz ve kısa vadeli mevduat için artırıldı, bir yıla kadar ve bir yıldan uzun vadeli mevduatta sabit tutuldu. Böylece, vadesiz ve kısa vadelilerle uzun vadeliler arasındaki makas açılmış oldu.

2011 yılının ocak ayından önce mevduatta tüm vadeler için zorunlu karşılık oranı yüzde 6 olarak uygulanıyordu. Ocak 2011'de vadeye göre farklı zorunlu karşılık uygulamasına geçildi. Aynı yıl içinde şubatta, iki kez olmak üzere nisanda ve eylülde zorunlu karşılık oranları değiştirildi. Ekim ayında ise zorunlu karşılık oranları vadesiz ve bir aya kadar vadelilerde yüzde 16'dan yüzde 11'e, üç aya kadar vadelide yüzde 12.5'ten yüzde 11'e, altı aya kadar vadelide yüzde 9'dan yüzde 8'e indirildi. Bir yıla kadar vadelinin yüzde 6, bir yıl ve bir yıldan uzun vadelinin yüzde 5 olan zorunlu karşılık oranı ise değiştirilmedi.

2011 yılının ocak ayından itibaren vadeye göre farklı zorunlu karşılık uygulaması bir ölçüye kadar başarı sağladı; ama uzun vadelilerin payı yüzde 4'lerden ancak yüzde 8-9'lara çıkarılabildi.

Vadesiz ile bir aya ve üç aya kadar vadeli mevduatın toplamda aldığı pay, yılsonu itibariyle rekor düzeye yüzde 96.2 ile 2008'de ulaşmıştı. Söz konusu pay, bu yılın kasım ayı sonu itibariyle yüzde 91.3 düzeyinde bulunuyor.

Çare farklı stopajla aranacak

Zorunlu karşılık oranlarıyla oynamak suretiyle mevduatın vadesinde arzulanan değişimin sağlanamayacağı ortaya çıktı. Kısa vadeli mevduatın karşılık oranlarını yeniden daha yukarıda belirlemek düşünülmediğine göre, daha önce de dile getirildiği gibi yeni önlemler devreye sokulacak. Bu önlem de, mevduat faizindeki stopajın vadeye göre farklı belirlenmesi olacak.

Bu konudaki ilk işareti Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı kasım ayı ortalarında vermişti. Başçı, yaptığı bir açıklamada mevduatın vadesiyle ilgili değerlendirmede bulunurken "Bir yıl ve daha uzun vadeli mevduatı başka bir kanaldan daha teşvik etmek istiyoruz, o sürpriz olsun" demişti.

Başçı'nın bu açıklamasından sonra yapılan yorumlarda, ifade edilmek istenenin mevduat faizinde halen tüm vadeler için aynı düzeyde bulunan stopajın vadelere göre farklı belirlenmesi olduğu dile getirilmişti.

Uzun vadeye daha düşük stopaj

Mevcut durumda tüm vadeler için faizden yüzde 15 stopaj kesintisi yapılıyor. İşte üzerinde çalışılan düzenleme, bu oranın vadelere göre farklı belirlenmesini öngörüyor.

Yüzde 15'lik stopaj oranının kısa vadeli mevduatta aynen bırakılması, vade uzadıkça ise oranın aşamalı olarak aşağı çekilmesi üzerinde duruluyor. Bir yıla kadar vadeli mevduat ile bir yıl ve bir yıldan uzun vadeli mevduatta stopajın önemli ölçüde aşağı çekileceği belirtiliyor. Bir yıl ve daha uzun vadeli mevduatta stopajın sıfırlanması olasılığı da bulunuyor.

Uzun vadeyi kimse istemiyor

Merkez Bankası'nın belirlemelerine göre mevduatta ağırlıklı faiz oranları eylül ayı itibariyle bir aya kadar vadelide yüzde 7.37, üç aya kadar vadelide yüzde 9.21, altı aya kadar vadelide yüzde 9.61, bir yıla kadar vadelide ise yüzde 10.07 düzeyinde.
Her ne kadar girişte de belirttiğimiz gibi bankacılık sisteminin en büyük sıkıntılarından biri vadedeki kısalıksa da, mevduat faizine ilişkin oranlar, aslında bankaların da uzun vadeli mevduat toplama konusunda pek de istekli olmadıklarını gösteriyor.

Vatandaş uzun vadeli mevduata ilgi göstermiyor, aynı şekilde bankalar da… Bankalar, faizlerin daha da aşağı gelebileceği varsayımıyla uzun vadeli sayılabilecek mevduata yüksek faiz uygulamaya yanaşmıyor. Öyle ki, zorunlu karşılığın kısa vadelilere göre yarı yarıya olması bile bu konuda bir teşvik unsuruna dönüşemiyor.
Nominal faizler aynı düzeyde seyretse bile, mevcut durumda tüm vadeler için yüzde 15 olan stopajın vade uzadıkça aşağı çekilmesi sayesinde, tasarruf sahibinin eline geçecek net faiz artacak. Bir başka ifadeyle bankanın faiz ve zorunlu karşılık gibi yükümlülüklerinde herhangi bir artış olmayacak, ancak ele geçen net faiz artacağı için tasarruf sahibi uzun vadeli mevduatı daha fazla tercih edebilecek. Dolayısıyla vadeye göre farklı stopaj uygulaması bankaya yük getirmeyecek, vatandaşın ise lehine olacak.

Vergi kaybı önemsenmeyecek boyutta

Bu uygulama, Maliye'nin vergi gelirinde bir miktar kayba yol açacak. Kayıpla ilgili çok kaba bir hesap yapılabilir. Kasım sonu itibariyle vadeli mevduatın toplamı 412 milyar lira. Bu mevduata önümüzdeki bir yılda ortalama yüzde 9 faiz uygulansa, toplam 37 milyar faiz oluşur. 37 milyarın stopajı 5.5 milyar lira eder. Stopajda ortalama yüzde 10'luk indirime gidilse, vergi kaybı 500 milyon lira civarında olur.

Bir başka hesaba göre, üç aydan uzun vadeli mevduatta stopaj tümüyle sıfırlansa bile Maliye 500 milyon lira dolayında bir vergi kaybına uğrar. Dolayısıyla stopaj düzenlemesi çok az ve göz ardı edilebilecek düzeyde vergi kaybına yol açacak demektir.

Tüm yazılarını göster