Merkez’in faizde yarını da pas geçmesi bekleniyor

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Bu köşede 10 Haziran’da yer alan yazımızda Merkez Bankası’nın 23 Haziran toplantısında ne yapacağını irdelemeye çalışırken içinde bulunduğumuz koşullarda zaten bir faiz indiriminin beklenemeyeceğine vurgu yapmış, artış olasılığını da zayıf gördüğümüzü belirterek şöyle demiştik: 
“Merkez Bankası 23 Haziran toplantısında, o zamanki tablo çok daha bozulmuş olmadığı takdirde, faiz artırır mı, pek sanmıyoruz. Böyle yaptığı takdirde, yani faizi artırdığı takdirde, Merkez Bankası bir anlamda ‘Şimdiye kadar istediğimi yaptırmıyorlardı, bakın şimdi özgürlüğüme kavuştum ve istediğimi yapabiliyorum’ demiş olur ki, bu da bir dönem gerektiği gibi hareket edememenin itirafıdır. Merkez, bunu da yapmaktan olabildiğince kaçınacak ve şu anki tabloya göre, 23 Haziran’da faize dokunmayacaktır. Ama bir kez daha vurgulayalım, bugünkü koşullara göre bu yargıda bulunuyoruz. Bakarsınız 23 Haziran’a kadar tablo çok değişir, Merkez’in atacağı adımlar da daha farklı bir yön alır...” 

7 Haziran’dan sonra oluşan o dramatik dalgalanmadan şimdi eser yok. Doların 2.80’i bulduğu, eorunun 3.10’a ulaştığı, faizin çift haneye çıktığı olumsuz durumdan uzağız şimdi. Dolar 2.71’e geriledi, hatta bu gerileme eğilimi 2.80’e ulaşılan 8 Haziran’da öğleden sonra bile başlamıştı, euro 3.07’lerde salınıyor, faiz yüzde 9.6 dolayında. Yani en azından seçim sonrasının o birkaç saatlik kaotik durumu yok. 

Dolayısıyla, seçim sonrasındaki bir-iki güne kıyasla şimdi durum daha dingin, gidişat daha ılımlı. Bu koşullarda Merkez Bankası yarınki Para Politikası Kurulu toplantısında ne yapar sizce? 

Artış için beklenir 

Biraz önce de belirttik, içinde bulunduğumuz koşullarda bir faiz indirimine gidilmesi söz konusu olamaz. Ama Merkez Bankası, artış için de bir süre daha bekler gibi. 

FED’in faiz artırımı her ne kadar piyasalar tarafından satın alınmışsa da, bu gerçekleştiğinde Türkiye’den de bir miktar sermaye çıkması şaşırtıcı olmayacak tabii ki. Merkez Bankası faizi şimdiden artırarak mı önlem almayı tercih eder, yoksa FED’in artırımının zamanının kesinleşmesinden sonra artışa gitmeyi mi tercih eder. 
Bizim faiz artırmamız, elimizde kalan ve henüz kullanmadığımız son barut niteliğinde. O barutu şimdiden kullanmaya kalkışmak, gelecekte silahsız kalmak gibi bir durum yaratır. O yüzden Merkez Bankası faizi olabildiğince geç artırmak isteyecek ve mevcut durumu korumaya çaba gösterecektir. 

Hem bir sürpriz yaşamadığımız takdirde haziran sonundaki yıllık enflasyon, mayıs sonuna göre gerileyecektir. Mayıs sonunda yüzde 8.09 olarak gerçekleşen yıllık enflasyonu, haziran ve temmuz sonları itibariyle daha düşük görme şansına sahibiz. Baz etkisinden kaynaklanan bu durumu kuşkusuz ki Merkez Bankası da dikkate alacak ve geçici de olsa enfl asyonun gerilemekte olduğu bir dönemde faiz artırımına gitmeyecektir. 

Ağustosla birlikte ise yine baz etkisi kaynaklı olmak üzere yıllık TÜFE’de bir artış yaşanması kaçınılmaz görünmektedir. Dolayısıyla, Merkez Bankası faizi artırmak durumunda kaldığı takdirde, bu hakkını hem enfl asyonun yükseldiği, hem de FED kararıyla birlikte döviz çıkışının daha da yoğunlaştığı ve bunun kuru yukarı çektiği dönemde kullanmak isteyecektir. 

Yani Merkez Bankası’nın yarınki toplantısı çok büyük olasılıkla faize dokunulmadan geçirilecek bir toplantı olacaktır.

Tüm yazılarını göster