Merkez, enflasyon tahminini daha gerçekçi bir düzeye çekti

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Merkez Bankası 2014 yılı için yüzde 5.3 olan enflasyon hedefini, yılın ilk enflasyon raporunda yüzde 6.6’ya revize etmişti. Aslında, Merkez Bankası hedefini değiştirmiyordu da, tahmin olarak başka bir oran dile getirebiliyordu, yapılan da buydu. Hedef yüzde 5.3’te sabit tutulmuş, tahmin yüzde 6.6’ya çıkarılmıştı. Biz de dünkü yazımızda, Merkez Bankası’nın yılın ikinci enflasyon raporunda yıllık tahminde bir değişikliğe gitmeyeceği görüşünde olduğumuza yer vermişti. Yanıldık; yanıldık çünkü Merkez Bankası’nın iki ay daha yükselecek enflasyonun haziranla birlikte düşüşe geçeceği beklentisiyle hareket ederek yüzde 6.6’yı değiştirmeyeceğini varsaymıştık. Oysa Merkez Bankası, ikinci raporda 2014 yılı enflasyon tahminini yüzde 6.6’dan yüzde 7.6’ya çıkardı. Başkan Erdem Başçı’nın verdiği bilgiye göre, 2014 enflasyonu, orta noktası yüzde 7.6 olmak üzere yüzde 6.4 ile yüzde 8.8 arasında bekleniyordu. 

Böylece, yüzde 5.3’lük hedefin 2.3 puan kadar aşılacağı kabullenilmiş oldu. Kuşkusuz yüzde 7.6 daha sonraki enflasyon tahminlerinde aşağı çekilebilir, gerçekleşme daha düşük olabilir; ama şu anki tabloya göre neredeyse yarı yarıya bir sapma söz konusu. 

İlk enflasyon raporunda dile getirilen yüzde 6.6’lık tahmine göre ortaya çıkan 1 puanlık artışın 0.3 puanının TL’nin fazla değer kaybetmesinden, 0.1 puanının 2014 yılı ithalat ve petrol fiyatları varsayımındaki sınırlı yükselişten kaynaklandığı belirtildi. Gıda fiyat artışlarına ilişkin varsayımın yukarı yönlü güncellenmesi de yılsonu tahmininde 0.3 puanlık bir artışa neden oldu. Enflasyon raporunda, “Bir önceki rapor dönemine göre fiyatlama davranışlarında gözlenen bozulmanın da enflasyonun ana eğilimini etkilemek suretiyle yılsonu enflasyonuna yaklaşık 0.3 puan yükseltici yönde etki yapması beklenmektedir” denildi. 

Yüzde 7.6 bile çok zor

Yılın tümüne ilişkin revize tahmin olan yüzde 7.6’yı tutturmak da hiç kolay görünmüyor. Yılı yüzde 7.6 düzeyinde tamamlayabilmek, ilk çeyrekteki yüzde 3.57’lik artıştan sonra son üç çeyrekte yüzde 3.89’da kalmakla mümkün olacak. 

Üç ayda yüzde 3.57, izleyen dokuz ayda yüzde 3.89… Bu oranlar doğrusu pek de gerçekçi görünmüyor.

Ayrıca, son üç çeyrek için öngörülen yüzde 3.89’un, 2004’ten bu yana aynı dönemler için en düşük ikinci oran anlamına geldiğini belirtelim. Daha önce nisan-aralık döneminde en düşük gerçekleşme yüzde 2.38 ile 2010 yılında sağlanmıştı. 

Piyasaların gazı alındı 

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, enflasyon raporunu açıklarken yaptığı konuşmada, enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruşun sürdürüleceğini söyledi. Bu, beklenen bir açıklamaydı zaten. Ek bir sıkılaştırma ihtiyacı görmediklerini, gördükleri takdirde bunu likidite politikasıyla yapmayı tercih ettiklerini belirten Başçı, “Bundan sonraki adım, faizlerde ölçülü ve kademeli bir indirim olabilir” şeklinde konuştu.

Başçı’nın bu ifadesi, piyasalara göreli bir rahatlama getirdi; en yetkili ağızdan zamanı belli olmasa da bir süre sonra faizin gerileyebileceği mesajının gelmesi, faiz oranlarının düşmesini sağladı.  

İran kalmadı, İsviçre verelim!

TÜİK’in dün açıkladığı mart ayına ilişkin dış ticaret verileri, altın ihracatı ve bu ihracatın yoğunlaştığı bir ülkeyle adeta gölgelendi. Altın ihracatı özellikle 2012 yılında zirveye çıkmıştı ve bu ihracatta İran adeta parlayan yıldızdı. İran’a yapılan altın ihracatının kimler eliyle ve ne “bedelle” yapıldığı da 17 Aralık süreciyle anlaşıldı.

2013, altın ithalatının ön planda olduğu bir yıldı. Yılın tümünde altın ihracatı 3.3 milyar dolarda kalırken, ithalat 15.1 milyarı buldu.

Geldik bu yıla ve özellikle mart ayına. Bir de baktık ki, İsviçre’ye bir ayda tam 1 milyar 275 milyon dolarlık altın ihraç etmişiz. Bu ülkeye ocakta 152.2, şubatta da 571.6 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirmişiz. Yani üç ayın toplamı 2 milyar doları bulmuş. Üç aydaki toplam altın ihracatı 2.5 milyar dolar, yani bunun da 2 milyarı İsviçre’ye.

İsviçre’ye altın ihracatımız hep mi yüksek peki, ne gezer! Geçen yılın ilk üç ayında, o da yalnızca martta olmak üzere sadece ve sadece 102 bin 912 dolarlık altın ihracatımız var. Yani 103 bin dolardan, 2 milyar dolara fırlayan bir ihracattan söz ediyoruz. 

Yeri gelmişken belirtmekte yarar var, bu yıl İran’a altın ihracatı hiç yok, en azından ilk çeyrekte.
Türkiye İsviçre’den genellikle altın ithal eder, bu bilinen bir durum. Örneğin geçen yılın ilk çeyreğinde toplam 2.8 milyar dolar olan altın ithalatının 1.1 milyarını İsviçre’den yapmışız. Ama bu yıl toplam altın ithalatı 834 milyon dolara, İsviçre’den yapılan 111 milyon dolara inmiş.

Sonuç olarak altın ticareti yine gündemimize oturuyor. İran’ın yerini de İsviçre alacak gibi görünüyor.
 

Tüm yazılarını göster