Metafor olarak cari açık

Gündüz FINDIKÇIOĞLU GLOKAL BAKIŞ debrovian@gmail.com

"Varlığımın doğasını değiştirerek yaşayan bir göz olabilseydim bu değişimi isteyerek yapardım."

Wolmar in Jean-Jacques Rousseau's La Nouvelle Héloise

Bu sayfalarda neden sık sık metaforlara başvuruyoruz? Mesela, neden birkaç defa Tolkien'e gönderme yaptım? Örneğin, sevgili okuyucu, sanıyorum ki Lord Sauron'un sefil varoluşunun başlangıçtaki alıntıda geçen Wolmar'ın isteğine olan yakınlığı dikkatlerden kaçmayacaktır. Evet, çünkü Batı aklı göndermeler, metaforlar, imlenenler ve imleyenler, sürekli anlam değiştiren imgelerle yüklüdür, ve, biz Batılıların -evet, budur- kullandığı dile öylesine bir göz atmak bile metaforların -özellikle görsel metaforların- önemini herkese gösterebilir. Frankfurt Okulu'nun entelektüel hikayesinin unutulmaz ve affedilmez anlatıcısı Martin Jay'in vurguladığı şekilde, hem dipte yatan, hem de yüzeye vuran metaforlardan gözümüzü ayırmazsak algılama ve dilin birbirini gösteren karmaşık ve ekseni sık sık kayan aynasına dair fikir edinebiliriz. Metaforlar ve özellikle görmeye ilişkin olanları hep varolacaktır. Bugün bile 13. Yüzyılda henüz Avignon'daki haliyle papalığın Kutsal Kilisesi'nin lux/lumen ayrımından gelen "beyaz gürültü" tabirinin ekosunu iktisatta, finansta ve mühendislikte, fizikte kullanmıyor muyuz? "White ecstasy" 13. Yüzyıl'da Kilise haciografisinde "saf ışık" -ilahi ışık- anlamına geliyordu. Modern bilimler hala "sinyalleri" "beyazlaştırıyor" ve "yeniden renklendiriyor". Bu sütunda metafor kullanımının neden bol olduğuna ilişkin bu kadar açıklama bence yeter.

Bir konuyu açıklığa kavuşturmam gerekli: cari açık verili bir büyüme oranındaki tasarruf açığına özdeş olarak eşittir. Cari açığı menkul yatırımları yoluyla finanse etmek yerel büyümeyi yabancı tasarruf kullanarak finanse etmeye varıyor. Bundan dolayı cari açık bir şekilde azaltılacaksa, büyüme de yavaşlamalı. Büyüme oranını el değmeden sürdürmek yerel tasarruflarda -özel tasarruflar ya da şu durumda daha gerçekçi olarak kamu tasarruflarında- artışı gerektirir. Bu da bütçe açığının değişmesi, cari açık daraldıkça bütçe açığının da azaltılması gerektiği demektir. Bu gerçek aşikar olmakla beraber genellikle gözden kaçırılmaktadır. Asıl önemli olansa, faiz oranı -reel faiz oranı- ve döviz kuru paritesinin -reel kur- değişimin dinamikleri süresince nasıl davranması gerektiği hakkında fikir sahibi olmak. Durağan durumda cari açığın sıfıra eşit olduğu genellikle postüle edilir, ama bu tanım gereği böyle olmak zorunda da değildir. Cari açık net borç üzerinden hesaplanan faiz harcamaları, brüt pozisyon üzerinden ortaya çıkan faiz farkları ve ticaret açığının toplamıdır. Durağan durumda daha yüksek bir net borç daha yüksek faiz ödemeleri, böylece daha yüksek ticaret fazlası demektir. Daha  yüksek bir dış ticaret fazlası vermek için denge durumunda daha düşük kur gerekiyor.

Elbette burada anlatılanlar cari açığa modern dinamik yaklaşımın bazı uzantılarından öte sayılamaz. Yaklaşım dinamik olmakla beraber burada dengeye adaptasyon dinamiklerini sergilemekten kaçınacağım. Modern dinamik yaklaşım Mundell-Fleming modelinin ötesine geçer. Maurice Obstfeld'in söylediği gibi, bu yaklaşım bize reel döviz kurunun denge değerinin dış ticaret dengesi ve dış ticaret dengesinin sürdürülebilirliği ile olan etkileşimi hakkında düşünme olanağı veren bir araç sağlar. Unutulmamalıdır ki, net yabancı aktif pozisyonundaki sermaye kazanç/kayıplarını -değerleme etkileri- dikkate almayan yaklaşımlar anlık finansal sermaye hareketlerinin hakim olduğu bir dünyada yanıltıcı olabilirler. Günümüzde büyük miktarda tutulan karışık brüt yabancı varlık ve yükümlülükler fiyatlardaki oynamaların yüksek oranda kredilendirilmiş ülke portföylerini büyük ölçüde etkilemesine neden olmaktadır. Burada ne söylenmek istendiği oldukça açıktır: ülkeler arasında menkul kıymetlerin fiyat dinamiklerini etkileyecek boyutta servet transferleri finans piyasaları kanalıyla mümkün olmaktadır. Ödemeler dengesi cari hesabı tarihi maliyetlere göre raporlar ve aynı mantık milli gelir hesaplarına da uygulanır. Geniş ölçüde yabancı para birimiyle bono çıkararak borçlanan veya yabancı para birimiyle büyük miktarda aktifleri bulunan -Çin ve Japonya gibi- ülkelerin mutlaka değerleme etkisini dikkate almaları  gerekir. Ayrıca, standart versiyonunda, cari dengeye dinamik yaklaşımın sadece dış ticaret (mal) kanalını dikkate aldığı, riskli yatırımların ve dengeler arasında geçiş olurken ortaya çıkan uyum maliyetlerinin etkilerini dikkate almadığı da açıktır. 

Tüm yazılarını göster