Merkez Bankası, ne oluyoruz dedirtti

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Merkez Bankası'nın dün önemli kararlar açıklayacağı, önceki günkü duyurudan zaten belli olmuştu. Bankadan, önceki gün yapılan açıklamada, Para Politikası Kurulu'nun, bazı Avrupa ülkelerindeki kamu borcu sorununa ve küresel büyüme görünümüne ilişkin yakın zamanda artan endişeleri değerlendirmek üzere 4 Ağustos Perşembe günü (dün) saat 10.00-12.00 arasında bir değerlendirme yapacağı ve kararını saat 12.00'de bir basın duyurusu ile açıklayacağı belirtilmişti.

Gelin önce Merkez Bankası'nın aldığı üç temel kararı özetleyelim:

-Politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihalesinde faiz oranı yüzde 6.25'ten yüzde 5.75'e indirildi. Merkez Bankası'nın gecelik borçlanma faiz oranı yüzde 1.50'den yüzde 5'e yükseltildi, borç verme faiz oranı yüzde 9'da sabit tutuldu. Diğer faiz oranlarında değişiklik yapılmadı. Merkez Bankası yaptığı değerlendirmede, "Bazı Avrupa ülkelerindeki kamu borcu sorununa ve küresel büyümeye ilişkin endişeler giderek güçlenmiş ve temmuz ayı Kurul toplantısında işaret edilen riskler belirginleşmiştir. Bu çerçevede Kurul, kısa vadeli faizlerde oluşabilecek aşağı yönlü oynaklığı azaltmak amacıyla gecelik borçlanma faizini önemli ölçüde artırarak faiz koridorunu daraltmaya karar vermiştir" denildi. 

-Merkez Bankası iki yılı aşkın bir sürenin ardından yarından itibaren yeniden döviz satım ihalesi düzenleme kararı aldı. Daha önce son olarak 2 Nisan 2009 tarihinde döviz satım ihalesi yapılmıştı. Daha öncekilerden farklı olarak bu kez her gün ihale yapılmayabilecek. Merkez Bankası, gerek gördüğü günlerde döviz satım ihalesi düzenleyecek. İhaleye katılacak bankaların teklif tutarı, satılacak döviz tutarının yüzde 20'siyle sınırlı olacak.

-Merkez Bankası, temel fonlama aracı olan bir hafta vadeli repo ihalelerinde teklif edilebilecek tutara sınırlama getirdi. Mevcut uygulamada her bir kuruluş ihale tutarı kadar teklif verebilmekte, gelen tekliflerin toplamı ilan edilen ihale tutarından az ya da ihale tutarına eşit ise tekliflerin hepsi kazanmaktaydı. Zorunlu karşılık oranlarının artırılması TL piyasasındaki likidite koşullarının belirgin bir şekilde daralmasına yol açınca, kuruluşlar repo ihalelerinde zaman zaman ihtiyaçlarının üzerinde teklif vermeye başladı. İşte bunun üzerine Merkez Bankası, bugünden geçerli olmak üzere her bir kuruluşun teklifinin, ilan edilen ihale tutarının yüzde 20'si ile sınırlandırılmasına karar verdi.

"Sıcak para korkusu azaldı"

Merkez Bankası'nın aldığı kararları nasıl okumak gerektiğini Merkez'i iyi bilen isimlere sorduk. Daha önce de dile getirilen ortak kanı şu: "Merkez Bankası çok geniş bir veri setine sahip ve gelişmeleri herkesten iyi izleme olanakları var, alınan kararları değerlendirirken bu durum göz önünde bulundurulmalı."

Yapılan değerlendirmelerde ön plana çıkan görüşleri ise şöyle sıralamak mümkün:

-Dışarıdaki gelişmelerden korkulduğu, bu gelişmelerin endişeyle izlendiği açık. Buna tepki olarak politika faizinin indirildiği gözleniyor. Birincisi bu…

-İkincisi, gecelik borçlanma faizi yukarı çekilerek oynaklık azaltılmak isteniyor. Bu, aynı zamanda, sıcak para girecek korkusunun azaldığını gösterir. Sıcak parada bir miktar çıkış oldu, ancak şimdi o kadar girmez. Çünkü dışarısı karışık.

-Döviz satım ihalesine başlanması bir endişenin varlığına işaret. Döviz ihalesi yapılarak, döviz likiditesi eksikliği giderilmek isteniyor. Merkez Bankası anlaşılan artık kurdan da rahatsız oldu.

-Normalde bu kararlar çerçevesinde Türk Lirası zorunlu karşılıkların düşürülmesi de beklenirdi. Ancak, döviz ihaleleri kararı, karşılığın niye düşürülmediğini açıklıyor. TL'de karşılık düşürülse, bu, piyasaya TL verilmesi anlamına gelir, ki bu da kurdaki baskıyı artırır.

-Dış gelişmelerden endişe edildiği için faiz indiriliyor ve döviz satış kararı alınıyorsa bu aşırı ısınma kaygısının pek kalmadığını gösteriyor. Aşırı ısınmaya ilişkin endişeler dağılmışsa zorunlu karşılıkların indirilmesi gerekir; ama daha önce de vurgulandığı gibi, kur üzerinde baskı yaratacağı için böyle bir karar almaktan kaçınılıyor. 

"Ne oluyoruz?"

Merkez Bankası'nın dünkü toplantısından çıkacak önlemlerin böylesine geniş boyutlu olacağı doğrusu pek beklenmiyordu. Aslında Merkez Bankası, bu kararları, toplantı duyurusunu yaptığında öyle anlaşılır ki çoktan almıştı, en azından temel ilkeler belirlenmişti.

Alınan kararlar içinde piyasada en kısa sürede etkisini göstermesi beklenen karar, kuşku yok ki döviz satım ihalelerine yeniden başlanacak olması. Elinizde döviziniz var ve onu bugün mü satmak istersiniz, yoksa Merkez Bankası'nın milyonlarca dolar satışla piyasaya gireceği gün mü? Mantıksız bir soru gibi görünüyor, değil mi… Merkez Bankası'nın piyasaya girmesiyle dövizin gerileyeceğini beklemek çok doğal. Ama dövizde, en azından şu satırların yazıldığı saatler itibariyle bir gerileme gözlenmiyordu.

Merkez Bankası'nın neredeyse elindeki tüm barutları kullanması, kamuoyunda durumun çok vahim olduğu ve alınan kararların çok da işe yaramayacağı algısı yaratıyor. İşte bu yüzden de, Merkez Bankası'nın "döviz satacağım" kararı, kurların gerilemesi sonucunu doğurmuyor. En azından dün öğleden sonra itibariyle tablo böyleydi… 

Tüm yazılarını göster